Başbakan Binali Yıldırım, 'Türkiye’nin eyalet sistemine geçeceği' yönündeki iddialara sert çıkarak, “Eğer, bu anayasanın herhangi bir yerinde eyalet varsa, eyalet sistemine yol açacak bir madde varsa ben bugün bu görevi, hem başbakanlık hem de parti genel başkalığını anında bırakacağım” dedi. Yıldırım, milliyetçi ve ülkücülerin bu konudaki hassasiyetlerinin de önemsendiğine işaret ederek, bu konunun en öncelikli madde olduğuna dikkati çekti.
Başbakan Binali Yıldırım, Altındağ Kültür Sarayı’nda sivil toplum kuruluşları ile bir araya geldi. Demokrasilerde siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının çok önemli bir yeri olduğunu belirten Yıldırım, “Siyaset kurumu sivil toplum irtibatı koparsa toplumla da irtibat kopmuş olur. Bu yüzden STK’lar ülkenin gelişmesi, demokrasinini gelişmesi için olmazsa olmaz kuruluşlarımızdır. STK’ların en az siyasi partiler kadar hayatımızda yeri var. AK Parti iktidarında sivil toplum kuruluşlarının önündeki engelleri birer birer kaldırdık. Demokrasilerimizin daha da gelişmesi için siyasi partilerimizle beraber toplumun, ülkenin gündeminde yerini alması için ciddi çalışmalar yaptık. 2003’den bu tarafa STK’ların üye sayısı iki kattan fazla oldu. 5 milyon toplam dernek, vakıflarda üye varken bu sayısı 11 milyona çıktı” ifadelerini kullandı.
STK’ların çoğalmasıyla birlikte ülke gündemi konusunda daha fazla sorumluluk almasının sağlanması gerektiğine işaret eden Yıldırım, “Pazar günü kararımız ortaya çıkacak, vatandaş sandığa gidecek ve bir karar verecek. Verilen karar ülkemiz, milletimiz için en iyi karardır. Bunda hiçbir endişemiz yok. Biz bazıları gibi hayır verenleri denize dökmeyi vaad etmiyoruz. Hayır verenleri hain ilan etmiyoruz. Biz sadece şunu söylüyoruz, Türkiye bugünkü şartlar altında bundan sonra 1982 yılı darbe anayasası ile yoluna devam mı edecek, yoksa ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine taşıyacak yeni bir toplumla, yeni bir millette, devlet arasında yeni bir sözleşme mi yapacak? Anayasalar, milletle milleti yönetenler arasındaki hakları belirten yazılı metinlerdir” diye konuştu.
‘Türkiye, eyalet sistemine geçecek’ iddialarına cevap verdi
Getirilecek olan değişikliğin bir hükümet sistemi değişikliği olduğunu ve bunun bir rejim değişikliği olmadığına dikkati çeken Yıldırım, “Türkiye’nin rejim meselesi 1923’te bitmiştir, Cumhuriyet kurulmuştur. Türkiye, milletiyle ülkesiyle bölünmez bir bütündür. Bugünlerde artık başka bir şey bulamayanlar, ‘Türkiye eyalet sistemine geçecek’ diyor. Şimdi onu yapmaya başladılar. Eyalet sistemi dediğimiz şey, bir merkezi hükümet, federal hükümet bir de hükümetçikler olur, eyalet sistemi budur. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yanında bir de Konya’da bir yerel hükümet, böyle bir şey var mı? Türkiye’nin Cumhuriyetle beraber üniter devlet yapısı anayasanın ilk üç maddesinde tanımlanmıştır, yerini almıştır. Bunun üzerine tartışma yapmak bu ülkeye çok büyük haksızlık. Biz, neyin mücadelesini veriyoruz, biz 40 yıldır neyin mücadelesini veriyoruz? PKK’yla, FETÖ’yle, bütün şer odaklarıyla verdiğimiz mücadele bayrak, millet, üniter devlet mücadelesidir. Bu gerçek ortadayken, abuk sabuk birtakım yalanlarla milletin kafasını karıştırmak doğru mu? Biz, CHP’nin de MHP’nin de istediği yargı bağımsızdır ibaresini koyduk. Eğer, bu anayasanın herhangi bir yerinde eyalet varsa, eyalet sistemine yol açacak bir madde varsa ben bugün bu görevi, hem başbakanlık hem de parti genel başkalığını anında bırakacağım. Biz hayatımızı bu iş için verdik. Mücadelemiz bunun için, böyle bir iftirada bulunmak şehitlerimizin ruhunu incitmektir, gazilerimize en büyük hakarettir. Buradan soruyorum, bu iftirayı atanlar aynı şeyi yapabilecekler mi? Getirin şu anayasanın neresinde eyalet varsa ispat edin ben bütün görevlerimi bırakacağım. Siz aynı şeyi yapacak mısınız?” açıklamasında bulundu.
“Esas olan anayasada yazanla bizim söylediğimizdir”
“Tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak’ bunlar bizim vazgeçilmez dört prensibimizdir” diyen Yıldırım, “Cumhurbaşkanımız, biz başından beri biz bunu söylüyoruz. Milliyetçi ülkücü kardeşlerimizin üniter devlet konusunda hassasiyeti neyse en az bizimki de o kadar, aşağı değil. Bu anayasa değişikliğini Sayın Bahçeli ile beraber yaptık. MHP ile beraber yaptık. Bu konu bizim en öncelikli maddemizdi. Bu konulardaki o titiz çalışmaları şimdi lekeleme, kafa karıştırma, muazzam bir reformu tartışılır hale getirmek bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Yapılan bu anayasa değişikliğiyle eyalet gelecek, eyalete kapı açılacak gibi laflarla itibarsızlaştırmaya çalışanlar, toplumda gerekli desteği bulamayanların başvurduğu bir iftira dışında bir şey değil. Milletimiz bunu bilmelidir. Esas olan anayasada yazanla bizim söylediğimizdir, Cumhurbaşkanımızın söylediğidir. Bunun dışındaki söylenenlerin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur” şeklinde konuştu.
Yıldırım, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Siyasi partilerin seçime girdiği yerde tek adam olur mu? 5 artı 5, iki dönem ancak görev yapılacak yerde diktatörlük, tek adam olur mu? Tek adam nasıl olur? Tek adamın olduğu ülkelere bakın, demokrasi, seçim yok. Halkın iradesi yok. Belirli güçlerle diktatörler ayakta kalıyor. Sonunda da yaptıkları zulüm nedeniyle millet al aşağı ediyor, sona eriyor. Türkiye’nin 94 yıllık bir demokrasi tecrübesi var.”