İnsani değerlere, hukuka ve özgürlüğe değer veren bütün sivil toplumu ve uluslararası muhataplarımızı bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz” dedi.
Türkiye-Avrupa Birliği Karma İstişare Komitesi (KİK) Türkiye kanadını oluşturan Türk-İş, TİSK, TESK, TZOB, Hak-İş, Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen ve TOBB tarafından TOBB’da ortak basın toplantısı düzenlendi. Hisarcıklıoğlu, yaptığı konuşmada, “ABD Başkanı’nın Kudüs’ün statüsüne yönelik aldığı karar, Kudüs’ün tarihi statüsüne aykırı, sorumsuzca atılmış, yanlış bir adımdır. Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa ve Kudüs, 1,5 milyar nüfuslu İslam toplumu için mukaddestir, vazgeçilemez bir mekandır. Dolayısıyla bu karar, tüm İslam alemine karşı saygısızca bir tutum, açık bir provokasyondur. Filistin sorununun çözümüne ve Ortadoğu barış sürecine indirilmiş ağır bir darbedir. Bizler bu kararı açık şekilde reddediyor, yok hükmünde görüyoruz.Kudüs’ün statüsüyle ilgili bağlayıcı nitelikli Birleşmiş Milletler kararlarına aykırı bu tutum, uluslararası hukukun ve diplomasinin da ihlalidir. Bu adımı atmak isteyenler iyi bilmelidir ki, bu karar hiç kimsenin menfaatine değildir. Kudüs sahipsiz değildir. Hz. Muhammed’in, Hz. İsa’nın ve Hz. Musa’nın ayak izini taşıyan Kudüs, üç semavi dinin de kutsal şehridir. Bu kimliğiyle asırlar boyunca bir arada yaşamanın simgesi, insanlığın ortak değeridir. Bu nedenle Kudüs, sadece bölgesel değil, küresel dengeleri barındıran, üzerinde siyaset yapılmaması gereken son derece hassas bir konudur” ifadelerini kullandı.
Hisarcıklıoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:
“ABD yönetiminin bu kararı, Kudüs’ün evrensel kimliğinin yok edilmesine ve Kudüs’ün tahakküm altına girmesine zemin hazırlayacaktır. Hiç kimsenin kişisel hevesleri veya politik çıkarları uğruna, milyarlarca insanın kaderiyle oynamaya hakkı yoktur. Kudüs’ün siyasi statüsü ve geleceği ile ilgili uluslararası kararlar varken, bu hukuksuz kararın alınması Kudüs’e ihanettir, huzur ve barışa ihanettir, insanlığa ihanettir. Bu karar, küresel güvenliği tehlikeye düşürecek, bölgedeki hassas dengeleri ve istikrarı bozacak, yeni çatışmalara ve provokasyonlara neden olabilecek çok tehlikeli bir adımdır. Bu nedenle sadece İslam alemi değil, Hristiyan ve Musevi toplumları da insani değerlere sahip çıkarak, bu karara karşı net ve ortak bir tavır ortaya koymalıdır. Ortadoğu’da yeni çatışma alanları oluşturmaktan ve bölgeyi ateşe atmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyen bu kararı kesin bir dille kınıyoruz.İnsani değerlere, hukuka ve özgürlüğe değer veren bütün sivil toplumu ve uluslararası muhataplarımızı bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz.”