Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, katıldığı bir televizyon kanalında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bozdağ, Salim Müslüm'ün yakalanmasıyla ilgili, "Salih Müslim bildiğiniz gibi Türkiye’de işlenen bazı suçlardan dolayı soruşturma kapsamında soruşturulan şüphelilerden birisi. Hem Merasim Sokak’ta gerçekleştirilen terör saldırısı hem de Güven Park’ta gerçekleştirilen terör saldırısının şüphelilerinden bir tanesi. Hakkında kuvvetli deliller var. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma yürütüyor hem Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, hem 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin hakkında verdiği yakalama kararları var. Salih Müslim'in bu son Avrupa seyahati sırasında Çekya’ya uğradığı ve Çekya’da bir otelde kaldığına dair bilgiler bize intikal edince Türk İnterpol'ü bunu doğrudan Çekya İnterpol’ünden talep etti. Geçici olarak yakalanması ve geçici tutuklanması ve akabinde Türkiye'ye iadesi talebi ile bu talebini muhataplarına iletti ve onlarda gerekeni yaptılar yakaladılar ve gözaltına aldılar. Daha sonra Türkiye'nin Prag Büyükelçisi bunu resmi kanaldan da öbürü de resmi ama şifahi olarak yapılan bir talep, bu sefer yine açıkça resmen bu konuda adım atılması talep edildi Türkiye'ye. Önce geçici tutuklanması sonra da Türkiye'ye iadesi talep edildi. Şu anda bununla ilgili aramızdaki sözleşme gereği yapılması gereken usule ilişkin bazı işler var. Adalet Bakanlığı geçici tutuklama talebini içeren ve arkasından iade talebini içeren dosyayı Çekya’ya iletmesi gerekiyor ve Adalet Bakanlığı elindeki dosya üzerinden hazırlıklarını tamamladı ve bu dosya dün itibariyle Çekya adli makamlarına iletildi. Bugün de zannedersem Salih Müslim Çekya’da yargı önüne çıkarılacak ve yargı bu konuda bir karar verecektir. Türkiye olarak bizim talebimiz terör örgütünün yöneticisi olan, elebaşı olan ve halen Türkiye'ye karşı ve terör faaliyetleri içerisinde bulunan Salih Müslim’in aramızdaki hukuk gereği Türkiye'ye iade edilmesini sağlanmasıdır. Beklentimiz o yöndedir, talebimizde oy yöndedir ve bu konuyla ilgili görüşmeler de ayrıca devam etmektedir. Umarız olumlu bir karar çıkar" şeklinde konuştu.
"Bugün mahkemeye çıkarılacağına dair bizim bir bilgimiz var"
Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:
"Suçluların iadesine ilişkin Avrupa Sözleşmesine hem Çekya tarafa, hem Türkiye taraftır. Dolayısıyla her iki ülkeyi de bu bağlamaktadır. Bu aramızdaki suçluların iadesine ilişkin düzenlemeler de bu çerçevede uygulanacaktır. Çekya adli makamları, Türkiye'nin taleplerini bu çerçevede değerlendirecek ve iade konusunda bir karar verecektir. Bugün mahkemeye çıkarılacağına dair bizim bir bilgimiz var. Ama mahkemenin saati henüz belli değil. Hangi mahkemeye çıkarılacağı da da şu anda net değil ama bugün gün içerisinde mahkeme huzuruna çıkarılacağı ve bir karar verileceğine dair bir bilgimiz var. Tabii çok hızlı bir şekilde mahkemenin huzuruna çıkarılmış olması son derece önemli. Hem olumlu anlamda önemli hem de olumsuz sonuç anlamında önemli. Her iki açıdan da önem arz ediyor."
