Acaba diyorum!
BDP, DTK, EMEP, ESP ve ÖDP’li bir heyetin Şemdinli’nin köylerine geleceğini öğrenince doğal olarak takip etmek istedik. Heyet gayet kibardı. Aysel Tuğluk’la Sabahat Tuncel’le sohbet ettik. Tuncel’in laf arasında “Sizin için ilginç bir gezi olacak” demesine başta anlam verememiştim. Hayatım bu bölgelerde geçmişti. Niye ilginç olsundu ki? Şimdi o konuşmayı düşününce “acaba” diyorum! Belki de, böylesi bir buluşma, biliniyordu. En azından onlar biliyordu.
Ellerinde Kanas vardı!
Gezi sıradan başladı. Önce Bağlar köyüne gidildi. Yaklaşık bir saat sonra oradan ayrılıp, Güzelkaya mezrasına dönmek üzereyken, kavşakta önümüzdeki araçlar duruyor. Biri genç kız beş PKK’lı hemen önümüzde. Ellerinde Kalaşnikoflar, birinde Kanas var. Gençler. Türkçe biliyorlar. Belli ki grubun içinde akrabaları da var. Bazıları birbirlerine sarılıyor. Hasret gideriyor. BDP Eş başkanı Gültan Kışanak, Aysel Tuğluk ve Ertuğrul Kürkçü, silahlı PKK’lılarla sarılıyor.
Silahlı propaganda
O PKK’lardan biri konuşma yapıyor. Daha doğrusu Silahlı!!! propaganda! Basının Şemdinli’deki olayları gizlediğini öne sürüyor. Sonra dönüp, bizzat bana... “Kanal D Haber muhabiri, bunları yazın” diyor. Sesinin tonu tehditkar... Sinirden elleri titriyor... Coştukça coşuyor... Açık açık, gözdağı veriyor... O, bunları elindeki silaha güvenerek söyleyebilir. Peki heyettekiler? Ne yazık ki o kadar siyasi isimden biri bile gıkını çıkaramıyor. Hiçbiri... Elinde mikrofon, tek başına o bölgeye haber yapmaya gelen birini... Üstelik o an , o heyetin misafiri sayılacak birini... Hayatımda ilk kez PKK’lı görmüyorum. Korkmuyorum ... Ama cevap da vermiyorum. Versem, provokasyon yaptı denilecek. Susmak, en iyisi... Konuşma (propaganda) bitiyor... Sonra alkış başlıyor... Gültan Kışanak ve Aysel Tuğluk, (büyük konuşma)nın ardından sarılıp kutluyor. Aysel Tuğluk, oradan yaşanan rezaletten “büyük üzüntü duyduğunu” daha sonra bana söyledi. Çok sonra, söylese de benim için önemliydi. Orada, kimsenin sesi, çıkmadı. Belki de çıkamadı. Böyle oluyor. İşin içine silah girince herkes susuyor.
Tesadüf mü?
Orada yaşanana gelince. Bu bir tesadüf müydü? Yoksa planlanmış mıydı? Bilmemiz mümkün değil. Ama tanık olduklarımız var.
1- PKK’lılar bir saat önce oradan geçerken yoktu
2- Yol kontrolü , kimlik kontrolü gibi bir durum da yoktu. Heyeti karşılamak için ortaya çıktılar
3- Yarım saat kadar sonra da oradan uzaklaştılar. Biz ayrılmadan önce... Eğer gerçekten yol kontrolü yapıyor olsalardı, herhalde devam ederlerdi.