“En önemli yaklaşımlarımızdan biri ODTÜ’yü biraz daha farklı yönüyle tanıtmak” diyen ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök, önümüzdeki süreçte akademik çalışmalarla, araştırma, eğitim ve topluma katkı konularıyla gündeme gelmek istediklerine vurgu yaptı. “ODTÜ olarak her türlü konuda tüm kurumlarla iletişim içerisinde olup hem Ankaramızın hem de ülkemizin sorunları için destek vermeye hazırız” diyen Kök şunları kaydetti:
TÜRKİYE’NİN 77 İLİNDEN ÖĞRENCİMİZ VAR
Üniversitemizin ve diğer üniversitelerin kente çok ciddi katkıları var ancak bunları paylaşamamaktan dolayı büyük sıkıntımız var. Yeni yönetim olarak en önemli yaklaşımlarımızdan biri ODTÜ’yü biraz daha farklı yönüyle tanıtmak. Basında da böyle yer almak istiyoruz. Buradaki en ufak bir şey olduğu zaman ODTÜ hep başka nedenlerle gündeme geliyor. Bizim amacımız gerçekten ODTÜ’de misyonuna da bağlı olarak neler yapıyor ve neler yapacak konularını paylaşmak. Eğitim ve araştırmanın yanında Ankara’ya ve ülkeye ne gibi katkıları olacak bunları paylaşmak istiyoruz. Üniversitemizin Ankara, Kıbrıs ve Erdemli olmak üzere üç kampüsü var. Yaklaşık 30 bin civarında öğrencimiz var. Yüzde 30-35 civarı yüksek lisans eğitimi görüyor. Ankara’da 27 bine yakın öğrencimiz var. Rakamı tam söyleyemiyoruz çünkü kapatılan üniversitelerden dolayı da yüzde 1 artış oldu. Ankara kampüsümüzde yaklaşık yüzde 7 civarındaki öğrencimiz uluslararası öğrenciler. Çok farklı ülkelerden öğrenciler geliyor. Yelpazeye baktığımızda yoğun bir coğrafi bölgeden öğrencilerimiz var. Kendi içimize döndüğümüzde lokasyon olarak Ankara’da olduğumuz için ağırlıklı olarak Ankara’dan gelenler oluyor ama 77 ilimizden de öğrencimiz var.
ÖĞRENCİ VE AKADEMİSYEN POTANSİYELİMİZ ÇOK YÜKSEK
Kıbrıs kampüsümüz Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki özel bir anlaşmadan sonra Kıbrıs’ın güzel bir yerinde kuruldu. Yaklaşık 2 bin 950 öğrencimiz var. Oradaki programlarla buradaki programların bazıları ortak açılıyor. Orada daha çok arz talep dengesini de göz önüne alarak hangi programların öne çıkması gerektiği çalışmaları yapıldıktan sonra çıkıyor. Bundan sonra da farklı programlar düşünüyoruz. Oradaki yabancı öğrenci sayımız daha fazla yüzde 35’lere ulaşıyoruz. Üniversitemiz kuruluşunun 60. yılını geçen sene kutladı. Öğrenci potansiyelimiz de çok yüksek. Yüzde 1’den 1.5’tan öğrenci alıyoruz. Hep bu örneği veriyorum bizim elektrik elektronik bölümümüz hep ilk 2 binden alır. Farklı nedenlerle ilk 10’dan 15’ten almaz. Bir vakıf üniversitesine gittiğiniz zaman belki bir kaç öğrenci 10’dan 15’tendir ama 200’ncü öğrenci 50 binlere kadar düşebilir. Bu da farklı bir şey aslında. Buraya gelen öğrenciler de çok iyi. Buranın akademik kadrosu da bir o kadar iyi. Biz hepsini birlikte harmanlayıp tüm öğrencilerimizin her türlü topluluklarla ve ilgili kuruluşlarla çok iyi iletişimde olduğunu görüyoruz.
ÜNİVERSİTENİN EN BÜYÜK MİZYONU TOPLUMA HİZMET
ODTÜ olarak önümüzdeki süreçte akademik çalışmalarla, araştırma, eğitim, topluma katkılarla neler yapıyoruz bunlarla ön plana çıkmak istiyoruz. Ülkenin konjonktüründen dolayı farklı yansımaları oluyor. AB projelerinde Türkiye’nin en büyük projelerini getiren bir üniversiteyiz. Bu kapsamda çok büyük boyutlu ve ileri teknolojiyi kullanan çalışmalar yapıyoruz. Bunların gerçekten de bir yazı dizisi olabileceğini düşünüyoruz. Bunlarla ön plana gelmek istiyoruz. Üniversitenin farklı misyonları var ama en önemli misyonlarından birisi de toplum hizmet. ODTÜ olarak içe dönmüşlüğümüzü belki biraz daha dışa açmak istiyoruz. Toplumun tüm kesimleriyle bir iletişim içerisinde olmak, çalışmalarımızı, araştırmalarımızı, başarılarımızı toplumla paylaşarak oradan alacağımız geri dönütlerle ilerde neler yapabilirizi yapmak bundan sonraki hedeflerimiz. Geçenlerde Brüksel’deydim. Siz insanlarla tanıştığınız zaman ODTÜ’nün rektörüyüm dediğinizde inanılmaz bir ilgi boyutu var. Bunun hem ulusal hem uluslararası boyutu var. ODTÜ rektörü denilince farklı geri dönüşleri oluyor.
