Selçuk, Bakanlık merkez binasında düzenlediği basın toplantısında, tüm dünyada baş gösteren koronavirüs hastalığı ortaya çıktığı ilk günden itibaren devlet olarak hızlı ve isabetli kararlar almak için var güçleriyle çalıştıklarını söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı olarak, Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu ve ilgili birimlerle gerekli değerlendirmeleri yapıp, önlemleri ivedilikle alma kararlılığı içinde olduklarını ifade eden Selçuk, uzaktan eğitim ve okullardaki koruyucu sağlık ürünleri üretimine de kesintisiz devam ettiklerini kaydetti.
Hastalıkla mücadele kapsamında aldıkları tüm kararları milletle paylaştıklarını, bunun şeffaf biçimde devam edeceğini belirten Bakan Selçuk, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde, Avrupa'nın birçok ülkesinin nüfusundan daha fazla öğrencinin ve yaklaşık 1 milyon öğretmenin bulunduğunu hatırlattı.
Selçuk, alınan tüm kararların, Türkiye'deki birçok hane halkını doğrudan ya da dolaylı ilgilendirdiğinin bilincinde olduklarını dile getirerek şöyle konuştu:
"Çalışmalarımızı bu perspektifle en ince ayrıntısına kadar planlıyoruz. Salgının başladığı tarihten itibaren dünya ülkelerinin birçoğundan daha kısa sürede uzaktan eğitime geçme kararı almış olmanın da faydalarını şimdiden görüyoruz. Bilim Kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda ve Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde kabine toplantısında ortaya çıkan görüşler çerçevesinde uzaktan eğitimin 31 Mayıs'a kadar devam etmesi kararlaştırılmıştır. Şu an çocuklarımızın en güvende olacakları yer evleri. Hepimizin elden bırakmayacağı yegane şey tedbir ve birbirimize göstereceğimiz sabır, anlayış ve dikkat. Süreç uzadıkça motivasyonun düşebileceğini, sıkılmaların olabileceğini tahmin edebiliyoruz. Bir an önce normalleşme adımlarını atabilmemiz, okullarımızı sağlıkla açabilmemiz, eskisi gibi okul bahçelerinde koşup, sınıflarda gülebilmemiz için bu süreci hep birlikte yönetmek durumundayız."
"UZAKTAN EĞİTİM ŞU ANDA TEK SEÇENEK"
Uzaktan eğitimin şu anda eldeki tek seçenek olduğunun altını çizen Selçuk, "Biz, onu sımsıkı tuttuk ve çocuklarımız bu süreçte öğrenme kaybı yaşamasınlar, okuldan, eğitimden kopmasınlar, telafi eğitiminin zeminini sağlam atsınlar diye 100 binlerce öğretmenimizle tüm enerjimizi oraya vererek uzaktan eğitim üzerinde çalışmaya devam ediyoruz." diye konuştu.
Selçuk, tüm çocuklardan ve velilerden uzaktan eğitime sıkıca tutunmalarını isteyerek şunları kaydetti:
"Geriye döndüğümüzde burada gösterdikleri özen bizi çok rahatlatacak. 'Hep beraber başaracağız' diyoruz ya hani, o birlikteliklerden biri de bu. 16 Mart 2020 tarihi itibarıyla okullarımızdaki eğitime ara verme kararımızla eş zamanlı olarak uzaktan eğitim konusundaki eylem planımızı yürürlüğe koyarak bir hafta gibi kısa bir süre içerisinde 23 Mart 2020 tarihinde TRT ve Türksat iş birliğinde EBA televizyonu ekranlarından yayınlarımızı başlatarak bir hafta gibi kısa bir süre içinde uzaktan eğitimi hayata geçirdik. Yüzlerce gönüllü öğretmenimiz ve teknisyenimiz uzaktan eğitim sürecinin başarı ile gerçekleşmesi için de gerçekten büyük bir gayret sarf ettiler. Bizim, uzaktan eğitimdeki temel amacımız çocuklarımızın eğitimden kopmaması, okullarından, sınıflarından, derslerinden soğumamaları. Bu konuyla ilgili aldığımız tedbirler de tümüyle hayata geçmiş vaziyette, her türlü hazırlığımız tamamlanmış durumda."
"PSİKO-SOSYAL DESTEKLER DEVREYE SOKULDU"
Bu süreçte en hassas oldukları konunun sınavlara hazırlanan öğrencilerin durumu olduğunu belirten Selçuk, tüm hazırlıklarını, öğrencilerin bulunduğu koşullar perspektifinde, etraflıca düşünerek yaptıklarını vurguladı.
Bakan Selçuk, 11 ve 12'nci sınıfta öğrenim gören öğrencilerin, EBA Akademik Destek Platformu'na yoğun talebi olduğu ifade ederek şu bilgileri paylaştı:
"Bu, yapay zeka destekli öğretim sistemi öğrencilerimize kendi hızında ve sıfırdan alarak öğretme üstüne kurulu bir sistem. EBA Akademik Destek Platformu'na son birkaç gün içinde kayıt olan ve kullanan 11 ve 12'nci sınıf öğrencisi sayısının da 1 milyona yaklaştığını söyleyebilirim. 13 Nisan 2020 tarihinden itibaren EBA canlı sınıf uygulamasında ilk 15 günde ders sayısı 650 bini aştı. Bu derslerin sadece 150 bini ilk hafta yapıldı. İkinci hafta ise bu ders sayısı 500 bin oldu. Bu derslerin yaklaşık 200 bini ise hafta sonu yapılarak eğitime yeni bir zaman boyutu da kazandırmış olduk. Öğrencilerimiz EBA'yı kullanarak zaman kavramından bağımsız bir şekilde çalışmalarını sürdürebiliyorlar."
