Türkiye'de ilk kez yerli ve milli olarak biyobenzer parathormon üretildi. Ülkemizin her yıl yaklaşık 16 milyon lira harcadığı bu hormon, paratiroid hormon eksikliklerinde, özellikle kadınlarda menopoz sonrası gelişen kemik kayıplarında, kemik ve kıkırdak aşınmalarında, iyileşmeyen kırıklarda gerekli. Dünyada bir kutusu yaklaşık 3.200 Dolar’a satılan bu hormon, biyobenzer olması nedeniyle vücuttaki doğal parathormonun kopyası niteliğinde.
Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Fikrettin Şahin, Prof. Dr. Erhan Ayşan ve Dr. Öğr. Üyesi Emrah Nikerel’in önderlik ettiği kalabalık bir ekiple 5 milyon TL’lik yatırım ve iki yıl süren yoğun bir çalışma sonucunda Türkiye'de ilk kez biyobenzer parathormon üretimi gerçekleştirildi. Hormonun üretim aşamasında son noktaya gelinmiş olup ruhsatlandırma süreci sonrasında raflarda olması bekleniyor.
TÜRKİYE'DE İLK KEZ ÜRETMENİN GURURUNU YAŞIYORUZ
Türkiye'de ilk kez biyobenzer parathormon üretmenin haklı gururunu yaşadıklarını belirten Prof. Dr. Erhan Ayşan bu gelişmenin önemini şöyle anlattı: "Ülkem adına sevinçle belirtmek istiyorum ki, Türkiye'nin ilk parathormonunu Yeditepe Üniversitesi’nde ürettik. Bu şimdiye kadar ülkemizde gerçekleşmemiş bir süreç. Bu hormon biyobenzer ilaç kategorisindedir. Biyobenzer ilaç, gerçeğinin benzeri demek. Günümüzde biyobenzer ilaçlar çok revaçta. Şu an dünyadaki tüm ilaçların yaklaşık %20'sini biyobenzer ilaçlar oluşturuyor. Bu oranın 2025'te %70'lere çıkması öngörülüyor. Ürettiğimiz parathormon da biyobenzer bir ilaç. Mutluyuz çünkü iki yıllık bir Ar-Ge çalışmasından sonra hem insanlara faydalı olacak, hem de ülkemizin ilaç giderlerini ciddi şekilde azaltacak bir hormon ürettik."
DÜNYA ARTIK BİYOTEKNOLOJİK İLAÇLARA YÖNELDİ
Dünyanın sentetik ilaçlardan biyoteknolojik ilaçlara yöneldiğini belirten Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fikrettin Şahin, "Bunu üretebilmek için tecrübeye, yetişmiş bilim insanlarına, Ar-Ge laboratuvarlarına, bu laboratuvarlardan çıkan ürünleri de son kullanıcıya yönelik ürüne dönüştürecek pilot tesislerde üretim altyapısına ihtiyaç var.Bunların tümüne sahibiz" dedi. Dr. Öğretim Üyesi Emrah Nikerel, “Biyoteknolojik ilaçlarda fikirden raftaki ürüne giden yol, genetik çalışmaların yanı sıra, üretim safhasında mühendislik yaklaşımlarını da gerektiriyor. Üniversitemizde bu vizyonun ve teknik donanımın olması çok önemli” diye ekledi.
MENOPOZA GİREN KADINLARIN ÖNEMLİ BİR KISMI PARATHORMONA İHTİYAÇ DUYUYOR
Parathormonun, menopoza giren kadınlarda görülen kemik erimesinde kullanılabileceğini belirten Prof. Dr. Erhan Ayşan, "Kullanım alanlarının başında parathormon eksikliği yaşayanlar geliyor. Diğer önemli popülasyon, kemik eklem hastaları; kemik erimeleri, özellikle kadınlarda ileri yaşlarda yaygın olarak görülen osteoartritler, artrozlar. Nüfusun yaklaşık yarısı kadın. Ortalama insan ömrünün uzamasıyla birlikte menopoza giren kadın sayısı arttı. Her menopoza giren kadın belli düzeylerde kemik erimesi sorunu yaşıyor. Tedavi gerektiren kadınlarda bilinen en etkili ilaç biyobenzer parathormon uygulaması. Ancak hem Türkiye’de hem de dünyada bu ilaç yeterli düzeyde kullanılamıyor. Çünkü çok pahalı. Biz bunu %100 yerli ve milli olarak üretip eczane raflarına koyduğumuzda fiyatı çok daha ulaşılabilir olacak üstelik ülkemiz bunu yurt dışından ithal etmek zorunda da kalmayacak” dedi.
ÜLKEMİZ EKONOMİSİNE CİDDİ BİR KATKI SAĞLAYACAK
Türkiye'nin yurt dışından getirdiği ilaçların yaklaşık %30'unun biyobenzer ilaçlar olduğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi uzmanı Prof. Dr. Erhan Ayşan, "%30 küçük bir oran gibi dursa da, biz en çok dövizi bu ilaçlara ödüyoruz. Bir kilogram biyobenzerin Türkiye'ye maliyeti 1 milyon $, oysa 1 kilogram kimyasal ilacın maliyeti sadece 17$. Dolayısıyla bu hormon ülkemizde üretilmeye başladığında ekonomiye ciddi katkı sağlayacaktır" dedi.
BİYOBENZER İLAÇ NEDİR
Prof. Dr. Erhan Ayşan, biyobenzer parathormonunun ne olduğunu şöyle açıkladı: "Bu vücudumuzda var olan parathormonun birebir kopyası. Hormonun eksikliğinde ortaya çıkan sorunları birçok farklı kimyasal ilaçlarla çözmeye çalışmak yerine, hormonun birebir kopyası ile en doğal bir şekilde çözülmesi sağlanıyor. Örneğin kalsiyum değeriniz düşük ise, parathormona ihtiyacınız var demektir. Parathormonunuz yoksa dışarıdan kalsiyum almanız gerekir. Kalsiyum aldığınızda ise böbreklerde taş oluşumu, midede ülser oluşumu, bağırsaklar hareketlerinde bozulma, kemik erimeleri gibi birçok sorun oluşabiliyor. Ancak biyobenzer parathormon alındığında bunlar yaşanmıyor. Doğal hormon alınmış oluyor."
SAĞLIK ÜRÜNLERİNİN YERLİ VE MİLLİ OLMASI ÖNEMLİ
Parathormonun yarattığı etkiyi oluşturabilmek için 20'nin üzerinde farklı ilaç kullanılması gerektiğini belirten Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fikrettin Şahin "Paratiroid hormonunun yetersizliği durumunda endokrinolojik sistemde birçok hastalığın altyapısı oluşuyor. Eğer biyobenzer parathormon kullanıyorsanız bu kimyasal ilaçları kullanmanıza gerek kalmıyor. Sağlık sektörü; tıpkı savunma ve enerji gibi öncelikli sektörlerdendir. Bu sektörlerdeki ürünlerin yerli ve milli üretilmesi ülkemizin uluslararası çıkarları için çok önemlidir. Biz de yerli ve milli üretime önemli katkılar sağlayan bir kurum olduğumuzu bu ürünümüzle sergiledik” dedi.
Hibya Haber Ajansı