TCMB büyüme önceliğini koruyor, Kasım’da tek haneli politika faizi kuvvetle muhtemel. Açıklama metninde dış talepteki azalmaya dikkat çeken TCMB 150 bazpuanlık faiz indiriminin gerekçesini açıklarken, küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin daha da arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması kritik önem arz ettiğine vurgu yapıyor. Buna göre, TCMB’nin büyüme önceliğini koruduğu görülüyor. TCMB takip eden toplantıda da benzer bir adım atıldıktan sonra faiz indirim döngüsünün sona erdirilmesinin gündeme alındığını belirtiyor. Buna göre, politika faizinin kasım ayında %9,0-9,50 aralığına indirilmesi kuvvetle muhtemel görünüyor.
Tahvil faizlerinde aşağı yönlü baskılanma da sürebilir. TCMB parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını güçlendirmeye devam edeceğini belirtmeye devam ediyor. Buna göre, enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyelere karşın, TL tahvil faizlerindeki aşağı yönlü baskılanmanın da devam edeceğini söyleyebiliriz. TL tahvil faizlerindeki bu düşüş, önümüzdeki dönemde genişleyici maliye politikası konusunda hükümetin elini de rahatlatabilir.
Kredi faizlerindeki düşüşlerin ardından kredi büyüme trendi takip edilecek. Ticari kredi faizlerinin makroihtiyati tedbirlerle referans faiz oranına endekslendiği dikkate alındığında, ticari kredi faizleri de %19,0 civarı seviyelerden önümüzdeki günlerde %17,0 civarı seviyelere gerileyebilir. Bununla beraber, kredi faizlerindeki gerilemeye karşın, kredi büyümesindeki ivme kaybının büyük ölçüde arz kaynaklı olarak devam ettiği takip ediliyor. Buna göre, reel sektör şirketlerinin işletme sermayesi ihtiyaçlarının karşılanması için finansmana erişim konusunda şikayetleri artmış durumda. Bu durumun özellikle 2023 yılı içinde büyüme üzerinde olumsuz etkileri güçlenebilir. Buna karşın, 50 milyar TL’lik yeni bir kredi garanti fonu (KGF) paketinin açıklanmak üzere olması, kısa vadede özellikle kamu bankaları üzerinden selektif kredilere ivme kazandırarak büyümeyi destekleyebilir.
Mali ve parasal genişleme yaşanması durumunda TL üzerindeki değer kaybı baskıları güçlenebilir. Doların küresel ölçekte hızla güçlendiği bir süreçte, TL’de son dönemdeki değer kaybının hem de TCMB’nin başlattığı politika faizi indirim sürecine karşın sınırlı kaldığını söyleyebiliriz. Bu sonuçta kısmen güçlü turizm gelirleri ve Rusya kaynaklı sermaye girişlerinin (ve devam eden örtülü döviz satışlarının) etkisinden bahsedebiliriz. Ek olarak, faizlerdeki düşüşlere karşın kredi genişlemesinde henüz bir ivmelenme olmamasının da TL üzerindeki olumsuz baskıları sınırladığını düşünüyoruz. Eylül başında açıklanan OVP hedefleri, önümüzdeki aylarda mali tarafta bir genişleme olabileceğine işaret ediyor Buna ek olarak, 50 milyar TL’lik KGF paketinin de desteğiyle yeni bir parasal genişleme süreci yaşanması iç talebi destekleyerek, %4,8’lik büyüme tahminimiz üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturabilir. Ancak mali ve parasal genişlemenin birlikte yaşandığı böyle bir durumda, hızla yükselmeye devam eden (ve edecek olan) cari açık ve yoğun dış borç geri ödeme takvimi de dikkate alındığında (büyük merkez bankalarının faiz arttırdığı bir ortamda), TL üzerinde değer kaybı baskılarının önümüzdeki aylarda güçlenme ihtimalinin bulunduğunu düşünüyoruz.
Kaynak:Gedik Yatırım
Hibya Haber Ajansı