Süper Ligde can pazarının yaşandığı alt sıraları yakından ilgilendiren Başkent derbisinde 1-0’lık skorla kazanan Gençlerbirliği, ilk yarıdaki 2-1’lik yenilginin rövanşını alırken, puanını 27’ye çıkarıp, zorlu yarışta soluklandı. Son 3 haftadaki yükselişini sürdüremeyen Ankaragücü ise bu mağlubiyetin ardından 20 puanda ve ateş hattının içinde kaldı ve ateşini düşüremedi. Ligde son 11 haftaya girilirken iki takımı da sonraki süreçte önemli maçlar bekliyor. Gençlerbirliği, 24. haftada ligde şampiyonluk yarışının en güçlü adayları arasında yer alan Galatasaray ile deplasmanda karşılaşacak. Ankaragücü ise zirvenin bir başka adayı Demir Grup Sivasspor’u konuk edecek.
Kritik derbide, Gençlerbirliği’ni öne çıkaran unsurlar nelerdi, Ankaragücü nerede yanlış yaptı ? Önce galip gelenden başlayalım.
GENÇLERBİRLİĞİ NASIL KAZANDI ?
Öncelikle Gençlerbirliği oyuncuları daha inanmış, daha motive ve daha kararlıydı. Bu maçta, alınacak bir puan, en azından sahadaki rakipleriyle olan farkı korumalarını sağlayacak olsa da maç boyu kafalarında 3 puan düşüncesi hakimdi. Müsabakanın neredeyse tamamına hakimdiler ve yüzde 65 oranında topa sahip olup, oyun alanına hükmettiler. Sahaya iyi dağılıp, birbirlerine yakın oynadılar ve sürekli yardımlaştılar. Rövanşı alma isteğine, rakibe sağlanan ayrıcalıklar nedeniyle içlerinde biriktirdikleri öfke ve tepkiyi ekleyip, son ana kadar üst düzey mücadele ortaya koydular. Yönetimin, rakipten gelen taraftar sayısının arttırılmasına yönelik talebi geri çevirmesinin de oyuncular üzerinde olumlu etkisi oldu. Ankaragücü’nün bu yönde oluşturacağı baskı en aza indirildi. Hamza Hamzaoğlu’nun ilk direktifi, A.Gücü’nün en etkili ismi Rodrigues’in topla buluşmaması ve yüzünü dönmeye fırsat verilmemesiydi. Portekizli, ne zaman topu alsa hemen 2’li 3’lü sıkıştırma geldi. Kırmızı-siyahlılar, zaman zaman tatlı sert faullerle onun oyuna girişine ve tehlikeli olmasına izin vermediler. A.Gücü’nün etkili oyuncuları Lobjanidze ve Michalak’ın koşu yollarını iyi kapatıp, rakibin kanat akınlarını etkisiz hale getirdiler. Boş alan bırakmayıp, hızlı hücum fırsatı tanımadılar.
Zorlu maçta, Gençlerbirliği adına, ufak tefek hatalar dışında, bütün oyuncular görevini yerine getirdi. Stancu’nun varlığı hücum gücünü hemen fark ettiriyor. Nordfeld, yine iyi bir maç çıkardı. Oyundan alınana kadar Baiano, dinamik, enerjik ve agresifti. Çok top çaldı. Halil İbrahim en verimli maçlarından birini oynadı. Hücum aksiyonlarında kendini daha sık gösterdi. Sio, bazen eleştirilse de gizli bir silah olduğunu belgeleyip, golüyle derbiye damga vurdu. Kaptan Sessegnon ise takımın saha içindeki lideriydi. Top onun ayağına her geldiğinde, Gençlerbirliği atakları şekillenip, olgunlaştı. Oyun bilgisi, zekası ve organizasyon yeteneği ile hem arkadaşlarını rahatlattı hem de tehlikeli bölgelere toplar taşıyıp, paslar uzattı.
ANKARAGÜCÜ NEDEN KAYBETTİ ?
Anadolu takımları için büyük bir takıma karşı kazanmak, bir hafta sonraki maça farklı etki ediyor. Ankaragücü de Fenerbahçe maçından sonra bu olumsuzluğu yaşadı. Teknik ekip ve oyuncular o karşılaşmadaki yüksek motivasyonu, enerjiyi derbiye yansıtamadı. Takım olarak, dağınık ve mücadele yönünden eksiktiler. Fenerbahçe maçını Orgill’siz kazanmış olsalar da bu maçta kendisini aradılar. Bir önceki maçta Teknik Direktör Mustafa Reşit Akçay, Fenerbahçe’nin orta alandaki etkili ayağı Gustavo’yu önce Sedat, sonra Pinto ile durdurmuştu. Bu müsabakada nedense Sessegnon için aynı önlemi almayı düşünmedi. Sesegnon, kolayca toplar alıp, rahat hareket alanı buldu. Zorluk çekmeden adam eksiltti. Rakibin tehdit unsurları Stancu ve Sio da markajsız oynadı. Faty’nin bu maçta ne yaptığını kimse anlamadı. Zaten her zaman eleştirilen bir oyuncuydu, orta alandaki derin boşlukta, kaybolup gitti. İlhan Parlak, için de benzer şeyleri söylenebilir. Görev yerinin neresi olduğu, ne amaçla sahada kaldığı belirsizdi. Ankaragücü; Malatyaspor ve Fenerbahçe maçlarında olduğu gibi derbide de yine topla oynama konusunda rakiplerinin gerisinde kaldı. Önceki iki maçta, topu rakibe verip, savunma arkasında bıraktıkları boşlukları değerlendirerek sonuca gitmişlerdi ancak bu kez olmadı. Rodrigues, Lobanijdze, İlhan ve Michalak gibi forvet yönü ağır basan oyuncular, rakibin baskısı karşısında hem top kullanma hem de topu kazanmada üst seviyede değildi. Önceki iki maçta, geriye yaslanıp, rakibin hatasını kollama düşüncesi, orta alan üstünlüğünü kuramayacak ve gerekli direnci sağlayamayacak bu kadro yapısı ile bu maçta istenen sonucu veremezdi. Vermedi de. Bu takımın ateş üstünde yürürken, deneyimi ve kalitesiyle savunmayı toparlayacak sağlıklı bir Pazdan’a ihtiyacı var.
