2010 senesinden bu yana Suriye’de devam eden savaş milyonlarca insanı yerinden ederken Türkiye’de geçici koruma kapsamında yaşamını sürdüren Suriyeli sayısı 3 buçuk milyonu aştı. Türkiye’deki Suriyeli nüfusun yarısına yakını kadınlardan ve kız çocuklarından oluşurken %60’ı 25 yaş ve altı. Tüm kriz ve çatışmalarda olduğu gibi Suriye krizinden de kadınlar ve kız çocukları, erkekler ve oğlan çocuklarına göre daha farklı etkileniyor. Türkiye’deki Suriyeli kadın nüfusunun %70’i hiç Türkçe bilmediğini veya çok az bildiğini belirtirken, ev ve bakım işlerine dair geleneksel sorumluluklar, çocuk, erken yaşta ve zorla evlilikler kadınların hak ve hizmetlere erişimini kısıtlamaya devam ediyor. COVID-19 salgını hâlihazırdaki eşitsizlikleri daha da derinleştiriyor. Salgınla birlikte dünya genelinde artan ev içi şiddet ‘gölge salgın’ olarak karşımıza çıkarken bu durum Suriyeli kadın ve kız çocuklarını da derinden etkiliyor.
Herkes için toplumsal cinsiyet eşitliği
Türk ve Suriyeli kadınların temel hak ve hizmetlere erişimlerini sağlamayı, sosyal ve ekonomik açıdan güçlenmelerine destek olmayı amaçlayan Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (BM Kadın Birimi - UN Women) tarafından yürütülen kadın merkezleri, Gaziantep ve İzmir’de 10 binden fazla kadına ulaşıyor. BM Kadın Birimi tarafından, Avrupa Birliği ve Japonya Hükümetinin mali desteği ile yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde uygulanan mülteci destek programı sayesinde kadınlar psikososyal destek, danışmanlık ve yönlendirme hizmetlerinden faydalanıyor. Ayrıca kadınların Türkçe dil kursları, konuşma kulüpleri, mesleki eğitim kurslarına ve gelir getirici girişimlere katılmalarıyla işgücü piyasasına erişimleri artıyor. Program sayesinde Türk ve Suriyeli kadınlar arasındaki dayanışma köprüleri güçlenirken birlikte birçok ulusal ve uluslararası platformda etkin biçimde yer alıyorlar.
BM Kadın Birimi Ülke Direktörü Asya Varbanova, Dünya Mülteci Günü münasebetiyle yaptığı açıklamada COVID-19 salgınının etkilerine değindi: “COVID-19 salgını hepimizin hayatlarına belirli sınırlamalar getirirken mülteci ve göçmen statüsünde olanları çok daha derinden etkiledi. Temel hak, hizmet ve fırsatlara tam olarak erişemeyen Suriyeli kadın ve kız çocukları COVID-19 salgınının beraberinde getirdiği eşitsizliklerle yüzleşiyor. Kriz yönetiminde kadın mülteci ve göçmenlerin ihtiyaçlarının gözetilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin temini ve sürdürülebilir kalkınma amaçlarının temel ilkesi olan kimseyi geride bırakmamak için önem arz ediyor. Bu doğrultuda çalışmalar yürüten bir kuruluş olarak hedefimiz 2030’a kadar toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kadının güçlenmesini her kadın ve erkek için elde edebilmek.”
Hayat Bayram Olsa
Suriye krizinin 10’uncu senesinde, 20 Haziran Dünya Mülteciler Gününde Türk ve Suriyeli kadınlar “Hayat Bayram Olsa” diyor. BM Kadın Biriminin yürüttüğü projelerden faydalanan kadınlar şarkıyı beraber seslendirerek eşitsizliklerin olmadığı bir dünya diliyorlar. BM Kadın Birimi proje ortakları Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği, Habitat Derneği ve Mülteci Destek Merkezinin desteğiyle hazırlanan videoda Suriyeli ve Türk kadınlar eşit bir gelecek için şarkı söylüyorlar:
“Savaştan ve krizlerden en çok etkilenenler biz kadınlarız. Çoğu kadın sorunlarını, yaşadığı sıkıntıları, dertlerini kimseyle paylaşamıyor bile. O nedenle kadınların birbirlerine destek vermesi özellikle içinde bulunduğumuz COVID-19 salgını sürecinde çok önemli. Şarkıda da söylediğimiz gibi; birlik olursak üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yok. Hayatın bir bayram olması hepimize bağlı. Eşit bir gelecek için el ele vermeliyiz.” Shehed Msatat, Suriyeli Kadın.
Hibya Haber Ajansı