Ankara’nın bir zamanlar “polis girmez” semti olarak bilinen Çinçin’de çekilen ve internette yayınlanan “Yolunda A.Ş Bir Ankara Dümeni” isimi dizi büyük ilgiyle karşılandı.
12 Kasım’da ilk bölümü yayınlanan internet dizisi, Ankara’nın Çinçin Bağları mahallesinde büyümüş Fehmi Kır ve arkadaşlarının, Başkent sokaklarındaki maceralarını anlatıyor.
Projenin çıkış noktasını Ankara Hürriyet’e anlatan Yönetmen Emre Budak, “Onlar günlük hayatın içinde hep var. Ya görmezden geldik ya da canavar gibi gösterildiler. Ama bana göre onlar birbirine bağlı mahalle çocukları” dedi.
Aynı koşullarda yaşadık
Amatör olarak mesleğe başladıklarını ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nden mezun olduktan sonra bir Ankara projesi yapmak için bir sene çalışma yaptıklarını dile getiren Budak sözlerine şöyle devam etti:
“Biz ekip olarak zaten yıllardır hep bir aradaydık. Memleket Meselesi filminde beraber çalıştığımız yönetmen İsa Yıldız’la beraber Ankara’da iş yapalım dedik ve projeye atıldık. Toros Film ve mynet işbirliği ile yola çıktık. Diziyi televizyon dışında mecrada başlatmamız televizyon sisteminin artı ve eksilerini bilerek verdiğimiz bir karar oldu. Biz hayata baktığımız yerden, sokaktan anlatıyoruz hikayemizi. Senaryoyu oluştururken Ankara sokakları ve özellikle Çinçinli dostlarımızın katkısı oluyor. Sonuçta biz bir Ankara dizisi, mizahı yapıyoruz. Ankaralıların bu desteği olmadan Yolunda A.Ş de olamazdı.
Neden sorusunu sorun
Zamanında insanlar ‘Çinçinliyim’ demeye korkar hale getirilmişti. Girdiğiniz sosyal bir ortamda Çinçin’den zaten bahsedemezsiniz. Çinçinliyseniz önyargıyla bakarlardı. Ama kimse neden sorusunu sormamış. Adam elektriği kaçak kullanıyor. Tamam belki bu kötü bir şey ama neden kullanıyor. Öyle evinde sıcak yatağınızda bu sorunun cevabını bulamazsınız. Gelip buranın koşullarına bakmanız, onlarla aynı havayı solumanız gerekir. Bu proje ile insanların gelemedikleri, çekindikleri sokaklarda, trajikomik hikayelerle insanların hayatına konuk oluyoruz.
Reyting kaygısı istemiyoruz
Yolunda A.Ş bir internet dizisi ve biz bunu televizyona taşımak gibi bir dert içinde değiliz. Çünkü televizyonda büyük bir reyting kaygısı var. Bu kaygı gördüğümüz kadarıyla dizileri toplumsal gerçeklikten biraz uzaklaştırıyor. Sonuçta reytingin gerekleri var ve ona göre içeriği kurmak gerekiyor. Bu da gerçekten uzaklaştırıyor anlatıları. Televizyon gerçeğin yaşatıldığı değil, steril bir gerçeğin asıl gerçekten bağımsız inşa edildiği bir alan. Ekonomik olarak televizyon dışında kalmak zor olsa da, biz elimizden geldiği kadar bağımsız duruşumuzu koruyacağız. Bizim çektiğimiz dizi toplumsal gerçekliğin ta kendisi olduğu için televizyon bize çok uzak. Şu an itibariyle dördüncü bölümümüz yayınlandı. Sekiz bölümümüz ise hazır durumda. Ağır ağır ama keyifli şekilde ilerlemeye devam etmek istiyoruz.”
Hayatın içinden bir karakter
Dizide Fehmi Kır karakterine hayat veren Erdağ Yenel, oluşturulan karakterin kendi kendini geliştirdiğini belirterek şunları söyledi: “İlk başta tasarladığımız Fehmi Kır sadece Ankaralıydı. Ama şimdi Fehmi Kır tek başına bir karakter oldu. Kendi özelliklerini oluşturdu. Hali hazırda bir Çinçin gerçekliği var. Fehmi tam da bu gerçekliğin içinden çıkan bir karakter. Genelde hikayesini İbo ve Ramo üzerinden kuruyor. Hiç ayrılmıyorlar. Karşılaştığı problemlerden arkadaşlarının yardımıyla kurtuluyor. Mahallemizde de bu vardır. Bir sıkıntımız olduğu zaman aileden önce arkadaşlarımız koşar. Mesela ‘Tek Kat Memet’ karakteri var. Hani mahallede yoksul bir arkadaşınız vardır. Dünyayla tek ilişkisi yaşamdır. O Fehmi’nin zayıf noktası.
Ankara'daki Anadolu'yu görün
Fehmi ya da diğer karakterler Keçiören’de de, Çankaya’da da, Sincan’da, aynı etkiyi yarattı. Çünkü her şey gerçek. İnsanlar bu yüzden sahipleniyor. Gerçek olan dediğimiz olgunun içerisinde acı da var sevgi de, mutlulukta var kavga da. Şimdi yoksulluk bu mahallede hep acı ve kederle anlatılmış. Biz gerçekliğin içerisindeki trajikomik yanları ortaya çıkarttık. Artık Çinçin denildiğinde öcü değil Ankara’daki Anadolu görülsün istiyoruz.
Yarım kalan yanınız benim
Diğerlerinin yanında en sakin ve durgun tipleme olan “Tek Kat Memet” karakterini canlandıran Hasan Göktaş, “Dizide sıva işiyle uğraşan ancak asla sıvanın ikinci katını atamayan bir ustayı oynuyorum. Bu karakter insanların yarım kalan aynını temsil ediyorum. Sürekli bir mücadele içerisindeyiz. Her an başımıza onlarca olay geliyor. Yapmak istediklerinizi sıraladığınız zaman arkanıza dönüp bir bakın. Yarım bıraktığınız onlarca şey göreceksiniz” dedi.
Bizi vahşi gösterdiler
Dizideki ‘gerçek Çinçinli’ olan İbrahim Aymergen, dizi ile Çinçin’in birebir örtüştüğünü söyledi. Aymergen diziyle ilgili şunları söyledi “Bir bölümde öğrenciler odun, kömür çalıyor. Çinçin’de yaşayan herkes hayatında bir defa soğuktan korunmak için odun çalmıştır. Normalde sokakta gösterilmek istenen Çinçin’den ibaret değiliz. Her mahallede olduğu kadar kavgamız gürültümüz var. Bunun dışında sıkı sıkıya bir arkadaşlık bağımız da var. Bizi vahşi gösterenler bunu bilerek yaptı. Biz de buna karşılık kendimizi koruma iç güdüsüyle birbirimize kenetlendik. Tamamen şartların oluşturduğu dur