ODTÜ TÜM TÜRKİYE’NİN MOZAİĞİ
Orta Doğu Teknik Üniversitesi ülkemizin de bir üniversitesi bunu farklı şekilde düşünmek kategorize etmek çok anlamlı olmayacaktır. Bizim üniversitemizde tüm illerimizden öğrencilerimiz var. Ankara’dan, İzmir’den, Trabzon’dan, Hakkâri’den, Hatay’dan, Erzurum’dan öğrencilerimiz var. Türkiye’nin her yerinden öğrencilerimiz var. Tüm Türkiye’nin mozaiği aslında ODTÜ. Vakıf üniversitesiyle aynı kategoriye koyamayız. Biz gerçekten Türkiye’yi temsil eden bir okuluz. Burada tabi ki farklı görüşlerde olacaktır. Bu da çok doğaldır. Burası gerçekten öğrencilerin çalışanların Tüm bileşenlerin görüşlerini rahat aktardıkları karşıdakiyle iletişimin en yüksek olduğu bir üniversite, Öğrencilerden de bunu istiyoruz. Tabi ki farklı öğrenci olacak, 35 bin öğrenciden bahsediyoruz. Anlaşarak konuşarak bunu iletişim içerisinde götürmemiz gerekiyor. Bu sadece ODTÜ ile birlikte değil tüm ülkede de belli bir yere gelecek. Bizim genel bakışımız bu. Tüm ülkeyi temsil eden bir mozaik gibi düşünüyoruz. Bununla çok da gurur duyuyoruz. Gayet tabi farklı görüşlerin de yansıması olacaktır. ODTÜ tek bir görüşün bir üniversitesi değil. ODTÜ bir Türkiye aslında. Biz öyle görüyoruz. Bu tabi herkesin bulunduğu noktaya bakış açısına göre farklı yorumlanabilir ama basınla birlikte olmamız, araştırmalarımızı duyurmamıza doğru katkı sağlayacaktır buna çok önem veriyoruz.
EYMİR’E ARAÇ GİRİŞİ TAMAMEN BİTECEK
Aralık ayında büyük bir Eymir sempozyumu yaptık. Bugüne kadar bilimsel açıdan neler yapıldığını ve tarihi geçmişini paylaştık. 2 gün sürdü. Sadece ulusal değil uluslararası da Eymir’i farklı kullanmamız lazım. Orada bir Araştırma merkezimiz var. Orada yapılan çalışmaların da Ankara’ya ayrı bir katkısı var. Daha önce de söyledik tekrar söylemekte fayda var gerçekten Eymir bugün herkese açık, bunu gittiğimizde çok rahat görebiliyoruz. Mart’tan sonra yeni bir sistem girecek artık araç almıyoruz, hafta içi de almayacağız. Tamamen araca kapatacağız. Ama oraya halkın da ulaşabilmesi lazım. Bunu ODTÜ’nün tek başına yapabilmesi çok zor. Biz ne istiyoruz. Orası bir araştırma ortamı aynı zamanda doğa ortamı. Kendini korumuş bir ortam bu da çok önemli. Dışarıdan gelen Ankaralılarla ve bizle hafta sonu röportajlar da yaptık. Orayı öyle korumak lazım. ODTÜ bir devlet üniversitesi bizim kontrolümüzde olan gölün herkese açık olmasından daha doğal bir şey de olamaz. Tüm Ankaralılar gelsin. Hatta bir gün ben kendim de eşimle birlikte gittim. Kapıya arabamızı bıraktık 45 dakika kadar da yürüdük. Tanıdık kimseye de rastlamadım orada. Ben rektör olarak tanınmayabilirim dedim ama mezunları tanıyordur belki bir merhaba derler dedim ama kimse merhaba demedi. Bu da şunu gösteriyor gerçekten oradaki bulunan kalabalık ODTÜ dışından bir kalabalık. Bundan da büyük mutluluk duyuyoruz bunlar hiç sorun değil.
TÜNEL YOL İÇİN GEREKLİ DESTEĞİ VERDİK
Üniversitemizin önümüzdeki süreçte gelişimini kentsiz düşünemeyiz. Kentin belli bir şekilde büyümesi lazım. Bu bağlamda en önemli yaklaşım tarzı iletişim. Bu belli noktalara gelmeden iletişimin olması lazım. Zaten plancıların Ankara’ya yönelik gelişim programları var. Bu süreç başladığında ilgili kurum ve kuruluşlarla da iletişim içinde olması lazım. Dolayısıyla her kurum ve kuruluş bu iletişimin parçası olarak destek vermeyecek isteyecektir. Mesela sağlık kampüsü veya şehir hastaneleri doğal olarak burayı da etkileyecektir. Bunun çözümüne yönelik üniversitemizin altından bir tünel yol geçecek biz üniversite olarak bunun için gerekli desteği verdik. Bilkent çıkışımızda da yeni yapılaşmalar söz konusu. Onlarla ilgili de gereken desteği veriyoruz.
Koruma amaçlı imar planımız var 2015 onaylı o dönem tünel yolla ilgili bir çalışma yapıldı ve onaylandı. Plan notları içinde aç kapa yapılmaması, yüzeyli bir şekilde yapılmaması şartları var.