Erdoğan'ın konuşmasında satır başları;
Milli saraylarımızın envanterinde yer alan yaklaşık 3000 tablo arasından seçilen 533 eserin yer aldığı bu sergiyi ülkemizin sanat zenginliğini göstermesi açısından önemli görüyorum.
Cumhuriyet döneminde, Osmanlı devrindeki kadar çok ve başarılı ressam yetiştirmekte zorlandığımız da söylenebilir. Sadece resimle değil, mimaride de benzer bir durum söz konusudur.
Adı, sanı unutulmuş nice toplum geride bıraktığı eserleriyle hala kendini yaşatabiliyor.
Kültür ve sanat, ülkelerin işgalinde görülmeyen orduları olarak kullanılmıştır.
Türkiye, maruz kaldığı fiziki saldırıların daha beterini medeniyetine yönelik olarak yaşamıştır. Osmanlı döneminden başlayan ve Cumhuriyet devrinde hızlanarak süren bu süreci görebiliyoruz.
Tarihi ve kültürü ile bağları koparılmak için içerden ve dışarıdan bu derece uğraşılmış bir başka millet var mıdır?
Elbette oldu ama hamdolsun mayası sağlam bir millet olduğumuz için her şeye rağmen ayakta kalmayı başardık.
Tarih boyunca bu topraklarda yaşamış tüm medeniyetlerin geride bıraktığı eserler bizim zenginliğimiz. Göbeklitepe de bizimdir, Efes de bizimdir, Ahlat da bizimdir, Söğüt de bizimdir, İstanbul da bizimdir, Ankara da bizim. Hepsine de sahip çıkacağız.
Şimdi önümüzde yeni bir dönem başlıyor. Bu devrin adı sanayi devrimlerinin ham maddeleri altın, petrol, demir gibi ürünlerdi. Şimdi ise dijital çağın ham maddesi ise veriyi elinde tutanlar. Demokrasiyi de hukuku da her türlü hak ve özgürlüğü de hiçe sayarak kendi dijital diktatörlüklerin olabiliyor.
Çünkü artık ülkelerin egemenlik hakları fiziki sınırlarından ziyade, dijital dünyada saldırı altında. Ülkemizin karşı karşıya kaldığı kimi dayatmaları dijital faşizm olarak tanımladığımız da birileri bundan rahatsız olmuştur.
Vatan savunmamızı denizde, mavi vatanı olduğu gibi dijital dünyada siber vatanı da içine alacak şekilde genişleteceğiz.
Siber vatana sahip çıkmanın bir tarafı da alt yapı varsa diğer tarafında da içerik üretmek var. Veriyi elinde tutanlar kendi dijital diktatörlükleri kurabiliyorlar.
Kendi vatandaşlarımızdan başllamak üzere siber dünyadaki her bireye hitap edecek, onları kendi mecralarımıza çekecek içerik üretemezsek bu savunma hattını korumakta başarılı olamayız
Müziğinden resmine, sinema ve dizisine grafiğe kadar tüm dallarıyla sanat bu içerik üretiminin en kritik bölümüdür.
Sanat üretiminin önümüzdeki dönemde artırarak Türkiye olarak elimizdeki medeniyet birikimini sahip olduğumuz kültür ve sanat potansiyelini harekete geçirme konusunda acele etmemiz gerekiyor.
Bugün kendi tarihimizi anlatan diziler tüm dünyada ilgi çekiyorsa doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.
Sevgili dostlar Topkapı Sarayı'nın depolarından çıkarılmış olan eserlerdir, işte bu eserlere hamdolsun sahip çıkmanın bahtiyarlığı, mutluluğu içerisindeyiz.
Topkapı Sarayı'nın depolarından bu eserlere sahip çıkarak, bütün bakımlarını yaptırarak, bugün önümüze getiren kardeşlerime şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.
Hibya Haber Ajansı