Altındağ Taşdelen Caddesi’nde, mart ayında otobüsten inip evlerine doğru yürüdükleri sırada ASKİ’ye ait yol kenarındaki tesisin istinat duvarının yıkılması sonucu üzerlerine beton büz düşen ve olayda eşi Sevim Burak’ı kaybeden 74 yaşındaki İsmail Burakadalet istiyor.
Olayda kafatası, beli ve kaburgalarında kırıklar oluşan, bacakları zarar gören İsmail Burak, mahkeme tarihinin olaydan bir yıl bir gün sonrasına verilmesine de isyan ederek, “Geç kalmış bir adalet, adalet olmaz” dedi. Eşini kaybetmesinin ardından kaza yerine 100 metre mesafedeki evine bir daha gidemediğini ve kızının yanında kaldığını söyleyen Burak, yaşadıklarını şöyle anlattı:
10 GÜN SONRA ÖĞRENDİ
“Otobüsten inip, eve yürüyorduk ve ekmek alalım demiştik. Evime en yakın durak orası olduğu için hep orayı kullanırdık. Eşimin bana söylediği son söz, ‘Hadi gidelim’ oldu. Sonrasını hatırlamıyorum. İki hafta hastanede yattım. Eşimin öldüğünü 10 gün sonra söylediler. Şu an sağlığımın yüzde 70’i gitti. Kazadan önce hiçbir şeyim yoktu, şimdi ayakta durmakta zorluk çekiyorum. Kendi ihtiyaçlarımı görecek durumda değilim. Çok zor günler geçiriyorum.
ASKİ VE ŞİRKET SORUMLU
Olaydan sonra mahkemeye hiç çıkmadık. Duyumlarımıza göre dosyaya bakan üçüncü savcıymış, sürekli değişiyor. Daha mahkemeye çıkmadan şüpheliler aklandı. Asıl sorumlu olacak kişiler ASKİ ve şirket sahipleri muaf tutuluyor. Şantiye şefi ile iş güvenliği uzmanı sorumlu tutuluyor. Burada ASKİ ve şirket sorumlu. Asıl sorumlu olanların yargılanması gerekiyor.”
KAÇAMADIKLARI İÇİN KUSURLU BULUNDULAR
İsmail Burak’ın müşteki sıfatıyla beyan verdiği ve 8 şüpheli ile bir tanığın beyanatlarının yer aldığı bilirkişi raporunda, şüphelilerden şantiye şefi Mustafa Mesud Şenol’un asli kusurlu, iş güvenliği uzmanı Ramazan Çanga’nın da tali kusurlu olduğuna kanaat getirilirken diğer şüpheliler kusursuz bulundu. Ancak raporda, olayın mağduru yaşlı çiftin de üzerlerine düşen malzemenin yaya yoluna yakın istiflendiğini gördükleri halde uzağından geçmedikleri ve ses geldiğinde hareket edip kaçmakta geç kaldıkları için ikinci derece tali kusurlu oldukları belirtildi. Bilirkişi raporuna itiraz edeceklerini belirten İsmail Burak, “Ne kusurumuz var bilmiyorum. Çok saçma. Bu bilirkişi değil de bilmez kişilerin vermiş olduğu bir rapor olsa gerek” ifadelerini kullandı.
‘KOVUŞTURMAYA YER YOK’ DENİLDİ
Bilirkişi raporu incelenerek hazırlanan Savcılık kararında da diğer şüphelilerin, kusurlu olmadıkları için haklarında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi.
İHMALİN BELGESİ
Öte yandan, yıkıldığı için feci olaya sebep olan istinat duvarının yenilenmesi için ASKİ İçme Suyu Daire Başkanlığı tarafından Genel Müdürlük’ten 2014 yılında talepte bulunulduğu ortaya çıktı. 18 Haziran 2014 tarihli belgede duvarın yıkılmakta olduğu ve tehlike arz ettiği ifade edilirken Burak, “Duvarın yenilenmesi konusunda eksiklikleri, ihmalleri var. Olaydan sonra yenilediler. Madem tehlikeliydi niye daha önce önlem alınmadı” dedi.
DOĞUM GÜNÜM ÖLÜM GÜNÜ OLDU
Eşiyle birlikte en son torununun doğum gününde çekildikleri aile fotoğrafına bakarak özlem gidermeye çalışan İsmail Burak, “15 Mart benim doğum günüm ve onu(eşi) da o gün mezara koyduk. Doğum günüm, ölüm günü oldu” diyerek, gözyaşlarını tutamadı.
DUVAR YAPILMIŞ
Dün de olay yerine giden Hürriyet Ankara, yeni duvarı fotoğrafladı.
13 Mart 2017 günü, saat 18.55 sıralarında yaşanan olayda, Taşdelen Caddesi’nde ASKİ’ye ait tesiste faaliyet gösteren yüklenici firmanın yola yakın istiflediği beton büzler, istinat duvarının yıkılması sonucu kaldırımda yürüyen yaşlı çiftin üzerine düşmüştü.