Ankara ekonomisini canlandıracak Fuar Alanı’nda ortaklar neden uzlaşamıyor. Siz de fuar alanıyla ilgili kurulan şirketin ortaklarından birisiniz. Ankara Fuar Alanı’na kavuşabilecek mi?
Ankara’da Fuar Alanı artık olmazsa olmazımız. Mutlaka bir an önce yapılması gerekiyor. Bugüne kadar ciddi bir çalışma yapıldı fakat bir yerde tıkandık. Biliyorsunuz, Ankara Ticaret Odası’nın Kasım ayında bir genel kurulu var. Ondan önce de olağanüstü genel kurul süreci yaşandı. O genel kurulda şu anki yönetim, Osman Gökçek’in karşısındaydı. Bunun etkisi olabilir mi diye düşünüyorum.
Sizce tıkanmanın sebebi ATO seçimleri mi?
Evet, sorunun altında yatan sebep bu. Yoksa maliyet sorunları aşılır. Aşılamayan bir problem var o da ATO seçimi. Hatırlarsınız, Melih Bey, ATO seçiminden sonra televizyonlara çıkıp, “‘Rifat Hisarcıklıoğlu bize oyun oynadı’ dedi. Kasım ayında ATO’da yine seçim var. Gürsel Baran yine aday, Osman Gökçek yine aday. Büyükşehir ve ATO’nun artık aynı masada oturma şansları çok zor. Düşünün ki benim burada muhaletefim var, burada muhalefetle birlikte çalışabilir miyim? Bana göre bu işin çözümü, ya bunu TOBB ile ATO yapacak, ya da tek başına Büyükşehir Belediyesi yapacak.
SEÇİMDEN SONRA BİR TARAF HAVLU ATAR
Yani Fuar Alanı sorunu, ATO seçiminden sonra mı çözülür?
Bu saatten sonra ancak Cumhurbaşkanı ya da Başbakan devreye girerse çözülür. Aksi takdirde herkes Kasım ayındaki ATO seçimini bekleyecek. ATO seçimlerinden sonra bir taraftan biri havluyu atar.
Cumhurbaşkanı devreye girer de, projede karar kılınırsa siz her iki projede de yer alır mısınız?
Şartlara bağlı. Bizim az hissemiz var ama gücümüzün yettiği kadar destek oluruz. Bir başkent düşünün, fuar alanı yok. Olabilir mi? O yüzden bunun ivedilikle yapılması lazım ve her şekilde destek oluruz.
Ara eleman sıkıntısı nasıl çözülür? Bu yönde çalışmanız var mı?
Özellikle sanayi sektörü içerisinde yer alan ve faaliyetlerine devam eden esnaf ve sanatkârlarımız başta olmak üzere, tüm sektörlerde ara eleman demeyelim de, nitelikli eleman ihtiyacı maalesef had safhada. Aslında ara eleman sözü yanlış algılara sebebiyet veriyor. Kimse çocuğunu ara eleman olsun diye yetiştirmek, büyütmek istemiyor. Bunun yerine aranan eleman desek, işyerleri için ana eleman desek, toplumun da algısı değişir. Teknolojinin baş döndürücü hızıyla birlikte aranan elemanda istenen vasıflar sürekli değişiyor. ANKESOB olarak bu konuda şanslıyız. Birliğimizde Eğitim, Proje ve Ar Ge Birimimiz var. Mesleki ve teknik eğitim, istihdam ağırlıklı projeler geliştiriyoruz. Ayrıca, akademisyenler, konunun uzmanı eğitimciler ve mesleki-teknik okul müdürlerinden oluşturduğumuz 20 kişilik Mesleki Eğitim Danışmanlık Birimimiz var. Mesleki ve teknik okullarımızla sürekli işbirliği içerisindeyiz. En son olarak işbirliği protokolü imzaladık. Aranan işgücünü yetiştirmek için, ilgili olan 6 odamızla protokole imza attık.
TEŞVİKLERLE İLGİLİ BİR BİRİM KURULMALI
Devletin istihdam seferberliği var, sizin bu konuda destek olacak yönde bir çalışmanız var mı?
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı istihdam seferberliğinin ardından hükümetin yeni çalışan alımlarında sigortayı ve vergiyi ödeyeceğini açıklaması esnaf ve sanatkârlarımız tarafından da memnuniyetle karşılanmıştır. Konu ile ilgili bilgilendirmeyi bağlı odalarımız vasıtasıyla esnaf ve sanatkârlarımıza yaptık. Yeri gelmişken bir konuya daha değinmek istiyorum. Gerçekten son dönemlerde hükümet tarafından istihdamı artırıcı o kadar çok teşvik ve destek çıkartıldı ki, müteşekkiriz. Ancak; takip etmekte, odalarımızı, dolayısıyla esnaf ve sanatkârlarımızı bilgilendirmekte zaman zaman zorluklar yaşıyoruz. Her teşvik ve destek düzenlemesinde uzmanlık gerektiren hususlar var. Aslında bu teşvik ve destekleri uygulayan veya koordine eden bir birim kurulsa, tek elde toplansa, bu birim periyodik olarak bilgilendirme toplantılarını mahallinde yapsa ve teşvik ve destekler yerli yerinde kullanılsa, ihtiyacı olanlara cansuyu anlamında daha iyi olur diye düşünüyorum.
