Türkiye’de Nisan ayında yıllık enflasyon Mart ayındaki %61,1’den %70’e artarak yirmi yılın en yüksek seviyelerinde kaldı. Aylık bazda %5,2 beklentimizin ve piyasanın genel %5,75 beklentisinin üzerinde dönemsel %7,25 seviyesinde gerçekleşen enflasyonda, küresel enerji fiyatları ve yerel gıda maliyetlerindeki yükselişin etkilerini gözlemliyoruz.
Enflasyonun alt kalemlerine bakacak olursak; ana harcama gruplarının tamamında artış gözlenmektedir. Üretici fiyatları ay boyunca yaklaşık %7,67 oranında artarak yıllık üretici enflasyonunu %121,8'e getirdi. Üst üste üçüncü ayda kesintisiz olarak üç haneli yıllık ÜFE kaydedildiği için fabrika fiyat artışları tüketici fiyatlarını körüklüyor. Döviz kurlarının oldukça sakin seyrettiği bir dönemde bile ÜFE’nin çok yüksek gelmesi, hammadde ve enerji fiyatlarının çok hızlı şekilde yansımakta olduğunu gösteriyor.
Tüketici enflasyonundaki artış eğilimi bozulmadan devam etmektedir. Enerji emtialarındaki küresel ralli, kamu hizmetleri ve rafine ürün maliyetlerini artırmaya devam ederken, enerji enflasyonu Mart ayındaki %102,9'dan %118,2'ye yükseldi. Tüketici sepetinin kabaca dörtte birini oluşturan gıda fiyatları, aynı dönemdeki %70,3'ten yıllık %89,1'e yükseldi. Gıda, enerji ve altın gibi oynak kalemlerin etkisini dışlayan çekirdek enflasyon endeksi %48,4'ten %52,4'e yükseldi. Gıdanın dönemsel olarak etkisi de yüksek gerçekleşmiş görünüyor, dünyadaki ve Türkiye’deki gıda fiyatlarının ana artış trendi, Ramazan ve bayram etkisiyle beraber artan talebin de etkisiyle gıdada bir önceki aya göre de çok yüksek bir artış gerçekleşmesine neden oldu. Yıllık rakamlarda ulaştırma da %105,9 oranına gelmiş durumda. Manşet enflasyondan daha yüksek artış gösteren kalemler olarak gıda ve alkolsüz içecekler %13,38, konut %7,43, giyim ve ayakkabı %6,96 ve lokanta ve oteller %6,95 ile öne çıkmaktadır.
Türkiye’de hane halklarının asıl harcama tercihlerini şekillendiren gıda (%89,1), ulaştırma (%105,9) ve konut (%61,1) gibi kalemlerin toplam ağırlığı tüketici sepetinde %56,2 gibi bir ağırlığa sahiptir. Kümülatif olarak bu kalemlerdeki fiyat artışları, enflasyonun alt gelir katmanlarındaki hissedilen etkisini manşet enflasyonun %70 olduğu bir ortamda daha yukarılara çekmektedir. Bayramdan önce açıklanmış olan İstanbul perakende fiyat enflasyonu da Mart'taki %63,3'ten geçen ay %80'e yükseldi. Yıllık enflasyon oranında da %61,1’den %70’e doğru olan 8,9 puanlık yükseliş dönemsel anlamda enflasyon baskısının halen çok yüksek ve geçen yılın oranlarının bir hayli üstünde olduğunu göstermektedir. Bu durum, enflasyonun genel patikası anlamında olumlu bir etki oluşturmamaktadır.
ÜFE’nin bu ortamda yükselişini devam ettiriyor olması, ciddi maliyet baskısı altında kalmaya devam ettiğimizi ve Mayıs ayında da TÜFE’nin yükselmeye devam edeceğini ortaya koymaktadır. Bu da enflasyon patikasının birkaç ay boyunca %70 oranı üzerinde şekillenebileceği anlamına gelmektedir. Olası fiyat gelişmelerine bağlı olarak, çok kanallı beslenen enflasyon unsurları mevcut patikaya dair risklerin de yukarı yönlü olduğunu göstermektedir.
Merkez bankası bir sonraki faiz belirleme toplantısını 26 Mayıs'ta yapacak. Enflasyondaki son artışla beraber, Türkiye'nin enflasyona göre düzeltilmiş gösterge faiz oranı, gelişmekte olan piyasalar arasında açık ara en düşük reel getiri olan negatif %56'ya gelmiş durumda. Merkez bankası, politika faiz oranlarını 2021'in sonlarında 500 baz puan indirdikten sonra, Nisan ayında üst üste dördüncü toplantıda da faizlerde değişiklik yapmadı. Faiz indirimlerinin etkisi, lirayı negatif TL faizleri üzerinden aşınma etkisine sokarak tüketici fiyatlarındaki artışları hızlandıran bir etki yarattı. Lira sonradan ortaya konan KKM gibi ürünlerle beraber belli bir süre istikrar yakalamış görünse de, bu yıl genel olarak dolar karşısında %10 civarında değer kaybetti.
Kaynak:Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı