Türkiye, pazar günü yapılan referandumda yüzde 51.4 “evet” oyu vererek yeni bir dönemin kapılarını açtı. Yaklaşık 1 milyon 250 bin oy farkıyla hezimeti yaşayan muhalefet ise Yüksek Seçim Kurulunun “mühür vurulmayan pusulalar da geçerlidir” şeklindeki kararını bahane ederek seçmenin iradesine ipotek koymaya kalktı. Pekiyi tartışma nasıl başladı? Meseleyi baştan anlatalım.
Seçmenin sandığa attığı üzerinde YSK’nın ambleminin bulunduğu zarfa ayrıca ilçe seçim kurulu ve sandık kurulunun mühürleri vuruluyor. Sabah erkenden torbayı açan sandık kurulu başkanı, hem zarfa hem de pusulanın arkasına mührünü basıyor. Mühürlerden biri eksik olursa oy geçersiz sayılıyor. Bu seçimde “Sandık kurullarına mühür, zarf ve pusulaların 48 saat önceden teslim edilmesi” kararını güvenlik için kaldıran YSK, bunun yerine torbaların sabah saat 05:00’te verilmesini şart koştu. Sabah torbalar adreslere dağıtıldı.
ESKİ KARARLAR ORTADA
İstanbul’da sandıkları gezen AK Parti temsilcileri bazı bölgelerde sandık kurulu başkanlarının pusula ve zarflara mühür basmadığını fark etti. Durum genel merkeze bildirildi. Genel merkez YSK’ya itirazda bulundu. YSK, öğle saatlerinde mühür vurulmayan zarf ve pusulaların da kabul edileceğini, bu şekilde yapılan iptallerin seçmen iradesini çöpe atmak anlamına geldiğini duyurdu. YSK, bunu 1989, 1994 ve 2004’te aldığı benzer kararlara dayandırdı.
Akşam sonuçlar açılıncaya kadar hiç kimseden itiraz gelmedi. “Hayır” ile “evet” oyları birbirine yakın çıkınca CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu sefer “YSK, seçimin güvenliğinden sorumluyken, bir referandumu tartışmalı hale getirdi” diye açıklama yaptı. YSK Başkanı Sadi Güven cevap verdi: Sandık kurulu mührü taşımayan oy pusulası ve zarfların, dışarıdan getirildiği kanıtlanmadıkça geçerli sayılmasına karar verilmiştir!
SAHTE DEĞİL
Güven’in bu açıklaması tartışmayı bitirmedi. Bunun üzerine YSK Başkanı sabah ikinci bir açıklamada bulundu ve şöyle dedi: Akşamdan beri tartışmaya konu olan, geçersiz olduğu ileri sürülen oy pusulaları ve zarflar, YSK tarafından imal ettirilmiştir, gerçektir, doğrudur ve sahte değildir. Sisteme tek bir oy girilmeden ve siyasi partilerle paylaşmadan bu kararı aldık. Dolayısıyla buna anlam yüklemek doğru değildir. Bu sandık kurullarının hatasını kaldırmaya yöneliktir.
Avukat Cem Kaya’ya göre, bazı sandık kurul başkanları zarf ve pusulaya bilerek mühür vurmadı. Böyle bir oyun sergileneceği ihbarı aldıklarını ilk olarak iki hafta önce TGRT Haber’de duyuran Kaya şöyle dedi: Evet çıkacağını herkes biliyordu. Maksat seçime gölge düşürmek. Nitekim Avrupa’da CHP’nin bu iddiaları konuşuluyor. Biz oyunu erken fark ettik ve buna engel olduk. YSK’nın öğle saatlerinde oyların rengi belli değilken verdiği bu karar hakkaniyete uygundur.
Burada can alıcı soru şu: Aradaki 1 milyon 250 bin oy farkına, sandık kurullarında bulunan 7 kişilik heyete, zarfların üzerinde vurulmuş en az iki mühre, oy pusulalarının filigranlı olmasına, oylar geçersiz kılınsa bile neticenin değişmeyeceğini bilmesine rağmen CHP niye itiraz ediyor? Avrupa’dan gelen sesler ve sokaktaki tencere tavacılar maksadı bütün çarpıklığıyla gözler önüne seriyor.