Büyükşehir Belediyesi’nin Ulus Tarihi Kent Merkezi Projesi kapsamında yıkım ve yenileme çalışmalarına devam ettiği Hacı Bayram Camii çevresinin bir kısmında yeni konaklar yükselirken, alt kısımlarda ortaya çıkan tarihi konaklar ise onarılmayı bekliyor. Mahallede yıkılma tehlikesi olan birçok tarihi evde Suriyeliler başta olmak üzere vatandaşlar ikamet ediyor. Yapıların kime ait olduğunu bilmediklerini belirten Hacı Bayram Mahallesi’ndeki vatandaşlar yapılacak restorasyon çalışmaları için, “Yık yeniden yap olmamalı” diyor. Mahallenin Ankara ile özdeşleşmiş birçok tarihi konağa ev sahipliği yaptığına dikkat çeken mahalle sakinlerinden Mehmet Arabacı, semtin olumsuz olaylarla anılmasının tarihi özelliğini geri plana ittiğini belirtti.
TARİHİ DOKUYA SADIK KALINSIN
Aynı zamanda muhtar azası olan Arabacı şunları söyledi: “Mahallemiz bilinen geçmişi ile 2 bin-2 bin 500 yıllık bir tarihe sahip. Aynı zamanda cumhuriyet ile yaşıt bir mahalle. Kentsel dönüşüm içerisinde olduğundan birçok tarihi ev ve sokak yıkıldı. Mahalleli olarak istediğimiz, tarihi dokuya zarar verilmeden ve tarihi binaların korunarak restorasyonun yapılması ve bacasız sanayi olan turizme açılması. Bu yapılırken cumhuriyet ve cumhuriyet öncesi yapıların korunmasını, tarihi dokuya sadık kalınmasını istiyoruz. Mevcut durumdaki bu yapılar bu şekilde beklediği sürece zarar görebilir. Alkol almak isteyenler buraya gelebilir.
SIRADAN BİR MAHALLE DEĞİL
Gelecek nesile görsel kanıtlar olarak bırakılmasını Kültür ve Turizm Bakanlığı ile belediyelerden talep ediyor ve istiyoruz. Kurumlar tarihe sahip çıksınlar. Mahallemizi sıradan bir mahalle olarak görmesinler. AnkaraValiliği, ilk Başbakanlık binası, hariciye vekâleti, Julien Anıtı, Augustus Mabedi, Hacı Bayram Camii, Şeyh İzzetin Türbesi, gibi birçok tarihi eseri barındırmaktadır. Şunu da belirtmek isteriz ki yapılan restorasyon çalışmaları yık yeniden yap şeklinde olmamalı. Yapıların aslına uygun olarak restore edilmesini istiyoruz. Geriye dönüp baktığımızda birçok tarihi evin yıkıldığını görüyoruz. Tarihi binaların tescillenerek koruma altına alınmasını, aslına uygun olarak restorasyonunu bekliyoruz.”