FETÖ ile mücadeledeki rakamları açıklayan Kurtulmuş, “111 bin 240 kişinin kamu görevinden ihracı gerçekleştirildi. 32 bin 180 kişinin kamu görevinden uzaklaştırması gerçekleştirildi. Toplam 143 bin 420. Bunların içerisinde 35 bin 639 kişi yapılan incelemeler sonucu görevine iade edildi” dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu toplantısına verilen arada kameraların karşısına geçti. Kurtulmuş, Türkiye’nin geçtiğimiz Cuma ve Pazar günü 15 Temmuz hain darbe girişiminin birinci yılını andığını anımsatarak, 11-16 Temmuz tarihleri arasında yurt içinde ve yurt dışında yapılan büyük etkinliklerle hain darbe girişiminin yıl dönümünün hatırlandığını kaydetti. 15 Temmuz’u unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını her vesileyle dile getirdiklerini belirten Kurtulmuş, “Birinci yıl dönümde hiçbir şekilde unutmadığımızı ortaya koymuş olduk. 15 Temmuz, Türkiye tarihinin en önemli dönüm noktasından birisi. Bir taraftan Anadolu topraklarının görmüş olduğu en büyük ihanet hareketlerinden birisi, diğer taraftan da 15 Temmuz akşam saatlerinden başlayarak 16 Temmuz’un sabahın ilk saatlerine kadar devam eden çok büyük destansı kahramanlık hikayesidir. Ne bu hainleri ve bunların yaptıkları hainlikleri unutacağız ne de 250 şehidimiz ve 2 bin 193 gazimiz ile ‘ölürsem şehit olurum, kalırsam gazi olurum’ diyerek meydanlara çıkan vatandaşlarımız başta olmak üzere bütün bu yapılan kahramanlıkları asla unutmayacağız” diye konuştu.
“15 TEMMUZ ETKİNLİKLERİNE 6 MİLYON VATANDAŞ KATILDI”
Kurtulmuş, 15 Temmuz hain darbe girişiminin birinci yıl dönümünde yapılan etkinliklere 6 milyonu aşkın vatandaşın katıldığını bildirerek, önümüzdeki yıllarda her alanda artarak devam eden etkinliklerle 15 Temmuz 2016’yı unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını vurguladı.
KURTULMUŞ, FETÖ İLE MÜCADELEDE SON RAKAMLARI PAYLAŞTI
15 Temmuz’un üzerinden geçen bir yıllık süre içinde FETÖ ile mücadelenin son derece kararlı ve etkili sürdüğünü ifade eden Kurtulmuş, “Bu mücadele öyle kolay kolay bitecek gibi de değil. Bir taraftan KHK’lar ile görevden almalar devam ediyor. Bu mücadelenin 4 temel ayağı olduğunu ifade etmek isterim. Bunlardan birincisi bu örgüt elemanlarının devletin içerisinden temizlenmesi, devletin örgütten arındırılması. Bununla ilgili olarak da ilki 20 Temmuz 2016’da çıkarılan OHAL uygulamasıyla birlikte 26 KHK çıkartıldı. Bu KHK’lar ile birlikte de örgütten devletin temizlenmesi için gerekli çalışmalar titizlikle yürütüldü. Son rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. 111 bin 240 kişinin kamu görevinden ihracı gerçekleştirildi. 32 bin 180 kişi kamu görevinden uzaklaştırma gerçekleştirildi. Toplam 143 bin 420. Bunların içerisinde 35 bin 639 kişi yapılan incelemeler sonucunda görevine iade edildi. Rakamlara toplam baktığınızda 3.5 milyon kamu görevlisi olduğunu düşünürseniz ihraç edilenlerin rakamı toplam kamu görevlilerinin yüzde 3.5’idir. Titiz bir çalışma sürdürülüyor ve bu çalışmalarla birlikte yolumuza devam ediyoruz. Bu bir yıl içerisinde bunların devletten temizlendirilmesi için çok etkili bir çalışma sürdürülmüş, bundan sonra da sürdürülmeye devam edilecektir. İkincisi darbeciler ve örgüt üyelerinin mahkemeler karşısına çıkartılması. Çok etkin bir şekilde mahkemeler yürütülüyor. İlk kararlar verildi, bundan sonraki mahkemelerde kararlarını verecekler. Ümit ediyoruz ki bu darbeciler ve terör örgütü mensuplarına bağımsız mahkemeler hak ettikleri en ağır cezayı verecekler ve millet adına hesap soracaklar. Üçüncü analizse bunların finans kaynaklarının kurutulmasıdır. Bu örgütün diğer terör örgütlerinden en önemli özelliklerinden birisi çok geniş finansal imkana sahip olmalarıydı. Devletin içine gizlenmiş olmalarının verdiği güç ile ve bir maske takarak ‘hayır kurumu’ gibi kendilerini bu millete yutturmaya çalışmalarının verdiği avantaj ile çok ciddi şekilde topladıkları paralar ve oluşturdukları şirketlerle büyük maddi imkana sahip olan bir örgüt. Dolayısıyla bu örgütün maddi kaynaklarının kurutulması da bu örgütle mücadelenin en temel unsurlarından birisidir. Bunun için örgüt ile irtibatlı olan 966 şirkete el konuldu ve TMSF’ye devredildi. Ayrıca bu şirketlerin 4 bin 888 mal varlığına da el konulmuştur. Ayrıca finansal mücadelenin gerçekleşmesi için her türlü imkanla mücadele edilecektir” şeklinde konuştu.
