İzmir’de yaşayan Engin Işık (34), motor arızası ikaz ışığı yanan aracını yetkili servise götürdü. Daha 3 hafta önce sıfır aldığı aracını sapasağlam şekilde yetkili servise bırakan Işık, üç gün sonra yetkili servise aracının durumunu öğrenmek için gitti. Gittiğinde aracının kazalı bir şekilde görünce, neye uğradığını şaşırdı. Hemen yetkililere durumu soran talihsiz adama, iddiaya göre, şirket sahipleri tarafında aracının kazalı getirdiği söylendi. Aracını sapasağlam bıraktığını söylemesi kâr etmeyen talihsiz adam, hemen polis çağırdı. Gelen emniyet yetkilileri ile kamera görüntüleri alınırken, arabanın sapasağlam girdiği de kamera kayıtlarına yansıdı. Olayı mahkemeye taşıyan Emrah Işık, yaşadığı maddi hasarın yanı sıra manevi olarak da baskı gördüğünü söyledi.
“Kamera kayıtlarından aracımın sapasağlam girdiği görüldü”
Aracında yanıp sönen motor arıza ışığı üzerine servise gittiğini belirten Emrah Işık, yaşadıklarını söyle anlattı:
“Yetkili servise götürdüm. Arabamın kalması gerektiğini söylediler, 2-3 gün bekledikten sonra telefon açtılar. Akabinde servise gittim. Gittiğimde zaten arabamı kazalı bir şekilde gördüm. Neden bu hale geldiğini sorduğumdaysa, benim aracımı o şekilde götürdüğümü söylediler. Bana orada 2-3 saat baskı yaptılar. Ben kendimi kanıtlayamayınca polisi çağırıp kamera kayıtlarını istedim. Polisler de aracın kazalı girmediğini söyledi. Zaten o saate kadar hiçbir şekilde arabamı geri tamir etme düşüncesi olmayan insanlar, kamera kayıtları ortaya çıktıktan sonra ‘burasını biz yapmış olabiliriz’ gibi saçma sapan şeyler söylemeye başladılar. Akabinde ben de mahkemeye gideceğimi söyledim. Çünkü kavgaya gidecek olay. Gelen üzerime geliyor, gelen benim üzerime geliyor. Benim suçum ne, serviste arabamı yaptırmaya gitmek. Sonuç olarak arabam bu şekilde ve orada yaşadığım mağduriyetin, aracımın hasarımın giderilmesini istiyorum.”
“Aracımı tanıyamadım plakasına bakınca anladım”
Aracını görür görmez büyük bir şok yaşadığını dile getiren Emrah Işık, “Ben gördüğüm an inanamadım. Direk arabamın plakasına baktım, bu benim arabam mı diye. Benim olduğunu gördüm. Hemen yetkili ustaya gittim ve arabamın neden böyle olduğunu sordum. Bana ‘Ne var arabanda’ dedi. ‘Nasıl ne var’ dedim. Bana ‘Araban böyle geldi’ diyor, ben deliriyorum. Ben zaten arabamı yeni almıştım. 2-3 haftalıktı. Bütün orijinal boyasında, kazasız bir durumdaydı. Buna rağmen yetkili serviste herkes ‘Ben gördüm araban böyleydi, kazalı geldi’ diyordu” ifadelerini kullandı.
Arabasının tavan kısmında, cam, çamurluk, ön tamponunun parçalandığını belirten Işık, aracına ne olduğu hakkında da hiçbir bilgi alamadığını söyledi.
“Sapasağlam teslim ettim neredeyse perte çıkacak”
Arabasını 1,5 aydır kullanamadığını ve çocuklarını okula yürüyerek götürdüğünü dile getiren Emrah Işık, “Hepsi hepsi bir motor arızası yanıp sönüyordu. Arabamın şu halini görüyorsunuz, kullanamıyorum. Çoluk çocuğumu okuluna yürüyerek götürüyorum. Sapasağlam bıraktığım arabamı darmadağın geri aldım. Suçlandım baskı gördüm. Neredeyse arabam perte çıkacaktı iyi ki gitmişim. Gitmesem artık arabamı nasıl alacaktım bilmiyorum” dedi.
Olay mahkemeye taşındı
Olayı yargıya intikal ettiğinin altını çizen Avukat Damla Sezen ise, “Müvekkilimizin hem aracından kaynaklanan maddi hasarı hem de şirket yetkilileri tarafından manevi hasarı oluşmuştur. Dolayısıyla biz bu olayda en ufak kusuru olan kişiler hakkında gerek cumhuriyet savcılığına gerekse yargı yoluna başvurduk. Bu sürecin sonuçlanmasını bekleyeceğiz. Müvekkilimizin zararı ne ise yargı yoluyla giderilmesi için uğraşacağız” dedi.