Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2016 yılı büyüme rakamlarına değinerek, “Türkiye 2016 yılında 2,9 büyüdü. Bazıları bu rakamı küçümsemeye kalkabilir. Aynı dönemde Avrupa Birliğinin ortalama büyüme rakamı yüzde 1,5’tur. OECD ülkelerinin ortalama büyümesi ise 1,7’dir. Bize tabi ki 2,9 yetersiz geliyor. Dünyadaki anlı şanlı ekonomi değerlendirme kuruluşları var ya, hani benim her zaman bunlara fırça attığım, bu açıklamalarınız siyasidir, bunların açıklamalarına bakmayın dediğim. Onların değerlendirmelerinin 1 puan üzerinde bunun çıktığını unutmayalım. Ters köşe oldular yine. Bu millet penaltıyı iyi atar” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da hizmete girecek olan 193 projenin toplu açılış törenine katıldı. Törende konuşan Erdoğan, Ankara’nın tarih boyunca hep karargah olduğunu belirterek, “Timur’a karşı ülkesini savunan Yıldırım Beyazıt’ın karargahı burası olmuştur. Anadolu'nun birliği, dirliğinin manevi hamisi Hacı Bayram Veli’nin karargahı Ankara’dadır. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fetih ederken hemen yanında yer alan Akşemseddin Hazretleri vardı. Onun yetiştiği yerde Ankara’dır. Tarih boyunca burası Orta Anadolu Bölgesi'nin karargahı olarak önemini hep korumuştur. İstiklal harbimizin, askeri, siyasi yönetim karargahı olarak görev yapan Ankara’nın bu vasfı, Cumhuriyetin ilanı ile birlikte başkentlikle taçlanmıştır. Cumhuriyet tarihi boyunca verdiğimiz demokrasi mücadelesinin karargahı da hep Ankara olmuştur. Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Ankara, şuanda anayasa değişikliğine karşı ‘hayır’ kampanyası yapan ama evet denmesi için ne gerekiyorsa onu söyleyen birisi var ya, işte o zatın partisinin tek parti olarak bu ülkeyi yönettiği dönemde millete tepeden bakan bir anlayışın hakimiyetine girmiştir. Milletin karargahı olması gereken Ankara, bu faşist ve baskıcı anlayışın istilasına uğramıştır” diye konuştu.
Abdurrahim Karakoç’un bir şiiri ile sözlerine devam eden Erdoğan, şu dizeleri okudu:
“Gitmişti makama arz-ı hâl için
'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Bir azar yedi ki oldu o biçim.
'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş
Sandım can evime döktüler ateş
Sordum: 'Memleket neresi gardaş?'
'Köy' dedi, yutkundu, eğdi başını.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bu şekilde can evine ateşler dökülen günlerden geçen milletimiz, kendisine demokrasinin, özgürlüklerin, kalkınmanın yolunu açan herkese dört elle sarılmıştır. Aşık Veysel, Anadolu’dan gelen herkes gibi kılığından kıyafetinden dolayı Ulus'a sokulmamıştır. Bugünkü ‘hayır’ diyen zihniyet işte Aşık Veysel’i de Ulus'a sokmayan zihniyettir. Bugün Ankara’nın tüm kurumlarında, mahallelerinde, hani dün o caddelerine sokulmayan insanlar var ya işte onlar ve onların çocukları, torunları yaşıyor. İşte onlar ‘evet’ diyenler. Rahmetli Menderes’i, sadece milletin bu isyanına kulak verdiği, milletin taleplerine yerine getirdiği için darağacına çıkardılar. Ama sessiz kalanlar, darağacına çekenlerin arkasında duranlarda hayır diyenlerdi. 1960 darbesinden beri Türkiye, demokrasi ve kalkınma yolunda ne zaman ileriye doğru adımlar atmışsa hep aynı şey olmuştur. Birtakım eller hemen devreye girmiş, darbelerle, muhtıralarla, koalisyonların sebep olduğu siyasi ve ekonomik krizlerle ülkemiz hep geriye itilmiştir. Türkiye sadece 1991 yılından bu yana hep istikrarlı bir yönetime sahip olsaydı, bugün şuanda bulunduğumuz yerin tam iki kat ilerisinde olacaktık. Bugün kişi başına düşen milli gelir 11 bin dolar, bu durumda şuan itibariyle 22 bin dolarlık bir kişi başına düşen milli gelire sahip olacaktık” açıklamasında bulundu.
“Bu millet penaltıyı iyi atar”
2016 yılı büyüme rakamlarına da değinen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Türkiye 2016 yılında 2,9 büyüdü. Bazıları bu rakamı küçümsemeye kalkabilir. Aynı dönemde Avrupa Birliğinin ortalama büyüme rakamı ise yüzde 1,5’tur. OECD ülkelerinin ortalama büyümesi ise 1.7’dir. Bize tabi ki 2,9 yetersiz geliyor. OECD ülkelerinin ortalama büyümesi ise 1,7’dir. Bize tabi ki 2,9 yetersiz geliyor. Dünyadaki anlı şanlı ekonomi değerlendirme kuruluşları var ya hani benim her zaman bunlara fırça attığım, bu açıklamalarınız siyasidir, bunların açıklamalarına bakmayın dediğim. Onların değerlendirmelerinin 1 puan üzerinde bunun çıktığını unutmayalım. Ters köşe oldular yine. Bu millet penaltıyı iyi atar. Bazen ‘Avrupa Avrupa duy sesimizi diyorsunuz’ ya. Gör Ankara’yı gör. Öyle kahve köşelerinde ‘hayır’ kampanyaları yapmayla benim bu milletimi aldatamayacaksınız. Avrupa’ya gelen siyasetçilerimizin önünü kesmekle 16 Nisan’ı döndüremeyeceksiniz. 16 Nisan’da Avrupa’nın liderlerine bir kısmı hariç gereken dersi vermeye var mıyız? Hanımlar 14 gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Beyler 14 gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız?”