Ülker’in reklamının hatırlatılması üzerine Yıldırım, “Yersiz, anlamsız, insanlara darbe günlerini hatırlatan birtakım ifadeler varmış, hesaplaşma falan, ondan bahsediliyormuş. Ablalar, ağabeyler gibi birtakım yersiz laflar içeren. Toplumdaki tedirginliği tetikleyen talihsiz bir reklam. Hakikaten 1 Nisan şakası gibi geliyor insana. Herkesin bu günlerde çok daha sorumlu davranması lazım” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Kanal D ve CNN Türk ortak yayınında Hakan Çelik’in sorularını cevapladı. Referandumdan sonra doğuda hak ve özgürlük alanının genişletilmesine yönelik bir adımın atılıp atılmayacağına ilişkin soru üzerine Yıldırım, “Bunun referandumla alakası yok. Biz şunu açık seçik görüyoruz, oradaki PKK’nın bölgede yaşanan halkın üzerindeki tehdidini korkutmasını kaldırdık zaten. Vatandaş rahatladı. Çözüm, terör örgütünü, PKK’yı vatandaşımızla devlet arasından çıkarmaktır” ifadelerini kullandı.
HDP’nin iradesinin kendinde olmadığına, dağın karar verdiğine dikkati çeken Yıldırım, “Kendi iradeleri olmayınca, terör örgütünün esareti altına girince Türkiye’de siyaset yapamazlar” dedi.
“Çözüm, PKK terör örgütünün yok olup gitmesi”
Çukurlar ve kazılan hendekleri hatırlatan Yıldırım, bütün bunların şuan ortadan kalktığını dile getirdi. Çözümün PKK terör örgütünün yok olup gitmesi olduğunu belirten, bölgede yaşayan bütün vatandaşların başlarının tacı olduğunu ifade etti.
“PKK, YPG ve PYD’den destek alıyor”
Yıldırım, PKK’nın YPG ve PYD’den destek aldığını belirterek, “Bölgede birtakım hesap kitaplar yapılıyor, bölge dışındaki ülkeler tarafından. Bu projeler Türkiye’nin hayrına, iyiliğine projeler değil. PKK, açıkça YPG’den, PYD’den destek alıyorlar. Bununla maalesef bizim canımızı yakıyor, insanlarımıza saldırıyorlar. Bunu biliyor ve müttefiklerimize söylüyoruz. Bölgede oldu bitti yapılması, yapay devletçikler oluşturulmasına razı değiliz. Bu bölgenin istikrarına katkı sağlamaz, daha da azdırır” şeklinde konuştu.
“Oldubittiye izin vermeyiz, gereken cevabı anında veririz” diyen Yıldırım, “Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğine tehdit olan her türlü unsurlar mücadele edecek gücümüz var. Hiç kimseden ayrıca izin almak gibi bir keyfiyetimiz olmaz” ifadelerini kullandı.
Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerine değinen Yıldırım, “Türkçe gazete yapıyorlar, gazetelerin manşetleri Türkçe, size ne kardeşim, size ne. Bir yandan da bizim iç işlerimize karışmayın, önce siz Avrupa değerleri diyorsanız önce siz Türk halkına saygı duyacaksınız. Türkiye düşmanlarına kucak açmayacaksınız. Biz, vatandaşımızın dediğini yaparız. Önce değerlendirilecek, referandumdan önce. Bu yol yol değildir denecek, siz AB’ye Türkiye’yi almak istiyor musunuz, istemiyor musunuz? 60. Kuruluş yıl dönümünde gördük, Vatikan’da hepsi vaaz dinleyen çocuklar gibi Papanın önüne oturmuş uslu uslu dinliyorlar, böyle bir görüntü bize uymaz. Biz de laiklik var, din ve devlet işleri birbirine karıştırılmaz. Dini değerler her şeyin üzerindeyse buna ne denir? Dini değerlerle değerlendirme yaptığımızda işin içinden çıkamayız” şeklinde konuştu.
AB ülkelerinin liderlerinden telefon gelip gelmediğine ilişkin soru üzerine Yıldırım, “Merkel ile konuştuk, kampanya döneminde çifte standart yapılmaması gerektiğini söyledik. Olmaması için siz kim gelip kim gidecek bilgi verin biz de gayret edelim şeklinde bir görüşmemiz oldu. Hollanda Başbakanı ile görüşmeler yaptık, onun dışında fazla kimseyle görüşmedik, böyle bir ihtiyaç olmadı” dedi.
