Rakka’da 21 bin militan barınıyor. 7 bini kalıp şehri savunacak. Arap kökenli olanlar ülkelerine gidecek. DEAŞ’a son 12 ayda Batı’dan katılanlar da ülkelerine dönüp bekleyecek. Ankara’nın sunduğu 2 planı dikkate almayan ABD, Rakka için PYD ile ortaklığını tercih etti.
DEAŞ, Irak’ın ikinci büyük şehri Musul’u alarak ve sosyal medya üzerinden dünyanın farklı ülkelerinden militan toplayarak yanı başımızda ‘sanal bir ulus’ kurmayı başardı. Son 15 aydan bu yana Irak ve Suriye toprakları içinde başlatılan operasyonlar neticesinde kontrol alanları daralırken örgütün son kale olarak tanımladığı “Rakka” kentinden farklı ülkelere ve Arap dünyası içinde yeraltına çekilmeye kararı aldığı öğrenildi. DEAŞ terör örgütü ‘politbüro’sunun ve merkez karar merciinin 22 Nisan tarihinde örgütün elebaşı Ebubekir el Bağdadi’nin de katılımı ile Rakka’da yaptığı toplantılar sonrasında çok ciddi kayıpların verildiği ve örgütün yeraltına çekilmesi yönünde karar alındığı belirtiliyor.
RAKKA’YI TESLİM EDECEKLER
ABD bir yandan PKK/YPG’yi Rakka operasyonuna hazırlarken, DEAŞ’ında Musul ve El-Bab’dan kaçan militanlarla birlikte kent içinde 21 bin militanının barındırdığı ve örgütün 15 Haziran sonrası başlatılması beklenen operasyon öncesinde bu militanlarının tıpkı El-Kaide örneğinde olduğu gibi farklı ülkelerde yer altına çekmeye hazırlandığı öğrenildi.
SAVUNMADA 7 BİN MİLİTAN
Bölgedeki Sünni Arap aşiret ileri gelenlerinden gazetemize gelen bilgilere göre, DEAŞ terör örgütünün ABD destekli Rakka operasyonu için kentte sadece 7 bin militanı kentte tutacağı geri kalan militanlarını ise Arap kökenli olanların ülkelerine gitmelerini ve yeraltına çekilmek için çalışmalarına başladığı öğrenildi.
KİM NEREDE BELİRSİZ
Özellikle Arap kökenlilerde “Halkın arasında karışın. Normal davranın” talimatı verildiği belirtilirken örgütün en zorlandığı noktanın ise yabancı militanlar konusu olduğu belirtiliyor. Bölgedeki kaynaklar, uzun yıllardan bu yana gelmiş ve örgütte katılım göstermiş yabancı militanların Rakka kent savaşı için kalacağı ancak örgüte son 12 ay içinde başta Avrupa birliği ülkeleri olmak üzere batıdan katılım gösteren militanların ülkelerine geri dönmeleri ve ülkelerinde yeraltına çekilecekleri belirtiliyor.
Örgüt, Rakka’yı teslim edecek. ABD de bu sahte zaferi PYD’nin başarısı gibi pazarlayıp PKK uzantısına itibar kazandıracak
MAKSAT: YER EDİNME
Türkiye’nin Rakka operasyonu birlikte yapalım önerisine ve iki farklı harekât planı sunmasına rağmen ABD, PKK’nın Suriye kolu PYD ile hareket etmeyi tercih ediyor. Bölgedeki yerel kaynaklar, ABD’nin bölgedeki temel amacının PKK’ya Rakka’da sahte bir zafer kazandırarak Sünni Araplar içinde yer edindirmek istediğini belirtiyorlar. Kaynaklar, Rakka’nın DEAŞ sonrası Şam rejimine terk edilmesi durumunda diktatör Esad’ın bölge halkına soykırıma kalkışma riskinden dolayı Rakka halkının âdeta denizde yılana sarıldığını ve bununda ABD eli ile sağlandığını belirtiyorlar.
Örgütün üç sacayağı tanımladığı ve kontrol altında tuttuğu bölgeler arasındaki koordinasyonu sağlayan Musul, El-Bab ve Rakka şehirlerine yönelik operasyonlarla güç kaybeden terör örgütü DEAŞ, TSK’nın El-Bab operasyonu sonrasında kenti terk etmiş ve yaklaşık 3 bin 800 militanını Rakka’ya çekmişti. TSK’nın El-Bab operasyonu ile örgütün ‘Batı Kapısı’ ve batı ile olan iletişimi tamamen kesilmişti.
BAYRAM ÖNCESİ BİTİŞ
Irak ordusunun Şii silahlı gruplarla birlikte başlattığı Musul Operasyonu ile birlikte ise Musul’dan Rakka’ya 6 bin 400 DEAŞ militanın kaçtığı belirtiliyor. Normal koşullarda 4 ayda bitirilmesi planlanan Musul operasyonu hâlihazırda 9’cu ayını geride bırakırken, Bağdat yönetiminin Ramazan Bayramı’na kadar Musul’u DEAŞ’tan temizlemeyi planladığı belirtiliyor. TSK’nın El-Bab’ı örgütten alması ve Irak yönetiminin Musul operasyonu neticesinde DEAŞ militanları “Orta Kabin” diye tanımladıkları Rakka’da sıkışmış durumda.
Musul Sonrası....
Ankara, Bağdat yönetiminin İran bağlantılı Haşdi Şabi silahlı grupların da yer aldığı Musul operasyonu sonrası bölgeyi yakından takip ediyor. Zira Bağdat’ın kent içindeki Sünni Arap sakinlerinin kullandığı 18 mahallede demografik değişimleri olabileceği sinyalleri üzerine hükûmet, bölgedeki her hareketliliği takip ediyor. Zira Ankara’yı en fazla endişelendiren nokta Musul sonrası şehrin yönetiminin nasıl şekilleneceği konusu.