ESNAF RAYİÇ BEDEL YÜKÜNÜ KALDIRAMAZ
AVM’lere karşı rekabette zorlanıyoruz. Esnaf olarak AVM’lere karşı nasıl mücadele edeceğiz?
Ankara’da yeni yerleşim yerleri ile birlikte her yer ayrı merkez oldu. Kızılay da bu merkezlerden biri. Bizim ilk göz ağrımız ve gözbebeğimiz. Alışveriş merkezlerinin sayısının son yıllarda mantar gibi artmasıyla birlikte buralarda işyerleri olan esnaf ve sanatkârlarımız da sıkıntı yaşamaya başladı. Tüm alınan kanuni tedbirlere rağmen, 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi hakkında kanun ve kanuna bağlı olarak Şubat 2016 yılında yürürlüğe konulan Alışveriş Merkezleri Hakkındaki yönetmeliğe rağmen, yeni alışveriş merkezlerinin açılmasının önüne geçilemiyor, her açılan alışveriş merkezi de esnaf ve sanatkârlarımızın işlerini olumsuz yönde etkiliyor. Kanun ve yönetmelikle, kiralanabilir alanların yüzde 5’nin esnafa, yine binde 3’ünün de kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel mesleklere verilmesi öngörülmüştü. Ancak sistem tutmadı, sistem işlemedi. AVM “rayiç bedel” kriterleri, ortak giderler esnafımızın kaldırabileceği boyutların çok üzerinde. Rayiç bedel kriteri ortada durduğu müddetçe hiçbir esnafımız bu yükü kaldıramaz. AVM’lere bir düzen getirilmeli. AVM gün ve saat ayarı yaklaşık olarak 10 yılı aşkın bir süredir konuşuluyor. Her zaman örnek aldığımız Avrupa Birliği uygulamalarını göz önüne aldığımızda bu ülkelerin çoğunda AVM’lerin haftada 1 gün tatil olduğunu, akşamları ise en geç saat 19.00 gibi kapandığını herkes biliyor. Ama bütün bu söylemler hep boşa gidiyor. Düşünün özellikle ramazanın gelmesiyle birlikte AVM’ler gece yarılarına kadar açık tutulmaktadır. Bu şartlarda esnafımız bunlarla nasıl rekabet edecektir. Kuralsızlık düzensizliği, düzensizlik toplumsal huzursuzluğu peşi sıra getirir. Acilen bu işleyişe dur denmelidir. Devletimiz esnaf ve sanatkârlarımızı koruyacak ve geliştirecek tedbirleri bir an önce uygulamaya geçirmelidir.
GÜNÜMÜZÜN AHİ TEMSİLCİLERİYİZ
Ahilik kültürü neredeyse yok oldu? Ankara’da Ahilik Kültürünü nasıl yaşatabiliriz?
Ahilik kültürüne geçmeden önce, konuya seymenlerimizle başlamak istiyorum. Seymen, Ankara ve çevresinde yaygın olarak Ankara Efesi, Ankara yiğidi olarak bilinir. Seymenlik geleneğinin kökleri Orta Asya Oğuz Türkleri’ne kadar uzanmakla beraber, bu gelenek 14. üncü yüzyılda Ankara’da devlet kuran Ahiler döneminde yeniden biçimlenmiştir. Ankara adı geçen yüzyılda kardeşlik, eşitlik ve paylaşım esasına dayalı kurulan Ahi Cumhuriyetine 1290-1354 yılları arasında ev sahipliği yapmıştır. Bu ev sahipliğinin yapıldığı bölge de Ankara Kalesi civarındaki Altındağ bölgesidir. Mertlik, cömertlik ve bilgeliği esas alan Seymenler de Ahi Teşkilatının askeri bölümünü oluşturmuştur. Ankara-Altındağ bölgemizde kurulan Ahiler Devletinde şehrin ve yakın çevrenin koruyucusu Seymenler olmuştur. Gerçekten Altındağ-Ulus bölgesi yüzyıllardır Ahilik Kültürünün yaşadığı, yaşatıldığı bir bölgedir. 21. yüzyılda Ahi geleneğinin temsilcisi ANKESOB’un hem mevcut binasının, hem de bakım ve onarımı devam etmekte olan yeni binasının(taş bina)Ulus-Altındağ bölgesinde olması bu kültürün yaşatılmasına güzel bir örnektir. Ahiler Mahallesi de bu bölgededir. Ahi Elvan Camii, Ahi Şerafeddin Camii, Ahi Yakup Camii Ulus-Altındağ bölgemizdedir. Bentderesi’nin adı Debbağhane’dir. O yıllarda kenarında bulunan 40 kadar dericiden adını almıştır. Altındağ bölgesi geçmişten günümüze, ahilik kültürünün en yoğun yaşandığı bölge olmuştur. Bunun farkındayız. ANKESOB olarak Ahilik kültürünün yaşatılması için başta Ahilik Kültürü haftasında yapmış olduğumuz faaliyetlerle, düzenlemiş olduğumuz seminer ve konferanslarla,Birliğimizin dergisi Dönemeç’in her sayısında Ahilik ile ilgili yayınlamış olduğumuz makalelerle, bu kültürü canlı tutmaya ve yaşatmaya çalışıyoruz. Bizler günümüzün Ahi temsilcileriyiz.