Ankara’da 1 yaşından bu yana Spinal Müsküler Atrofi (SMA) Tip-2 hastalığıyla mücadele eden Umut Özden, 15 gün önce geçirdiği son ameliyatın ardından gribal enfeksiyona yakalandı. Sağlık durumu kötüye giden ve Hacettepe İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi'ne kaldırılan Özden'in, 1 Haziran'da beyin ölümü gerçekleşti. Özden ailesi, beyin ölümünün ardından Umut'un kalp, karaciğer ve böbreklerini bağışlamaya karar verdi. Umut'un karaciğer ve böbrekleri, farklı hastanelerde tedavi gören hastalara umut olurken, kalbi de aynı serviste tedavi gören kalp hastası Mehmet Ali Doğan'a nakledildi. Doğan, 7 Haziran'da Prof. Dr. Murat Güvener'in gerçekleştirdiği nakil operasyonuyla hayata tutunurken, Umut'un cenazesi Ankara'da toprağa verildi.
KURTARICISI YANI BAŞIMIZDAYMIŞ
Mehmet Ali Doğan'ın Şanlıurfa'da yaşayan babası Ahmet Doğan, Özden ailesine taziye ziyaretinde bulundu ve acılarını paylaştı. Doğan, oğlunun 4 yaşındayken kalp hastalığına yakalandığını, 1 ay önce sağlık durumunun ağırlaşması üzerine Hacettepe Hastanesi'ne sevk edildiğini söyledi. Doğan, "Bu hastalığın tek tedavisinin kalp nakli olduğunu ve Türkiye'de maalesef kalp nakli bağışının çok az olduğunu söylediler. Ben umudumu kesmiştim. Son 1 hafta kala gözünü açamaz hale geldi. Meğer çocuğumun kurtarıcısı yanı başımızdaymış. Aramızda belki 1-2 oda vardı" dedi. Oğluyla aynı serviste yatan Umut'u gördüğünü ve iyileşmesi için dua ettiğini anlatan baba Doğan, diğer 2 oğlunu kardeşleriyle vedalaşmaları için getirmek üzere Şanlıurfa'ya gittiği sırada doktorun nakil için aradığını söyledi. Doktorların oğlu için "3 gün yaşamaz" dediklerini, bu yüzden Şanlıurfa'ya gittiğini belirten Doğan, “Artık benim çocuğum onların da çocuğudur. Çünkü şu an nefes alıyorsa onların sayesinde. Kendilerine gelip ellerinden öpmek istedim” dedi.
BİRAZ OLSUN TESELLİ EDİYOR
Baba Hakan Özden, oğlunun organbağışı için gereken imzaları düşünmeden attığını dile getirerek, “Aslında hiçbir şey oğlumun gidişinden dolayı teselli etmez ama tabi ki bu da bize biraz olsun teselli veriyor. Çünkü oğlumun kalbi en azından atıyor şu an, inşallah daha da iyi olacak. Bir cana dokunduysak ne mutlu bize” dedi.
SÖZLERİ AKLIMA GELDİ
Beyin ölümü gerçekleştikten sonra hastane bahçesinde beklerken, oğlunun organ bağışıyla ilgili sözlerinin aklına geldiğini anlatan anne Emel Özden, "Oğlum kendisiyle çok barışık, dalga geçen bir çocuktu. Hiçbir zaman hastalığını dert etmemişti. 'Şuna bak, bir gün benim başıma bir şey gelirse bağışlayacak sağlıklı bir organım bile yok' demişti bana. Bu sözü aklıma geldi, ondan sonra acaba dedim oğlumun bu isteği gerçekleşebilir mi? Doktorlarımıza söyledik. Onlar da olabileceğini söylediler. Oğlum 23 kiloydu. O kilosuyla 4 kişiye can oldu. Oğlumun kalbinin başkasında atması bizim için çok büyük bir mutluluk" diye konuştu.