"BUGÜN MESAİ SAATİ BİTİMİNE KADAR 3 BİN 28 BAŞVURU OHAL KOMİSYONU’NA GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR"
Kurtulmuş, FETÖ ile mücadelede dördüncü önemli ayağın ise bu mücadele sürecinin hukuki ve kurumsal alt yapısının hazırlanması olduğunu dikkat çekerek şunları kaydetti:
“İki kurumsal örneği sizinle paylaşmak isterim. Bunlardan birincisi Maarif Vakfı. FETÖ ile mücadelenin özellikle yurt dışı ayağında okullarının devredilmesi bakımından önemli bir kurum olarak bu süre içinde kurulmuş ve çalışmalarına başlamıştır. Çok sayıda ülkede oradaki resmi otorite tarafından FETÖ’nün okullarına el konularak bunların Maarif Vakfı’na devredilmesine ilişkin işlemler başlatılmıştır. Yine bir başka önemli kurum ise OHAL Komisyonu’dur. OHAL Komisyonu bildiğiniz gibi ara kademe bir hukuk mekanizması olarak kurulmuş. Bu ihraçlar ya da OHAL kapsamında yapılan tasarruflardan dolayı bunların yanlış olduğunu iddia eden kişilerin başvurabilecekleri bir mekanizma olarak tasarlanmıştı. Bugün itibariyle başvurularını almaya başladılar. Bugün mesai saati bitimine kadar 3 bin 28 başvuru OHAL Komisyonu’na gerçekleştirilmiştir. OHAL Komisyonu’nun 120 bini aşkın başvuru ile karşı karşıya kalması tahmin ediliyor. OHAL Komisyonu’nun kurulması Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da önemli bir aşama olarak görüldü. Sadece bu komisyonun kurulması ile birlikte 16 bine yakın dosya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde düşürülmüş oldu. Henüz Türkiye’nin bir iç hukuk mekanizması yolu bitirilmediği için bu adımlar atıldı. 15 Temmuz’u unutmadık ve unutturmayacağız derken sadece retorik olarak bir şey söylemiyoruz. Bizim 15 Temmuz’da hayatını veren 250 şehidin her birine karşı can borcumuz var. Eğer onlar olmasaydı bugün burada ne siz vardınız ne de biz vardık. Ne bugün burada Milli Güvenlik Kurulu toplanabilirdi ne de Bakanlar Kurulu toplanabilirdi. Ne Beştepe Türkiye’nin seçilmiş Cumhurbaşkanının görevini gördüğü bir millet kurumu olarak ayakta durur, ne Çankaya milletin seçilmiş Başbakanının ve Bakanlar Kurulunun siyaset icra ettiği bir kurum olarak ayakta kalabilirdi. 15 Temmuz’un kahramanları Türkiye’nin ayakta durmasını sağladıkları gibi Türkiye’deki birçok kurumun da ciddi bir şekilde yaşamasının teminatı olmuşlardır. Devlet olarak, millet olarak her birimizin ayrı ayrı bu şehitlerimize can borcu var.”
Kurtulmuş, “Bugün ayrıca yaptığımız Bakanlar Kurulu toplantısında iç ve dış güvenlik tehditleri ilgili bakanlıklar ve kurumlar tarafından gündeme getirilmiş, Adalet Bakanlığımız adalet alanındaki gelişmeler ile ilgili sunum yapmış, OHAL’in uzatılması ile ilgili karar TBMM’ye gönderilerek kararın Meclis’ten geçmesi sağlanmıştır” dedi.