Birleşmiş Milletler GüveNlik Konseyi'nin Suriye'de insani ateşkes kararı
Birleşmiş Milletler GüveNlik Konseyi'nin Suriye'de insani ateşkes kararıyla ilgili Bozdağ, "Kararı iyi okumak lazım. Kararın arkasından Dışişleri Bakanlığımızın yaptığı bir açıklamada var. Türkiye bu kararı memnuniyetle karşıladığını ifade etti. Fakat kararın kapsamı nedir, ne değildir? Onu da iyi incelemek, kararı iyi okumak gerekiyor. Biz kararı okuduğumuzda; karar, bazı yerlerin ismini zikrederek bu ateşkesin kapsamı içerisinde olduğunu ifade ediyor. İşte Doğu Guta’dır, Rakka’dır, ve bazı diğer yerleşim yerlerinin isimleri zikredilerek. Diyor ki; bunlar bu ateşkesin kapsamdadır. Bu ismi zikredilenler arasında Afrin yoktur. İki terör örgütü DEAŞ ve terör bunun kapsamı dışında tutulmaktadır. DEAŞ’la mücadele de bu ateşkesin kapsamı dışında tutulmaktadır. Türkiye'nin Afrin bölgesine yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı’nın hedefinde sadece PKK, KCK, PYD, YPG terör örgütleri yoktur. Aynı zamanda bunlarla beraber DEAŞ terör örgütü de vardır. Dolayısıyla bu kararın istisnası içerisinde olduğunu biz değerlendiriyoruz. Bu açıdan da bu karar bizim Zeytin Dalı Harekatımızı ve Afrin bölgesinde yaptığımız askeri operasyonları etkilemez. Ayrıca bugüne kadar Zeytin Dalı Harekatı kapsamında tek bir sivil hayatını kaybetmediği gibi, herhangi bir sivilin burnu dahi kanamamıştır. Orada bir insani yardım konusunda bir sıkışıklık, bir sıkıntı söz konusu da değildir. Herhangi bir insanın dram da bugüne kadar olmamıştır, olması da söz konusu değildir. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri orada çok net bir şekilde Teröre ve teröristlere karşı mücadele yapmakta, sivilleri buradan ayırmaktadır ve sivillerin insani ihtiyaçlarını gidermek için sağlık olsun, gıda olsun başka şeylere ulaşımında veya bu sağlık ve gıda maddelerinin sivillere ulaştırılmasında bölgede herhangi bir sorun da bugüne kadar yaşanmamıştır. O nedenle bizim kanaatimiz çok nettir. Bu karar Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekatı'nı etkileyen bir karar değildir" ifadelerini kullandı.
“Özel harekatın gitmesi yaklaşan yeni mücadele için bir hazırlıktır”
Zeytin Dalı Harekatındaki son durumla ilgili bilgi veren Bozdağ, harekatın başarıyla planlandığı gibi devam ettiğini kaydederek, pek çok stratejik noktanın ele geçirildiğini ifade etti. Harekatın hedeflerine ulaşıncaya kadar devam edeceğini vurgulayan Bozdağ, “Bölgedeki son terörist temizleninceye kadar devam edecektir. Özel harekatın gitmesi yaklaşan yeni mücadele için bir hazırlıktır. Şu anda daha ziyade şehirlerden uzak köy, belde ve kırsalda olan alanlarda mücadele devam ediyor. Alan daraldıkça bu mücadele sivillerin olduğu alana kayacaktır. Bunlar hazırlıklar. Meskun mahale girdiği zaman oradaki tecrübesiyle hareket edilecek” açıklamasında bulundu.
“Şu anda sefer görev emri olanların bölgeye gitmesine ihtiyaç yoktur"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "sefer görev emri olanlar hazır olsun" açıklamasına ilişkin ise Bozdağ, "Cumhurbaşkanımızın o açıklamasının içerisinde şu da var. Ama şuan da buna ihtiyacımız yok. Afrin'e sefer görev emri olanların gitmesine ihtiyacımız olmadığını da Cumhurbaşkanımız konuşmasının içerisinde açıklıyor. Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, bakanlarımızın olduğu programlarda Afrin gündeme geldiği zaman vatandaşlarımız bizi de Affeyle götür diyor. Cumhurbaşkanımızın programlarında daha yüksek bir sesle cumhurbaşkanımız bizi Afrin'e götür, Reis bizi Afrin'e götür şeklinde insanların bu harekata hem destekleri hem de oraya girme gitme istekleri var. Cumhurbaşkanımız tabi bu desteklere teşekkür ve girme isteklerine karşı da onlara verdiği bir cevaptır. Kendi açıklamasının içinde olduğu gibi şu anda sefer görev emri olanların bölgeye gitmesine ihtiyaç bulunmamaktadır. Türk Silahlı kuvvetlerimiz Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi bugünkü imkan ve kabiliyetleri ile bu Harekatı da Fırat kalkanı Harekatı'nda olduğu gibi başarıyla tamamlama güç ve kudretine sahiptir. Bizim duamıza ihtiyaçları var. Biz onlara dua edelim ve birliğimizi dirliğimizi muhafaza edelim bozmak isteyenlere fırsat vermeyelim. Allah'ın yardımı muhafazası izni milletimizin dua ve desteği ile kahraman Mehmetçiklerimiz beklediğimiz sonuçları kısa sürede İnşallah elde edecektir" diye konuştu.
“BBP yerli ve milli olan ittifakın içinde yer alacaktır"
Büyük Birlik Partisi'nin ittifakta nasıl yer alacağına ilişkin, "Mustafa Destici geçenlerde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’la bir görüşme yaptı. Destici’de ittifakta yer alacağını ifade etti. Nasıl yer alacağını konuşmak için şu anda erken. Vakti gelince konuşulacaktır. BBP yerli ve milli olan ittifakın içinde yer alacaktır" şeklinde konuştu.