KONTROLÜ ELDEN BIRAKMAYACAĞIZ
Gençlerbirliği’nin Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu, kontrolü elden bırakmadan ligde yukarıya doğru çıkmak için çalışacaklarını söyledi.
Hamzaoğlu, maçla ilgili değerlendirmesinde, Ankara derbisine yakışır bir mücadele yaşandığını belirterek her iki takımın oyuncularını da tebrik etti.
Tehlikeli bir takıma karşı oynadıklarını dile getiren Hamzaoğlu, şunları söyledi:
“Bütün hafta boyunca rakibimizin etkili yönlerini nasıl kapatırız diye düşündük. Aynı zamanda kazanmak zorunda olacağımız bir maç olduğu için hücuma da çıkmamız gerektiğini biliyorduk. Zaman zaman pozisyonlar yakaladık, değerlendiremedik. Rakip de yakaladığı kontrataklarla pozisyonlar buldu ama atamadı. Halil İbrahim’in güzel ortası, Sio’nun doğru zamanda doğru yerde vuruşuyla maçı kazandık. Oyuncularımı tebrik ediyorum. Şimdi önümüzde Galatasaray maçı var, ona en iyi şekilde hazırlanacağız. Aşağıdan biraz uzaklaştık gibi görünse de lig hala daha devam ediyor. Kontrolü, dikkati ve konsantrasyonu bozmadan tırmanmaya gayret edeceğiz.”
FUTBOL MÜCADELE OYUNUDUR
Hamzaoğlu, hakemlerin her pozisyonda faul çalmamalarının futbolu olumlu şekilde etkilediğini vurguladı.
Türkiye Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulunu tebrik eden Hamzaoğlu, şöyle konuştu:
“Gerçekten güzel bir karar aldılar. Pozisyonlarla ilgili devam kararı, her pozisyona faul çalmama kararı bence çok önemli bir eksiğimizdi, bunu tamamladılar. En küçük dokunuşta hemen faul veriyorlardı, futbol oynayamıyorduk. Kazanan da kaybeden de zevk almıyordu, sahada futbol oynayamıyordu. Futbol mücadele oyunu, bu oyunda mücadele eden ayakta kalacak. Bu karar çok doğru bir karar. Faul olmayan bir pozisyona faul verip oyunu durdurmaktansa, faul olsa bile devam ettirip oyunun akıcılığını sürdürmek önemli. Zaten önemli bir şey olduğunda geriye dönük VAR sistemiyle önlemler alınacağı için oyunu sıcak tutmak çok daha doğru bir karardı. Bütün hakemlerimizi kutluyorum, bu kararı çok güzel uyguluyorlar.”
TAKIMI BU GİRDAPTAN KURTARMALIYIZ
MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Mustafa Reşit Akçay karşılaşmanın, iki takım için de yukarıya doğru tırmanma çabası için bir başlangıç gibi gözüktüğünü belirterek, “Beklediğimiz bir oyun sergileyemedik. Özellikle ikinci bölgedeki mücadeleyi kazanmamız gerekiyordu ama orada rakip daha üstün oynadı. Özellikle Sessegnon’un driplingleri etkili oldu. Buna rağmen çok fazla pozisyonu olan bir maç olmadı, hata yapan kaybedecekti. Biz hata yaptık. Rakibimizi kutluyoruz” dedi.
Alt sıralardan kurtulmak ile ilgili enerjilerini sürdürdüklerini dile getiren Akçay, şunları söyledi:
“Çok çalışacağız. Bazı sakat oyuncularımız var onların da katılmasıyla hücum gücümüzün biraz daha artacağını düşünüyoruz. Savunmayı biraz düzelttik. Ofansif anlamda da topun bizde kalmasıyla ilgili süreçler üzerinde çalışıp, sonuna kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Fenerbahçe karşısında çok iyi oynayan MKE Ankaragücü varken ne oldu da derbide vasat oynayan bir takıma döndü denilebilir. Belki bir endişe oluşturuldu biz bunların önüne geçmek için buradayız. Bir konsantrasyon eksikliğinin ortaya çıktığının farkındayız, bir takım önlemler alırsınız ama bunları bazen değiştiremiyorsunuz.”
GERÇEKLERLE YÜZLEŞİYORUZ
“Oscar Scarione ve Dever Orgill’i tamamen iyileşmeden sahaya sürmek istemedik. Sahaya 11 yabancı oyuncuyla çıkmak benim anlayışıma ters mi değil mi ? Takımın şu andaki ateş çemberinde olması bizi bazı prensiplerden ve ideal düşüncelerimizden uzaklaştırabilir. Gerçeklerle yüzleşiyoruz. Takımımızı bu girdaptan kurtarmalıyız bunun için hazırlıklar yapılmalıydı, yapılan hazırlıklar içinde en doğruyu sahaya sürmeye çalışıyoruz. Benim milli bakışım yerli oyuncularımızı hayata geçirmekle ilgili idealim var ama şu an takımımızın buradaki durumu bizi bazı şeylerden uzaklaştırıyor.”