Akciğer kanseri hastalarının %90’ının hekime başvurduğunda semptomatik olduğunu belirten Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, “Akciğer ve bronş sisteminin ağrı duyusundan yoksun olması ve genellikle ilk semptom olan öksürüğün sigara içen hastalar tarafından bir belirti olarak değerlendirilememesi sonucu akciğer kanseri tanısı çoğunlukla ileri evrelerde konulmaktadır. Bu nedenle düzenli kontroller büyük önem taşır. Ailesinde akciğer kanseri bulunan kişilerin bu hastalığa yakalanma riski 2,4 kat arttığı için daha dikkatli olmaları gerekir” diye konuştu.
Vücudun oksijen almasını ve zararlı olan karbondioksitin atılmasını sağlayan akciğerler, yaşamsal öneme sahip bir organ… Akciğer dokusundaki hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucunda oluşan akciğer kanserinde, bu kontrolsüz çoğalma akciğerlerin bir bölümünü kaplar, kitle oluşturur ve metastaz adı verilen uzak organlara da yayılabilir.
Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, akciğer kanserine yol açan faktörlerin başında sigara kullanımının geldiğini belirterek, “Yapılan araştırmalarda sigarayla akciğer arasında kuvvetli bir bağ kurulmuş olsa da vakaların %15’lik kısmını sigara içmeyenler oluşturmaktadır.” dedi.
AKCİĞER KANSERİ BELİRTİLERİ
Akciğer kanseri hastalarının %90’ının, belirtiler göstererek hekime başvurduğunu söyleyen Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, belirtilerin, bölgesel, metastatik ya da yaygın olmasına göre değiştiğini dile getirdi. Akciğer ve bronş sisteminin ağrı duyusundan yoksun olması ve genellikle ilk semptom olan öksürüğün sigara içen hastalar tarafından bir belirti olarak değerlendirilememesi sonucu akciğer kanseri tanısının çoğunlukla ileri evrelerde konulduğunu söyleyen Uzm. Dr. Tokmak, akciğer kanserinde görülen başlıca belirtileri ve nedenleri sıraladı:
- Öksürük: Vakaların %75’inden fazlasında vardır. Hava yolunda tıkanma, enfeksiyon ve akciğer dokusu üzerinde bası etkisinden dolayı gelişir.
- Kilo kaybı: %68 oranında görülen bu belirti, ilerlemiş kanser ve karaciğer metastazı durumunda görülür.
- Solunum sıkıntısı: %60 oranında görülen bu belirti büyük hava yollarının tümör ile tıkanması, plevra denilen akciğer zarlarının arasında sıvı birikmesi ve diyafram kasının felç olması sonucu oluşabilir.
- Göğüs ağrısı: %50 oranında görülür. Kanser göğüs duvarına yayılmış ya da sinirler tutulmuş olabilir.
- Kan tükürme (hemoptizi): Bu belirtiler hastaların yaklaşık %25’inde görülür. Hava yolu tümör tarafından tutulur ve nekroze olursa ortaya çıkar.
- Kemik ağrısı: %25 oranında ve kemik metastazı olduğunda ortaya çıkar.
- Çomak parmak: Oksijenlenmenin azalması ve kemik reaksiyonları nedeniyle oluşur.
- Ses kısıklığı: Ses tellerinin tutulumu nedeniyle olabilir.
- Yutma güçlüğü: Yemek borusuna bası sonucu oluşur.
- Daha nadiren olan belirtiler: Sırt ağrısı, sağ yan ağrı, epilepsi, boyunda ele gelen kitle, soluk alıp verirken ıslık sesleri benzer sesler duyulabilir.
AKCİĞER KANSERİ NEDENLERİ
Akciğer kanseri hastalarının %80-90’ında sigara öyküsü olduğunu ve sigaranın akciğer kanseri riskini artıran faktörlerin başında yer aldığını söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, kanserin gelişme riskini, sigaraya başlama yaşı, sigara içme süresi, içilen sigaranın tipi ve günlük tüketilen sigara miktarının etkilediğini belirterek, diğer akciğer kanseri nedenleri hakkında da bilgi verdi.
- Çevre: Endüstriyel ve çevresel faktörler, akciğer kanseri gelişimi açısından önem arz eder. Radon gazı, asbest, hava kirliliği, radyoizotoplar, ağır metaller ve hardal gazı gibi maddelere maruz kalmak ile akciğer kanseri arasında ilişki vardır.
- Genetik: Kalıtsal etkenlerin akciğer kanseri gelişiminde etkili olduğu öne sürülüyor. Ailede akciğer kanseri olan birey varsa yakalanma riski 2,4 kat artıyor.
- Virüsler: HIV enfeksiyonu olan kişilerde akciğer kanseri daha yüksek olasılıkla ortaya çıkıyor.
- Radyasyon: Herhangi bir kaynaktan gelen radyasyon akciğer dokusuna zarar vererek bronş hücrelerin yapısında bozulmalara ve karsinogeneze neden olabiliyor.
AKCİĞER KANSERİ TEDAVİSİ
Tedavi planlanırken tümörün hücre tipi ve diğer organlara yayılımı dikkate alınarak evrelendirme yapıldığını ileten Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, “Temel olarak akciğerde 4 evre vardır ve hastalık ne kadar erken evredeyse tedavi olma şansı o kadar yüksektir. Erken dönemde tanı konulan hastalar cerrahi ile uzun yıllar yaşayabilmektedir. Hastalığın tedavisinde evre durumuna ve hücre tipine göre cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, immunoterapi moleküler, hedefe yönelik tedaviler veya değişik kombinasyonları uygulanabilir. Uzun süren kemoterapi, hedefe yönelik tedaviler veya immunoterapiler bu evrelerde hastalığı uzun kontroller sağlayabilmektedir. Ancak tedavilere direnç gelişme ve ilerleme riski nedeniyle belirli aralarla radyolojik kontroller gerekmektedir. Sonuç olarak erken evrede yakalanan ve cerrahi olarak çıkarılabilen kanserlerde sağ kalım daha fazladır.” diye konuştu.
Hibya Haber Ajansı