Geride bıraktığımız haftada korona virüs endişelerinin artması ile birlikte riskli olarak kabul edilen varlıklardan çıkış hız kazanırken belirgin değer kayıpları yaşandı. Uzun bir süredir yurtdışından pozitif ayrışan Borsa İstanbul’un ise bu kez küresel görünüme paralel olarak son dönem zirvesinden uzaklaşması dikkat çekti. Yeni haftada da küresel görünümün TL varlıklar açısından bir kez daha belirleyici faktör olarak çalışmasını beklerken haftaya iyimser bir tonda başlanmasının yansımalarını yurtiçinde de göreceğimizi tahmin ediyoruz. Makroekonomik veri tarafında ise bugün cari işlemler dengesi ve sanayi üretimi rakamlarını takip edeceğiz. İhracattaki gerileme ve turizm gelirlerinin daralması ile cari işlemler açığının 4 milyar dolar olması bekleniyor. Arındırılmamış sanayi üretiminin ise Mayıs ayında %27 civarında düşüş gösterdiği tahmin ediliyor.
ABD’den ise enflasyon hariç bu hafta gelecek verilerin ekonomik aktivitedeki toparlanmayı teyit eden bir tablo ortaya koyması bekleniyor. Bu noktada özellikle perakende satışlar ve sanayi üretimi rakamlarının nasıl bir seyir izleyeceği yakından takip edilecektir. Öte yandan ABD’de ikinci çeyrek bilançoları bu hafta açıklanmaya başlanacak. Bilançoların direkt bir etkisi olmasa da ABD borsalarının kapanışı üzerinden küresel risk iştahının şekillenmesinde pay sahibi olabilir. Genel olarak bakıldığında S&P 500 şirketlerinin çeyreksel kârlılığının yıllık bazda %44 oranında geri çekilmesi bekleniyor. Bu rakam 2008 yılından bu yana en sert geri çekilme olması bakımından da dikkat çekici. Ancak pandemi nedeniyle beklentilerin düşük olması birçok şirketin tahminlerden daha iyi sonuçlar açıklamasına kapı aralıyor.
Euro Bölgesi’nde ise bu hafta ECB toplantısını takip edeceğiz. Hatırlanacağı gibi Merkez Bankası son toplantısında faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gitmezken 750 milyar EUR olan PEPP programının büyüklüğünü ise piyasa beklentisinin 100 milyar EUR üzerine çıkarak 600 milyar EUR’luk artış ile 1,35 trilyon EUR seviyesine yükseltmişti. Bu adımın ardından ECB’nin beklemede kalma ihtimali oldukça yüksek görünüyor.
BEKLENTİLERİMİZ
Borsa İstanbul küresel baskıya direnemedi. Son dönemde yurtdışına
kıyasla çok daha dirençli bir performans sergileyen BIST-100 endeksi geride bıraktığımız haftada ise oldukça farklı bir tablo ortaya koydu. Korona virüs vakalarındaki artışın ekonomik aktiviteyi tehdit etmesi nedeniyle küresel piyasalarda artan satış baskısına direnemeyen endeks satışları destek bölgesinde karşılamayı başaramadı. 117 bin desteğinin altına sarktıktan sonra 115 binin üzerinde tutunmayı da başaramayan BSIT-100 endeksi böylece Mart ayından bu yana devam ettirdiği yukarı yönlü bandı kırmış oldu. Kısa vadeli göstergelerin bozulması ile birlikte teknik açıdan aşağı yönlü riskler artmış durumda. Bu noktada, endeksin yeni haftada tekrar 115 binin üzerine yükselerek yukarı yönlü trendine dönüp dönmeyeceğini izleyeceğiz.
Teknik Analizde Öne Çıkanlar
|
Hisse
|
RSI
|
Momentum
|
MACD-AS
|
Regresyon
|
AGHOL
|
AL
|
AL
|
AL
|
AL
|
TCELL
|
AL
|
AL
|
AL
|
AL
|
EUR/USD 1,13’ün üzerinde tutunmaya devam ediyor. Risk iştahının daralması doları daha cazip bir seçenek haline getirse de ABD tahvil faizlerindeki geri çekilmenin tam tersi bir etki yaratması paritede yukarı yönlü denemelerin korunmasını sağlıyor. Bu kapsamda EUR/USD 1,1300’ün üzerini test etmeyi sürdürüyor. Paritenin geride bıraktığımız dönemde 1,1350 ve 1,1380’in üzerinde belirgin şekilde zorlandığını düşünürsek hafta içinde bu seviyelerin aşılıp aşılamayacağını izleyeceğiz. Genel olarak baktığımızda ise korona virüse ilişkin endişelerin hafiflemesi durumunda paritede yukarı yönlü hareket alanının daha geniş olduğunu düşünmeye devam ediyoruz.
USD/TL bant hareketini sürdürüyor. 6,86’nın üzerine yükseldikten sonra kurda teknik açıdan yukarı yönlü riskler artmış olsa da geride bıraktığımız bir ayda olduğu gibi kurda anlamlı bir değişim gerçekleşmiyor. Artan korona virüs vakaları güvenli liman özelliği ile öne çıkan doları daha güçlü bir seçenek haline getirse de ABD tahvil faizlerindeki aşağı yönlü hareketin doların cazibesini azaltması TL üzerindeki baskının da kısmen hafiflemesini sağlıyor. Bu eğilim
devam ettikçe kurda da yukarı yönlü hareket alanının sınırlı kalması şaşırtıcı olmayacaktır. Teknik açıdan bakıldığında ise yatay seyir nedeniyle göstergelerin net bir yöne işaret etmediğini söyleyebiliriz.
Ons altın direncini koruyor. ABD tahvil faizlerinin gerek güvenli liman alımları gerekse geçtiğimiz haftaki büyük ölçekli ihalelere gelen yoğun talebin etkisiyle belirgin düşüşler göstermesi doların destek bulmasını zorlaştırırken altın açısından ise lehte bir zemin yaratıyor. Bunun bir sonucu olarak fiyatların 1800 dolardan çok fazla uzaklaşmadığını görüyoruz. Sık sık dile getirdiğimiz gibi korona virüs vakalarındaki artış ekonomik aktivite açısından risk teşkil etmeye devam ettikçe altının yukarı yönlü denemeler yapması şaşırtıcı olmayacaktır. Ancak teknik olarak ise 1820 doları ilk önemli direnç olarak görmeye devam ediyoruz.
Kaynak:ÜNLÜ Menkul
Hibya Haber Ajansı