Van’da 2011 yılında meydana gelen depremin ardından Bapun ailesi Sakarya’nın Arifiye ilçesi Neviye mahallesine yerleşti. İnşaat işçisi olan baba Mehmet Emin Bapun akciğer kanserine yakalanıp kemoterapi görmeye başladı. 17 yaşındaki Eyüp Bapun ise lise birinci sınıfı bırakıp inşaatta çalışmaya başladı. Baraj inşaatında çalışan Emin Bapun, tespihe benzettiği bir maddeyi alıp evine geldi. Bir süre sonra rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Bapun’un radyasyona maruz kaldığı belirtildi. Olay sonrası AFAD ekipleri Bapun’un bulunduğu ev ve sokağı karantina altına alarak, ‘İridyum 192’ isimli maddeyi TAEK'e teslim etti. Eyüp Bapun, Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinde tedavi görmesinin ardından, GATA’ya sevk edildi. Yaklaşık 6 aydır tedavi altında tutulan Bapun’un sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
“Tedavisi ne zamana kadar sürecek meçhul”
Radyoaktif maddeye maruz kalarak GATA’da tedavi altına alınan Eyüp Bapun’un tedavisinin ne kadar süreceğinin belli olmadığını belirten baba Mehmet Emin Bapun, “Van depreminde buraya geldik, buraya yerleştik. Bir daha geri dönmedik, çocuklarım burada çalışmaya başladı. Kendimde rahatsızım, akciğer kanseriyim tedavi görüyorum. Rahatsızlığımdan dolayı oğlum Eyüp okulunu bıraktı, baraj inşaatında çalışmaya gitti. İlk gün çalıştı ve ikinci gün ise bu olay meydana geldi. Orada tespih gibi bir şey bulduklarını söyledi arkadaşlarıyla birlikte. Tespih sanarak eve getirdiği cisim radyoaktif madde çıktı. Madde ile yakın temas olduğundan dolayı vücudunda yanıklar ve yaralar oluştu. Şuanda GATA’da tedavi görüyor, beşinci ayı bitmek üzere. Tedavisi devam ediyor, yürüyebiliyor ama tedavi ne zamana kadar sürecek oda meçhul. Bu olay daha önce Türkiye’de olmadığı için genel olarak buradaki doktorlar bu olayı bilmiyor. Amerika’dan bilgi alıp ona göre tedavi uyguluyorlar” dedi.
Amerika’daki doktorlara soruyorlar”
GATA’daki doktorların tedavi ile ilgili Amerikalı doktorlardan bilgi alarak tedaviyi sürdürdüklerini ifade eden Amca Tahir Bapun ise “Bu radyasyon olayından dolayı kardeşim mağdur oldu. Ben kendi imkanlarımca yardımcı oluyorum. Hükümetimiz ve devletimizin çıkardığı kanun sayesinde çocuğumuz tedavi görüyor. Eğer bu kanunda olmasaydı acaba halimiz ne olurdu. Çocuğumuzun mağdur olmasına rağmen ne gelip ilgilenen var şirketten, ne ilgili firmadan cihazın firmasından gelip ilgilenen yok. Üç ay ben yanında kaldım, şuanda annesi yanında, altıncı aya giriyor tedavi süreci Ankara’da. Babası mağdur, akciğer kanseri. Keşke böyle olmasaydı mağduriyet giderilseydi en azından bir hal hatır sorulsaydı, bu çocuğun ileride sorunları olabilir doku kanseri olabilir. Üç ay ben GATA’da kaldım doktorlar çaresiz kalıyor, diyorlar ki Türkiye’de böyle bir şey gelmedi başımıza, nasıl tedavi edileceğini yaraya ne süreceğimizi bizde bilmiyoruz diyorlar. Doktorların ilgilenmeleri çok mükemmel ama böyle bir şey başlarına gelmedikleri için tedaviyi tam bilmiyor, Amerika’da ki doktorlara soruyorlar ve onlarla irtibat halindeler. İnşallah ileride iyi olur, ne zamana kadar kalacağını bilmiyoruz. Radyoaktif madde vücudunu çok tahrip etmiş ve kemiklere kadar yakmış” diye konuştu.