CHP’nin kendilerinin attığı adımı doğru anlamadığını söyleyen Bozdağ, şunları kaydetti:
"Temennim onların artık değişimi ve gelişi görüp tedbir alması lazım. Genel Başkan diyor ki yüzde 60'la iktidar olacağım diyor. Yüzde 25 CHP var şu anda onun da altında olduğunu görüyoruz. İttifaklara karşı çıkıp yüzde 50+1 yapacağım demek de doğru değil. 16 Nisan öncesi bir ittifak zemini oluşturmaya çalıştı resmen olmasa bile fiilen böyle bir birliktelik tesis etmeye çalıştı. Halk oylamasından sonra da hayır diyenlere birlikte hareket edeceği bir blok gibi gördü ve o hayır diyenlerin içerisinde ne kadar bileşen varsa onları partiyse parti STK ise STK onları ziyaret ederek tuttu. Adalet yürüyüşünü de bunu konsolide etmek için bir gerekçesi de odur. Onu da yaptı. Yeni sistemin ruhuna uygun bir arayışı ortaya koyması lazım.”
Saadet Partii'nde kararsızlık içinde olduğunu gördüklerini söyleyen Bozdağ, Saadet Partisi’nin ne yönde karar vereceklerini beklediklerini kaydetti.
“Cinsel saldırıda ve çocukların istismarında iyi hal indirimi yeni dönemde olmayacaktır”
Cinsel istismara karşı yapılacak düzenlemeyle ilgili konuşan Bozdağ, Anayasa Mahkemesinin yaşa göre bir kademelendirme yapılması gerektiğini ortaya koyduğunu anlatarak, bu karardan sonra da 2016 içinde Türk Ceza Kanunu'nda buna uygun düzenleme yapıldığını ve yaşa göre cezanın kademelendirildiğini ifade etti. Bozdağ, “Şu anda çalışan komisyon 12 yaşın üzerinde olanlar dahil hepsiyle ilgili cezaların artırılmasına dönük düzenleme yapıyorlar. 15-16 yaşını doldurana kadar ayrı. 18 yaşını dolduranların ayrı olarak cezalarının artırılmasına yönelik irade var. 12 yaşın altında olanlarda daha fazla artacak. 12 yaşını tamamlamamış çoçuğun kendisini koruma durumu yok. Başka ülkelerdeki ceza kanunları da insanların kendini koruma imkanlarına göre hareket ediyor. Şöyle bir şey yok, 12 yaş altına ceza verilecek, 12 yaşında üstüne ceza verilmeyecek diye bir şey yok. Anayasa Mahkemesi'nin bu yönde bir iradesi olduğu için biz ona uymak durumundayız. Şu anda ceza kanunumuzda zaten kademelendirme var. Cinsel saldırıda ve çocukların istismarında iyi hal indirimi yeni dönemde olmayacaktır. Kadına yönelik şiddet konusu bu komisyonun çalışma alanında değil. Kadına şiddet uygulayan biri kravat taktı diye hiçbir hakimin iyi hal indirimi yapmaması lazım, hiçbir savcının da talep etmemesi lazım” ifadelerini kullandı.
Bozdağ, zina suçuna ilişkin bir düzenleme olmadığını kaydederek, zina suçunun 765 sayılı ceza kanunununda olduğunu ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiğini hatırlattı. Bozdağ, “Kanunda iptal nedeniyle zina suçu diye bir suç kalmamıştı. AB uyum süreci nedeniyle yeni ceza kanununda bu suç yer almadı. Bizim mevzuatımızda zina suçu yok. Bunun düzenlenmesi toplumun hassasiyetlerine, kültürüne daha uygun olan bir şeydir. Bu eksikliğin giderilmesi konusunda Cumhurbaşkanımızın açıklaması olmuştur. Bu konuda bir adım atılmasının gerektiğine bende inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
"Bakanlar Kurulu'nun izin verdiği meslek örgütleri kullanabilecek"
Meslek örgütlerinden "Türk" ibaresinin çıkarılmasına yönelik düzenlemeyle ilgili ise Bozdağ, çalışmanın devam ettiğini, henüz bitmediğini ifade ederek, "Türk ve Türkiye isimlerine ihanet edenler, bu ismi taşıma hakkını kaybederler. Şimdi bu düzenlemede, bu kelimelerin kullanımı yasaklanmıyor. Bu konularda yetki Bakanlar Kurulu'na devredilecek. Bakanlar Kurulu'nun izin verdiği meslek örgütleri bunları kullanabileceklerdir. Yoksa tamamen yasaklama durumu söz konusu değildir. Şu anda avukatların tamamı siyasetin göbeğindedir. Barolar Birliği çok net bir şekilde iktidarla mücadele birliği gibi hareket etmiştir pek çok konuda. Ama Metin Feyzioğlu'nu biraz farklı tutmakta da fayda görüyorum. Çünkü bazı konularda hendek terörü, darbe, en son Afrin konusunda da Metin Feyzioğlu'nun ayrı bir duruşu olduğunu da bir hakkı teslim etmekte de fayda görüyorum. Ancak bu çalışma devam eden çalışmadır" dedi.