Kerkük’ün Türkmen yurdu olduğunu belirten Yıldırım, “Bu kararın bir anlamı yok. Irak Merkezi Yönetimi kararı aldı, Irak bayrağından başka bayrak çekilmez dedi. Bizim ilişkilerimiz ayrı bir şey, terörle mücadele bakımından. İşin diğer tarafı başka yani burada bir alan genişletme, fiili durum yapma kabul edilebilir bir şey değil. Irak Başbakanı ile de bu konuyu dün görüştük. 45 dakikalık bir görüşme oldu. Bu konuda Bağdat’la biz tamamen görüş birliği içindeyiz, bu konuda Bağdat Merkezi Yönetiminin yanındayız. Yapılan bu oldubittiyi kabul etmiyoruz, fiili durumu kabul etmiyoruz. Kerkük’ün demografik yapısını değiştirecek, oradaki Türkmenleri Arapları yok sayan böyle bir kararı doğru bulmuyoruz, bunun Irak anayasasına aykırı bir karar olduğu da aşikardır. İran’ın da bu konuda gerekli aktif katkıyı yapması lazımdır. İran’ın da komşu ülkelerden biri olarak gerekli net tavrı göstermesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
ABD ile FETÖ konusunda istenilen düzeyde bir gelişmenin olmadığını anlatan Yıldırım, “Burada bir irade ortaya konmasını ve bu sürecin hızlandırılmasını bekliyoruz. İlişkilerimizi zedeleyen birkaç konu var, FETÖ, PYD-YPG meselesi, Amerika’ya karşı kaybolmuş güvenin yeniden kazanılması meselesidir” dedi.
Adil Öksüz’ün Türkiye’de bulunduğu yönündeki iddialarının sorulması üzerine Yıldırım, “Biz işin peşindeyiz, aranıp bulunacak, ölüsü veya dirisi. Her türlü iddiayı ciddiye alıyoruz ve değerlendirmeyi yapıyoruz” açıklamasında bulundu.
Kılıçdaroğlu’na çağrı
Bylockçu milletvekillerinin olduğu iddialarına ilişkin konuşan Yıldırım, “Bunu Sayın Kılıçdaroğlu da söylüyor zaman zaman, ben yok diyorum, olanlar için biz gereğini yaptık, temizliği yaptık. Bizim bilmediğimiz bir şey var da Kılıçdaroğlu biliyorsa açıklasın. Ben yok diyorum, buna rağmen var diyorsa buyursun açıklasın. Kimseyi korumayın, FETÖ ile ilişkisi olan kimseyi korumayın, bize açıklamıyorsa savcılara versin” şeklinde konuştu.
OHAL ne zaman son bulacak?
Başbakan Yıldırım, Olağanüstü Hal’in ne zaman sona ereceğine ilişkin, “Milleti huzura tam anlamıyla kavuşturuncaya kadar devam edecek. Günlük hayatta kimsenin herhangi bir şekilde ticareti zarar görmüyor. OHAL, devleti terör artıklarından temizlemek için yapılmış bir şeydir. 19 Nisan’da süresi doluyor, ondan önce MGK toplanacak” ifadelerini kullandı.
Ülker’in reklamını değerlendirdi
Ülker’in reklamının hatırlatılması üzerine Yıldırım, “Yersiz, anlamsız, insanlara darbe günlerini hatırlatan birtakım ifadeler varmış, hesaplaşma falan, ondan bahsediliyormuş. Ablalar, ağabeyler gibi birtakım yersiz laflar içeren. Toplumdaki tedirginliği tetikleyen talihsiz bir reklam. Hakikaten 1 Nisan şakası gibi geliyor insana. Herkesin bu günlerde çok daha sorumlu davranması lazım” dedi.
Başbakan Yıldırım, vatandaşların tedirgin edilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, “3 vakte kadar şu olacak bu olacak derler ya, bunlarla milletin kafasını yormaya gerek yok. Bunların hepsi züğürt tesellisi. Milletimiz rahat olsun, biz milletimiz adına nöbetteyiz. Milletimizin sorumluluğu bizim omuzlarımızda, onların rahat yaşaması için görevdeyiz. Çılgınlığın mevzuatı yok. Biri çılgınlık yapabilir, yaparsa karşılığını alır” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu ile referandum sonrası Türkiye’nin geleceği konusunda televizyon programında bir araya gelebileceklerine işaret eden Yıldırım, “Halk oylaması geçsin, Türkiye’nin geleceğini konuşalım. Bunları konuşabilir ama o çizgiye bir kere gelsin. CHP, yalan rüzgarından çıksın, oturup konuşalım bunları. Memleket meselelerini konuşalım. Her zaman konuşmaya varız. Hiç problem yok ama doğruları konuşacağız” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizim 14 yılda yaptığımız tünel uzunluğu 350 kilometre, Sayın Kılıçdaroğlu’nun yalanlarını uç uca koyalım bizim tünel uzunluğundan daha fazla tutuyor. Her karşılaştığı gruba diyor ki siz 16 Nisan’dan sonra yoksunuz.”