Besinlerin yapısında bulunan bileşenler makro ve mikro besin öğeleri olarak adlandırılır. Makro besin öğeleri kalori içeren, karbonhidrat, protein ve yağlardır. Kalori içermeyen, D vitamini dışında vücudumuzda sentezlenemeyen, doğal beslenme veya besin destek takviyeleriyle alınması zorunlu olan vitamin ve minerallere ise mikro besin öğeleri denir. Vitamin ve mineraller, sinir-kas-kemik sisteminin temelinde, görme işleminin devamlılığında, kan yapımı ve bağışıklık sisteminin güçlenmesinde, makro besin öğelerinin enerjiye dönüşümünde, cilt, saç, tırnak dokusunun oluşmasında, vücutta oluşan tüm toksinlerin temizlenmesinde ve kronik hastalıklardan korunma önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle günlük vitamin ve mineral ihtiyacımızı karşılamak çok büyük önem taşıyor.
Türkiye Beslenme Rehberi, sağlıklı yaşam için günde 3 porsiyon taze sebze ve 2 porsiyon taze meyve tüketimini öneriyor. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırma sonuçlarına göre toplumun sadece yüzde 45’inin günde 1 porsiyon kadar sebze, yarım porsiyon kadar meyve tükettiğinin altını çizen Ecz. Ayşen Dincer, bu nedenle birçoğumuzun günlük ihtiyacımız olan vitamin ve mineralleri alamadığımıza dikkat çekiyor. Dincer, sebze ve meyveler, lif ağırlıklı gıdalar, protein zengini besinler, süt ve süt ürünlerini öğünlerimize yani günlük beslenmemize ekleyemediğimiz durumlarda multivitamin alınmasını öneriyor.
Tekli ve yüksek doz yerine çoklu vitamin tercih edilmeli
Her yaşın ve cinsiyetin besin, sıvı, vitamin ve mineral ihtiyacının farklı olduğuna dikkat çeken Eczacı Ayşen Dincer, “Çocukların, ergen bireylerin, yetişkinlerin ve yaşlıların da farklı dozlarda vitamin alması gerekir. Üstelik bu, cinsiyete göre de değişir. Örneğin Diyet Referans Değerlerine göre, alınması gereken demir miktarı, yenidoğanda 0.3 mg, bebekte 11, yetişkin erkeklerde 11, yetişkin kadınlarda 18 iken, hamilelerde 27 mg’a çıkabilir. Yani hamile bir kadının demir ihtiyacı ile bir erkeğinki aynı değildir. Bu nedenle kişi dışarıdan vitamin takviyesi alacaksa bunu cinsiyete, yaşa ve ihtiyaca uygun seçmeli. Ayrıca vitamin ve mineral desteği alırken tekli ve yüksek doz tercih etmek yerine yaşa ve cinsiyete yönelik olarak uygun dozda hazırlanmış vitaminlerin günlük kullanılması daha doğru. Tıpkı sağlıklı beslenmeyle aldığımız gibi vitaminlerin de ihtiyaca göre karma ve çoklu içerik içermesi de önem taşıyor” diyor.
Bağışıklık sistemine destek için C ve D vitamini, selenyum ve çinko içeren multivitaminleri kullanabilirsiniz
Vitamin ve mineral desteğine hayat boyu ihtiyacımız olduğunu hatırlatan Eczacı Ayşen Dincer, nasıl su içmeye veya egzersiz yapmaya ara vermek gerekmiyorsa vitamin mineral takviyesine ara vermek gerekmediğinin altını çiziyor. Özellikle bu dönemde viral enfeksiyonlara karşı C vitamininin koruyucu etkisini hatırlatan Dincer, güneşin pek yüzünü göstermediği şu günlerde D vitamini depolarımızda da eksiklikler görülebileceğini söylüyor. Pandeminin etkisinin devam ettiği şu günlerde bağışıklık sistemini güçlü tutmanın önemine de değinen Dincer, şunları söylüyor: “Bağışıklık sistemini desteklemek için vitamin, mineral, antioksidanlar (özellikle E ve C vitaminleri) ve amino asitlerden zengin beslenmek gerekiyor. Doğal beslenmeyle bu ihtiyacı karşılamak mümkün olmayabilir, bu nedenle bu içeriklere sahip takviyeleri güvenle alabilirsiniz. Bağışıklık için önem taşıyan C ve D vitamini, selenyum ve çinko doğru multivitamin destekleri kullanabilir, vitamin mineral antioksidanın yanı sıra aminoasitleri bir arada içeren karma formüller tercih edebilirsiniz.”
Hibya Haber Ajansı