Olay 2012'de İstanbul Anadolu Yakası'ndaki bir ilçede meydana geldi. Cumhuriyet Savcılığı'na müracaat eden genç bir kız, eski erkek arkadaşının birlikte oldukları dönemde çekildikleri fotoğrafları sosyal paylaşım sitesindeki hesabından paylaştığını, bütün ısrarlarına rağmen fotoğrafları kaldırmadığını öne sürdü. Genç kız, eski arkadaşının özel hayatına dair görüntüleri ifşa ettiğini iddia etti. Savcılık soruşturmasının ardından genç adam hakkında İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ne 'özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek' suçundan dava açıldı.
Taraflar arasında özel hayata dair olduğu kabul edilecek resimlerin ilişki sürecinde birlikte sanığın facebook hesabından paylaşıldığı ya da müştekinin buna açıkça rıza gösterdiğine dikkat çeken mahkeme, ilişki bittiğinden itibaren resimlerin sayfadan çıkarılmamasının özel hayata dair görüntülerin ifşası anlamına gelmeyeceğine hükmetti. Suça konu resimlerin başlangıçtan itibaren belirli aşamaya kadar hukuka uygun olarak ifşa edildiğine vurgu yapılan mahkeme kararında; genç kızın rızasını çektiği anda eylemin suça dönüşmeyeceği bildirildi. Genç kızın kararı temyiz etmesi üzerine devreye giren Yargıtay 12. Ceza Dairesi kararı bozdu.
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, ilk kararında direndi. Mahkeme, sanığın beraat kararını yeniledi. Yeniden temyiz edilen kararda son sözü Yargıtay 12. Ceza Dairesi söyledi. Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi:
"Sanığın, bir karede mağdurun kendisini yanağından öptüğü, diğerlerinde kendisine sarıldığı ve her ikisinin üzerlerinde günlük kıyafetleri bulunduğu halde yan yana poz vererek çektirdikleri fotoğraflarını, mağdurun bilgisi dahilinde facebook hesabında yayımladıktan sonra, söz konusu fotoğrafları, mağdurla ayrılmalarına ve mağdur tarafından kaldırılması istenilmesine rağmen yayımlamaya devam etmiştir. İddiaya konu sanıkla mağdur arasındaki ilişkinin varlığını ve boyutunu gösteren fotoğrafların, daha önce mağdurun rızasına uygun olarak facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde yayımlanmış olması karşısında, bu fotoğraflar, mağdurun özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte görüntüler olarak kabul edilemez.
Sanığın, mağdura ait kişisel veri niteliğindeki fotoğrafları, mağdurun rızasına aykırı şekilde yayımlamaya devam etmesi biçiminde sübut bulan eyleminden dolayı Türk Ceza Kanunu'nun 136/1. maddesindeki, 'verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme' suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yasal ve yeterli olmayan yazılı gerekçelerle sanık hakkında beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır. Yerel mahkeme kararının oy birliği ile bozulmasına hükmolunmuştur."
Yargıtay'ın bozma kararının önümüzdeki günlerde mahkemeye ulaşmasıyla 5 yıldır bitmeyen dava yeniden görülecek.