Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî ziyaret için gittiği Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile heyetler arası toplantıya katıldı. İki lider gerçekleştirdikleri baş başa görüşmenin ardından Elysee Sarayı'nda ortak basın toplantısı düzenledi, soruları cevaplandırdı. Erdoğan, özellikle Avrupa Birliği (AB) konusunda önemli mesajlar verdi, özetle şunları söyledi:
Türkiye, Avrupa Birliği’nin kapısında 54 yıldır bekletilen bir ülke. AB bize gerekçe sunamıyor. İlk zamanlar 15 fasıl üzerinden bizi engellerken daha sonra bu 35'e çıktı. Kapatılması da olmadı. Tabii bu bizi ciddi manada yorduğu gibi milletimi de yoruyor. Belki de bizi bir karara doğru sürükleyecektir. Zira sürekli olarak 'ne olur artık bizi de alıverin' diyecek halimiz de pek yok. Bakın bunu Fransa'dan söylüyorum, buradan dillendiriyorum, sesleniyorum.
Hedef 20 milyar avro gibi bir ticaret hacmine ulaşabilmek. Bu Fransa Türkiye el ele verdiği zaman yapılmayacak bir ticaret hacmine ulaşma değildir.
Türkiye olarak Suriyeli mülteciler için şu ana kadar 30 milyar dolar harcama yaptık. Avrupa Birliği'nin vermiş olduğu söze rağmen şu ana kadar verdikleri 900 milyon avrodur. Aynı şekilde Dünya Mülteciler Komisyonuna bakıyorsunuz oradan da ciddi bir rakam gelmiyor, son olarak herhalde bir 600 milyon doları buldu, oradan gelen de bu. Fakat biz bütün bunlara rağmen mültecilere en büyük desteği vermeye devam edeceğiz.
(Macron’un verdiği liste): Batı, her zaman bize 'Yargı bağımsızdır' diyor. Türkiye'de yargı bağımlı değil ki. Türkiye'de de yargı bağımsız. Sayın Cumhurbaşkanı bana bazı isimler verdi. Ben Adalet Bakanlığımızdan onlarla ilgili bilgileri temin ederek kendilerine göndereceğim. Fakat şunu bilmelerini isterim; terör kendi kendine oluşmuyor, terörün ve teröristin bahçıvanları vardır. Bu bahçıvanlar işte o 'düşünce adamıdır' diye bakılanlardır. Onlar, gazetelerin köşelerinden orayı sularlar, oranın bahçıvanı, fikir babaları, düşünce babaları olarak onları yetiştirirler. Bir gün gelir bakarsınız ki bu insanlar karşınıza terörist olarak çıkar.
Fransa'da FETÖ dernekleriyle, vakıflarıyla, iş yerleriyle adeta kurumsallaşıyorlar. PKK aynı şekilde kurumsallaşıyor. Yani buralardaki hassasiyet eğer gözden kaçırılırsa inanıyorum ki yarın bunun sıkıntısı farklı olacaktır. Şimdi dostlarımıza sesleniyorum, aynı şekilde PYD/YPG, PKK'nın yan kollarıdır. Bunlara karşı da aynı mücadeleyi bizim beraber vermemiz gerekir. YPG, PYD, bunlar PKK'nın yan kuruluşları olarak kuzeyden aslında Akdeniz'e girmenin yollarını arıyorlar. Buna müsaade yok.
Fransa ile özellikle diyaloğumuz 'Suriye' konusunda da kararlı bir şekilde devam edecek. Bizim hedefimiz Esadlı bir çözüm değildir. Bizim hedefimiz Esadsız ve Suriye halkının kendi demokratik iradesiyle bir seçimi gerçekleştirmektir. Bizim buna yardımcı olmamız lazım.
MACRON: İKİ YÜZLÜLÜK VAR
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da şunları kaydetti:
Türkiye ile terörle mücadelede örnek teşkil eden iyi bir işbirliğimiz var. Bu sürecek. Fransa'da terör örgütü olarak kabul ettiğimiz PKK ile özellikle finansı sağlayan şebekelerle mücadele etmek için gereken tedbirleri alıyoruz. Temel haklar konusunda da görüştük. Açık ve net olmak isterim, çok büyük bir saygı duyuyorum. Ve Türkiye'nin yaşadığı zorlukların bilincindeyim.
Türkiye-AB ilişkilerinde iki yüzlülükten çıkmak gerekiyor. Yani kendiliğinden yeni başlıkların açılması gibi bir şey mümkün olmayacaktır.
ORTAK FÜZE ANLAŞMASI
Toplantı öncesinde Erdoğan ve Macron’un huzurunda Türkiye ve Fransa arasında üç anlaşma imzalandı. Bunlardan biri, Türkiye ile Fransa ve İtalya arasında savunma sanayinde Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi anlaşması. Diğerleri de Türk EXIMBANK ile Bpifrance Assurance Export ve Türk Hava Yolları’nın Airbus ile attığı imzalar.
Fransız gazeteciye: Bu tam FETÖ ağzı
(“Suriye'de savaşan kişilere bu kadar silah (MİT tırları) göndermiş olmaktan dolayı pişman mısınız?” sorusu üzerine): Suriye'ye kim silah gönderdi? Sen FETÖ ağzıyla konuşuyorsun. Çünkü o operasyonu yapanlar FETÖ'nün savcılarıydı. Şu anda onlar hapiste. İstihbarat teşkilatlarının bu tür operasyonlara yönelik, kamyonlarla silah taşıma vesaire gibi yetkileri, hakkı vardır. Sen bana bu soruyu böyle soruyorsun da Amerika'nın 4 bin tır Suriye'ye şu anda getirmiş olduğu silahları niye sormuyorsun? Gazetecisin ya bunları da bir öğrenseydin, bunları da bir araştırsaydın. Niye bunların üzerinde durmuyorsun? Bunları yazın. Başkasının ağzıyla konuşmayın. Bunları da kolay kolay karşınızda yutacak biri yok.
(Osman Kavala sorusu): Burada da demek ki bu avukatlar bayağı iş görüyor, çalışıyor. İstanbul'daki 2013 Gezi olaylarının perde arkasındaki, geri planındaki aktörleri olduğunu ben hanımefendiye hatırlatayım.
Türkiye Gazetesi