Terör örgütü DEAŞ’in merkez olarak kullandığı Rakka, ABD’nin desteklediği PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD/YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından alındı.
YPG’nin, Rakka’da operasyonunun tamamlanmasının ardından açtığı bölücü başı Öcalan posteri, Türkiye’nin büyük tepkisini çekti. Ankara “Washington ile müttefiklik ilişkisini masaya yatırırız” dedi. Orta Doğu’nun bu sancılı alanının haritası hâlâ çizilmeyi beklerken yeni sınırların maliyetinin ne olacağını ise zaman gösterecek. Türkiye ve Suriye’nin durumu özel olup birçok noktada birbiriyle çakışıyor.
Bu durumların bazısı sabitken bazıları da değişkenlik gösteriyor. İşte bu husus, Türkiye’nin, Suriye’nin içişlerine yönelik ilgi ve müdahalesini, şekil ve içerik bakımından ayrıcalıklı kılıyor. Suriye iç savaşının başladığı günden bu yana Türkiye’nin önünde dört dosya birikti: Bunların ilki, PKK’yı Suriye’nin içinden kontrol etmek. İkincisi, Suriye’de yaşanan gelişmelerin Türk topraklarını etkilemesini engellemek. Üçüncüsü, Esad rejiminin gitmesi gerektiği temeline dayalı bir siyasi çözüm bulmak. Dördüncüsü ise ABD ve Rusya’nın bölgede kurmaya çalıştığı yeni denge süreci içinde nasıl rol alacağı meselesi. Türkiye için belki de en zorlayıcı olan da bu. Zira El-Bab kadar, İdlib de bu denklemde önemli bir yer tutuyor.
AFRİN NAMLUNUN UCUNDA
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Astana görüşmelerine istinaden 13 Ekim’de resmen girdiği İdlib’in merkezi ve kuzeyinde 6 ay süreyle görev yapacak. Ankara’nın bu hamledeki amacı, Reyhanlı ile hâlihazırda Fırat Kalkanı Operasyonu mıntıkasında kalan Mare arasındaki 50 km’lik alanda 14 gözlem noktası kurmak. Bu sonuç Ankara’nın İdlib’in kuzeyinde bir “gerilimi azaltma” bölgesi kurmasına ve Afrin’in güneyinde Şeyh Bereket’in hâkim tepelerini kontrol altına alarak Afrin çevresinde bir askeri kuşak oluşturmasına imkân tanıyacak. Şimdi gözler, Türkiye’nin Reyhanlı’da konuşlanmış olan 155 mm havan topları ve 122 mm çoklu roketatarlarına çevrilmiş durumda. Bu ağır silahlar da Suriye’ye girerse, Türkiye’nin ateş menzilini Afrin’e kadar genişletip hava sahası hâkimiyeti kurmadan Afrin bölgesinin tamamını kontrol altına alacağı anlamına geliyor. İdlib bölgesinde görüştüğümüz siyasi ve yerel askeri kaynaklar, Türkiye’nin bu hamlelerinin Afrin’e yönelik büyük bir askeri operasyona dönüşebilme ihtimaline dair, “Ankara bunu çok istiyor ancak Rusya’nın tavrı temel belirleyici olacak” yorumunu yapıyor.