20 yıl öncesine kadar kadınlarda genellikle 45-55 yaşları arasında görülen meme kanseri, günümüzde 35, hatta çok daha genç yaşlardaki kadınları bile tehdit ediyor. Meme kanseri, Türkiye’de ölümle sonuçlanan kanser türleri arasında ise 2’nci sırada yer alıyor. Tüm bu verilere rağmen, umutsuzluğa kapılmamak gerekiyor. Özellikle de ‘erken tanı’ konulan meme kanseri tedavisinde başarı oranı, son yıllarda geliştirilen yeni tedavi yöntemleri ve ileri teknolojik uygulamalar sayesinde yüzde 90’a ulaşıyor. Hatta hasta, tam anlamıyla şifaya kavuşabiliyor.
Toplumda meme kanserine yönelik kulaktan kulağa yayılan yanlış bilgiler nedeniyle yapılan hatalar, yaşamsal öneme sahip olan erken tanıyı geciktirebiliyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Aktan, meme kanserinde doğru sanılan 7 yanlış bilgiyi şöyle anlatıyor:
HER KİTLE KANSER DEĞİLDİR
1) Yanlış: Memede gelişen her kitle kanserdir.
Doğru: Toplumdaki yaygın inanışın aksine memedeki kitlelerin 10’undan 8’i kanser değildir. Bu kitlelerin kist (içi sıvıyla dolu kese) veya fibroadenoma (anormal ancak kanser olmayan kitle) olma ihtimali daha yüksek. Bazı kitleler adet dönemlerinde ortaya çıkıp daha sonra kaybolabiliyor.
2) Yanlış: Kanser olan meme kitleleri ağrı yapmaz.
Doğru: Meme kanseri çoğunlukla ağrısız olmakla birlikte, iltihabi reaksiyonlu meme kanseri erken evrede şişlik, hassasiyet ve sıcaklık gibi belirtilerle gelişiyor ve ele gelen kitle varsa bu ağrılı olabiliyor.
3) Yanlış: Emziriyorum, kanser olmam.
Doğru: Emzirirken enfeksiyon veya süt kanallarının tıkanması sonucu memede kitleler oluşabiliyor ve bunlar kanserle ilişkili olmuyor. Emzirmek meme kanserinden koruyucu etkenlerden biri. Yapılan çalışmalarda 12 ay emziren kadınlarda riskin yüzde 4 oranında azaldığı tespit edilmiş. Ancak uzun süre süt vermiş kadınlarda da meme kanseri görülme riski olabiliyor. Emzirmek meme kanserine yakalanma riskini azaltsa da, ele gelen kitle nadiren de olsa kötü huylu tümör olabiliyor.
GENÇ YAŞTA DA KANSER RİSKİ VAR
4) Yanlış: Genç yaştayım, elime gelen kitlenin meme kanseri olma ihtimali yok.
Doğru: Meme kanserine yakalanma riski menopozdan sonra ve 50 yaşın üzerinde daha yüksek olmakla birlikte, günümüzde 35 yaş altında tanı konulan meme kanseri sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu nedenle genç yaşlarda ele gelen kitle de meme kanserine işaret edebiliyor.
5) Yanlış: Mamografimi yeni yaptırdım, elime gelen kitle için bir sene bekleyebilirim.
Doğru: Yakın zamanda sonucu normal çıkan bir mamografi çektirmiş olsanız bile memenizde bir kitle fark ettiğinizde mutlaka doktora başvurun. Çünkü özellikle yoğun meme dokusuna sahipseniz veya kitle koltuk altı gibi saptanması zor bir bölgede ise mamografide gözden kaçmış olabiliyor. Doktorunuz mamografinin tekrar edilmesini veya ultrasonografi tetkiki yaptırmanızı ya da MR (magnetik rezozans) çektirmenizi isteyebilir. Sonuç yine normal çıkarsa sadece takip ederek beklemeyi önerebilir.
BİYOPSİ İLE KANSER YAYILMAZ
6) Yanlış: Ailemde meme kanseri yok, elime gelen kitle muhtemelen zararsız.
Doğru: Pek çok kadın ailesinde meme kanseri öyküsü yoksa bu riski taşımadığını düşünüyor. Ancak Amerikan Kanseri Derneği’nin verilerine göre, meme kanserine yakalanan kadınların en fazla yüzde 15’inin ailesinde bu hastalık mevcut.
7) Yanlış: Memede tespit edilen kitleden biyopsi yapılması kanserin yayılmasına neden olur.
Doğru: Memede şüpheli bir kitle tespit edildiğinde önerilen biyopsi ve sonrasında meme kanseri yayılmaz, çünkü günümüzde tru-cut biyopsi olarak adlandırılan özel bir tetkikle yapılan biyopsi iğnesi tamamen kapalı sistemle işlev görüyor. Yani, kitleden alınan doku iğnenin ucunda bulunan ve otomatik çalışan bir sürgülü kapak sistemiyle iğne ucuna alınıyor ve tümör iğne yolu boyunca yayılımı engelliyor.