Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan, bir kez daha mahkûm oldu. Öncesinde de teröre destekten hüküm giymiş, cezasını çekmiş, ancak tartışmalı bir şekilde aday gösterilip seçilmişti. O dönem de kamuoyunda yoğun itirazlar yükselmiş, “Devletin kırmızı çizgisi nerede?” sorusu sorulmuştu. Şimdi ise hukukun gereğini yerine getirmesiyle bir kez daha mahkûm olan Zeydan’ın, Van Büyükşehir Belediyesi’nde görev yapmaya devam etmesi kabul edilebilir mi?
Devletin Tavrı Net Olmalıdır
Türkiye, yıllardır terörle mücadele ediyor. Yüzlerce şehit, binlerce mağdur, bölgenin kalkınmasının önüne konulan engeller ve terör örgütüyle bağlantılı yapıların her fırsatta devlete karşı konumlanması… İşte tüm bunların ışığında terörle bağı olan kim varsa devletin herhangi bir kademesinde bulunmamalıdır.
Mahkeme kararı ortadadır. Van Belediye Başkanı hakkında verilen hüküm, sadece bir bireyin cezası değil, Türkiye’nin güvenlik çizgisinin yeniden belirlenmesi adına da bir mesajdır. Artık burada tartışılacak bir şey yoktur: Zeydan’ın belediye başkanlığı sona ermelidir!
Kayyum Atanması Kaçınılmazdır
Devletin hiçbir kurumu, özellikle yerel yönetimler, terör örgütleriyle doğrudan ya da dolaylı bağı olan kişiler tarafından yönetilemez. Kamu kaynaklarının nasıl ve kimler için kullanıldığı, yapılan atamalar, verilen izinler, belirlenen politikalar; işte bunların tamamı, doğrudan bir belediyenin kimlerin kontrolünde olduğuna bağlıdır. Eğer bir belediye başkanı daha önce teröre destekten mahkûm olmuşsa, sonrasında şüpheli bir şekilde aday gösterilip tartışmalı bir süreçle seçilmişse ve şimdi yeniden mahkûmiyet almışsa burada devletin yapması gereken şey açıktır: Kayyum atanmalı ve kamu düzeni sağlanmalıdır.
Bazıları “seçimle geldi” diyerek süreci tartışmaya açmak isteyebilir. Ancak seçimle gelmek, hukukun üstünde olmak anlamına gelmez. Hele ki terörle ilişkili bir geçmişiniz varsa, kamu görevi yapma ehliyetiniz de ortadan kalkar. Bu sadece Van özelinde değil, tüm Türkiye için geçerli olmalıdır.
Teröre Taviz Vermek, Geleceği Tehlikeye Atmaktır
Türkiye, FETÖ ile mücadelede nasıl net bir tavır aldıysa, PKK’nın siyasi uzantıları konusunda da aynı netlikte olmalıdır. Eğer bir kişi terörle ilişkilendirilmişse, onun belediye başkanlığı yapması gibi bir durum söz konusu bile olamaz.
Bu mesele sadece Van’ı ilgilendiren bir mesele değildir. Bütün Türkiye için bir güvenlik meselesidir. Devlet, bu tür durumlara asla taviz vermemeli, kararlı ve net bir şekilde gereğini yapmalıdır.
Ve en önemlisi, terörle arasına mesafe koymayan hiç kimse, devletin hiçbir kurumunda görev alamamalıdır!