Dünyanın farklı merkezlerinden gazeteci ve akademisyenler Türkiye’ye dair son dönemdeki gelişmeleri gazetemize değerlendirdi. AB-Türkiye ilişkileri ve Türkiye’ye yapılan haksızlıkları dile getiren uzmanlar, Türkiye’nin sığınmacı politikasıyla dünyaya ders verdiğini ifade etti. Uzmanlar Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye karşı çifte standart uyguladığı konusunda görüş birliği yaptı.
"ÇİFTE STANDART"
Rus gazeteci ve el-Monitor yazarı Yekaterina Chulkovskaya:
"Avrupalı devletlerin politikaları Türkiye-AB ilişkilerini olumsuz etkiliyor. Avrupa’nın çifte standartlı yaklaşımları Türkleri Avrupa’dan uzaklaştırıyor. Türkiye’nin sığınmacı politikasını destekliyorum. Çok sayıda Suriyeliye kapılarını açarak uluslararası bir aktör olduğunu gösterdi. Ruslar, uçak krizine kadar Türkiye ve Erdoğan’a olumlu bakıyordu. Kriz bu durumu değiştirdi. İkili ilişkiler yeniden inşa edilse de bazı Ruslar temkinli."
TERÖRLE İÇ İÇE"
Azerbaycan The Great Middle East Genel Yayın Yönetmeni Ali Hacızade:
"AB’nin Türkiye’ye yönelik çifte standartları yeni bir şey değil. 1970’lerden beri ASALA, çeşitli örgütler, PKK ve son olarak DEAŞ faktörü Türkiye’ye karşı kullanıldı. Avrupa devletleri ülkenize destek verse de istihbaratları bu terör örgütleriyle iç içe oldu. Söz konusu devletler Türkiye’ye karşı acımasız bir propaganda yürütüyor. Ankara, bu durumla başa çıkmak için Avrupa kamuoyuyla doğrudan bağlantı kurmalı."
"ARAPLAR TÜRK VARLIĞI İSTİYOR"
İngiltere merkezli Arabi 21 haber ağından Filistinli kıdemli gazeteci İzzeddin Ahmed:
"Avrupa ülkeleri Türkiye’yi çıkarlarına aykırı bir tehdit olarak görüyor ve kontrolü kolay marjinal bir devlet istiyor. AB’nin insan haklarından söz ederken ne denli yalan söylediğinin en büyük örneği Mısır. Sisi rejiminin tüm zalimliklerine rağmen, mevcut yönetimle bağlarını gizlemiyorlar. Arap halkları bölgede daha etkin bir Türk varlığı istiyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a pozitif yaklaşıyor. Yönetim kademeleri ise, bu durumu kendileri için bir tehdit olarak görüyor."
"UKRAYNA, TÜRKLERE MÜTEŞEKKİR"
Ukrayna’daki ICU Ekonomik Araştırmalar Merkezi’nden akademisyen Alexander Valchyshen:
"Ukrayna, Kırım sorununda gördüğü destek sebebiyle ülkenize müteşekkir. Yaşadığınız terör saldırıları bizleri de derinden etkiledi. AB ve Türkiye arasında yaşananları en iyi biz anlarız, çünkü birliğin ‘yavaşlatıcı’ eylemlerini defalarca tecrübe ettik."
"ÇEKEMİYORLAR"
Suriyeli serbest gazeteci Halla Barakât:
"Avrupa devletleri Müslüman bir liderin güçlü durmasından rahatsız olduğu için Erdoğan’ı eleştiriyor. AB ülkelerinin Erdoğan’ı eleştirmesinin bir başka sebebi de Avrupa gerçeklerini diri tutması. Dolayısıyla bu gerçeklerin yüzlerine vurulması Türkiye’nin AB üyeliğini olumsuz etkiliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeliler için çok şey yaptı. Birçok Suriyeli, onu takdir ediyor ve destekliyor."
"TÜRKİYE'NİN YAPTIKLARINI GÖRMÜYORLAR"
Bolivya ATB TV’nin Haber Müdiresi Thania Sandoval:
"Türkiye, sığınmacıların ‘kendi evindeymiş’ gibi hissettiği, hatta 3 milyondan fazla insana kapılarını açan cömert bir ülke. AB’ye karşı taahhütlerini de yerine getiren Türkiye’nin çabaları görmezden geliniyor. Bu haksızlık. Ülkenizin terörün hedefi olmasında en büyük sebep jeopolitik önemi. Suriye problemi sizi hedef hâline getirdi. Avrupa, ABD ve Rusya’nın Türkiye’yi kontrol etme çabası rahatsız edici."
"TÜRKİYE’YE OYUN KURUYORLAR"
Sri Lankalı serbest gazeteci ve araştırmacı Nuwan Senarathna:
"Türkiye küresel güçler tarafından yeni oyun alanı hâline getirilmek isteniyor. Ve ne yazık ki bu durum masumların ölmesine sebep oldu. Böyle bir travmadan kurtulmak kolay bir iş değil. Bu yüzden her vatandaş elini taşın altına koymalı ve sorumluluk almalı."
"OYUMUZ YOK DUAMIZ VAR"
Bosna Hersek ile İlişkileri Geliştirme Merkezi (BİGMEV) Ülke Koordinatörü Samir Vildic:
"Elimden tutulmasaydı, köyümde çoban olarak kalırdım. Türkiye’de okuduğum süre zarfında Erdoğan’ın geniş vizyonunu görme imkânım oldu. Erdoğan bin türlü belâ ile boğuşan İslam dünyasının meselelerine çözüm noktasında cesaret veriyor. O sadece Türklerin değil, bütün Müslümanların lideri. Türkiye’nin derdi, davası, yolu ve 1.5 milyar Müslümanı ilgilendiriyor. Referandum sürecinde Türkiye’nin istikbali için oy hakkımız yok, ancak dualarımız var."