Selçuk, uzaktan eğitim süreçlerini bu şekilde devam ettirirken, diğer taraftan bu zorlu süreçte öğrencilerin ve velilerin sürekli yanında olmak için psiko-sosyal destekleri de birer birer devreye aldıklarını, bu kapsamda salgının yarattığı kaygıyı normalleştirmeye destek amaçlı yayımladıkları kılavuzların aktif şekilde kullanıldığını görmekten mutluluk duyduklarını dile getirdi.
"SALGINLA MÜCADELE YENİ TECRÜBELER KAZANDIRDI"
Bakan Selçuk, 81 ilde Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Bilgilendirme Hattı Çağrı Merkezi kurarak Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde görevli özel eğitim ve rehberlik öğretmenlerinin telefonla öğrenci ve velilere destek olduğunu kaydetti.
Selçuk, şunları ifade etti:
"2 gün önce 'Özelim Eğitimdeyim' adlı mobil uygulamayı paylaştık. Bu uygulama dünya ölçeğinde standartlara sahip. Her bir öğrencimizin eğitimi bizim için çok önemli. Bizlere oldukça sık yöneltilen soruların başında 'Sürecin normalleşmesinden sonra telafi eğitimlerinin yapılıp yapılmaması ya da telafi eğitimleri ile alakalı zamanlama...' Bakanlık olarak telafi eğitimlerinin sürecini planladık. Televizyon eğitimi, internet tabanlı EBA eğitimi ve yüz yüze yapılacak telafi eğitimi bir bütündür. Bu parçaların her biri öğrencilerimizin öğrenme ortamından uzaklaşmamasına yardımcı oluyor. Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu salgınla mücadele bizlere yeni ve önemli tecrübeler kazandırdı."
Meslek liselerini oldukça önemsediklerinin altını çizen Selçuk, göreve geldikleri günden beri meslek liselerini güçlendirme gayreti içinde olduklarını vurguladı.
Meslek liselerinde yapılan Ar-Ge çalışmalarının, koronavirüs salgını sürecinde kendini gösterdiğine işaret eden Selçuk, "İzole numune alma ünitesinden koruyucu maskeye, el dezenfektanlarından maske üreten makinelere kadar henüz adını saymadığım farklı birçok cihaz ve malzemeyi de üretmeyi başardılar. Bu konuda emeği geçen ekip arkadaşlarıma ve gönüllü çalışan tüm yöneticilerimize, öğretmenlerimize teşekkürlerimi milletim adına sunarım." dedi.
Selçuk, bu geçici durumda öğrencilere bol bol kitaplarla zaman geçirmeleri tavsiyesinde bulunarak öğrencilerin sağlığının kendileri için önemli olduğunu söyledi. Selçuk, "Güneşli ve güzel günlerin ülkemize en kısa sürede doğacağını temenni eder saygılar sunarım." ifadelerini kullandı.
Soruları yanıtladı
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Selçuk, liselere geçiş sistemi kapsamındaki merkezi sınav tarihine ilişkin soru üzerine, "LGS tarihiyle ilgili hafta başında yapılacak kabine toplantısı sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımız bir açıklama yapacak. Sosyal mesafe konusunda da arkadaşlarımızla beraber simülasyonlar yapıyoruz ve nasıl bir oturma düzeni olacağı konusunda Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kuruluyla da temas halindeyiz. Dün de bir toplantı yaptık konuyla ilgili, bununla ilgili her türlü tedbiri en güçlü şekilde alacağız." karşılığını verdi.
Telafi eğitimi takvimine ilişkin bir soru üzerine, bu takvimin sürekli değişen canlı bir takvim olduğunu dile getiren Selçuk, durum değiştikçe telafi eğitiminin gereksinimlerini de dönüştürebildiklerini ifade etti.
Selçuk, 81 ilin milli eğitim müdürü ile telafi eğitimi konusunda bir toplantı yapacaklarını belirterek "Telafi eğitiminin her yaş grubu için ve her bölge için ayrı ayrı özellikleri de dikkate alarak oluşturulduğu bir dönem yaşıyoruz. Bildiğiniz gibi televizyondaki eğitim bir telafi eğitimidir, internet tabanlı eğitim bir telafi eğitimidir. Okullar açıldığında yüz yüze yapacağımız eğitim de bir telafi eğitimidir. Bütün bunların hepsi öğrencilerimizin gelecekteki öğrenmelerinin zeminini sağlamlaştırma çabası ve çocuklarımızın okuldan uzaklaşmaması çabasıdır. Bu şekilde telafi eğitimi ile ilgili üç aşamalı program elimizde halen var. Bunu da adım adım uyguluyoruz." diye konuştu.
Bakan Selçuk, öğrencilerin bir üst sınıfa geçmesinde uygulanacak sistemin sorulması üzerine, "Sınıf geçmeyle ilgili birinci dönemde alınan notlar geçerli olacak ve öğrencilerimiz not ortalamaları kaç olursa olsun sorumlu olarak bir üst sınıfa geçecekler. Dolayısıyla şu anda ikinci dönemde bir not verilmesi söz konusu değil, birinci dönemin notları geçerli. Öğrencilerimiz sıkıntıya girmesinler, diyelim ki bir zayıf not olması durumu söz konusu ise herhangi bir şekilde sorumlu olarak üst sınıfa geçecekler." dedi.