Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neslihan Alkış, bir duyusuzluk hali olan anestezide, verilen ilaçlarla santral sinir sisteminin hedeflendiğini ve bu sırada santral sinir sisteminin kontrol altında tutulmasının son derece önemli olduğunu söyledi.
Az rastlanılan bir durum
Anestezinin uzmanlar tarafından uygulanmasının önemine işaret eden Alkış, hastaların ameliyat öncesi korkularından birinin ameliyat esnasında “uyanma korkusu” olduğunu, bu durumun tıpta “anestezi altında farkındalık” olarak tanımlandığını anlattı. Alkış şunları söyledi:
“Ameliyat esnasında hastaların bazı şeyleri duyması ya da kendilerine yapılanların farkında olması az rastlanılan bir durumdur. Son 2-3 yıldır anestezi altındaki hastaları, dokulardaki oksijenini ölçen Near Infra Red Spectroscopy (NIRS) görüntüleme sistemine, elektrotlar yardımıyla bağlıyoruz. Bu cihaz ile hastanın dokularının anestezi altındayken ne kadar oksijenlendiğini ölçüyoruz. Hangi organa yerleştirirseniz, beyin, karaciğer, böbrek gibi o organın kanlanmasını, oksijenlenmesini ölçüyor. Bununla ilgili çalışmalar daha çok beyin oksijenlenmesiyle ilgili. Biz de beyin üzerinde çalışıyoruz.”
Fonksiyon kaybı riskinin önüne geçiyor
NIRS cihazının güvenli sınırları bulunduğunu dile getiren Alkış, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Elektrotlar yardımıyla kullanılan, invaziv olmayan NIRS sistemiyle anestezi altındayken beynin oksijenlenmesi sabit sınırlar içinde tutularak, sinir hücrelerine zarar verebilecek herhangi bir sorun hızla algılanıp, anestezi riskleri en aza indiriliyor. Hastaya takılan elektrotlar yardımıyla beyin oksijenlenmesi monitörden sürekli takip ediliyor. Sayısal değerler normalin dışına çıkınca anında müdahale ediyoruz. Bu cihaz, sinir hücresine zarar verecek herhangi bir risk durumunu en aza indirerek, güvenliği sağlıyor.”