Son KHK’daki tartışılan maddeyle ilgili sosyal medya hesabı twitterdan açıklama yapan Bahçeli,
"Türkiye’nin sosyal ve siyasal iklimini zehirlemek, birlik ve dirliğini zedelemek isteyen meşum emel ve malum karanlık hedeflerde bir gerileme, bir nedamet yahut bir ıslah hali maalesef görülmüyor, görülemiyor. Kriz severler her fırsattan istifadenin peşindeler. Kaos ve korku tacirleri her gelişmeyi karalamanın, her durumu haşince kurcalamanın, haince kumpasa çevirmenin hevesindeler. Yetmedi mi bunalımlar? Yetmedi mi ağır ve beka düzeyindeki sorunlar? Dün yayımlanan 696 Sayılı KHK’nin 121. Maddesi siyasi ve ideolojik provokatörler tarafından büyük ve tehlikeli bir tartışmanın odağına yerleştirilmiştir. Hep aynı simalar, hep aynı nakaratlar, hep aynı itham ve iftiralar yine sahne almıştır. Alayına yazık, hepsine yazıklar olsun! 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü ve terör eylemleriyle bunların devamı niteliğindeki olayların bastırılması kapsamında hareket eden vatan evlatlarının 6755 Sayılı Kanunun 1’nci Fıkrası uyarınca hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluklarının doğmayacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var bunda? CHP niye rahatsızdır? HDP niye hoplamaktadır? İP niçin huzursuz, Barolar Birliği Başkanı neden keyifsizdir? 15 Temmuz’da milli beka zillet ve zulmet dolu saatlerde bizzat millet tarafından savunulmuştur. Bundan gocunanlar FETÖ’nün kurşun askerleridir. 15 Temmuz gecesi ve devamında; 251 kardeşimiz şehit, 2194 kardeşimiz de yaralanmıştı. İşgalin soğuk, acıklı ve alçak teşebbüsünü 80 milyon yaşamıştı. Devletin ayağa düşmemesi için kahramanlar toprağa düşmüştü. Kim, neyden bahsediyor? CHP ve yedekleri yüzsüzce nasıl konuşabiliyor? FETÖ’ye cesaretle direnenler, darbecilere meydan okuyanlar, istilacılara vatanı dar edenler yargılansın, cezai sorumlulukları doğsun mu isteniyor? Bu soruya evet diyenler var ise bize göre vatan hainidir, FETÖ’nün uyanmış ve harekete geçmiş kripto koludur. Devletin zora düştüğü her şart ve anda millet devreye girerek gereğini muhakkak yapmış, yapmasının önüne de hiçbir kokuşmuş ve işbirlikçi geçememiştir. 15 Temmuz ve 16 Temmuz’da Türk milleti meşru müdafaa refleksiyle zalimleri, hainleri, haşhaşileri fitnelerinde boğmuştur. FETÖ’den hesap sormaya yanaşmayan,FETÖ’yü aklamak için kırk takla atan CHP’nin 696 Sayılı KHK’nin 121. Maddesini bahane ederek çıldırmış gibi korku yayması,arkasına taktığı marjinal siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarıyla patırtı gürültü çıkarması tek kelimeyle rezalettir.
İnsanlar sokakta birbirlerinin kafasına sıkarmış, iç savaş çıkarmış, militarist bir toplum ve devlet oluşturuluyormuş. 11. Cumhurbaşkanı Gül de hukuk devleti açısından muğlak ve kaygı verici buluyormuş. Ben de vehme kapılmış bu zihniyetleri endişeyle takip ediyorum. 15 Temmuz’da devletin bekası için millete tarihi bir görev düşmüştür. Ve bu görev icra edilmişken, sonucu itibariyle gelecek yıllarda doğabilecek risk, tehlike ve cezai sorumluluğun önceden bertaraf edilmesi milli şuur ve ruhun kaçınılmaz icabıdır.OHAL kapsamında çıkarılan 696 Sayılı KHK’nin 121. Maddesinden rahatsız olmak; 251 şehide hakaret,2194 gazimize haysiyetsiz bir saldırıdır.Mezkûr bu maddenin örtülü af olarak sunulması sefil bir uydurmadır.Çünkü ortada suç yoktur, suçlu yoktur, sadece hainlerin kalkışması vardır. Anlaşılan FETÖ hala aktif ve faaldir. Kripto damar çalışmaktadır. Korku seanslarıyla 15 Temmuz’un rövanşını almaya azmetmiş odak ve kirli mahfiller hareketlidir. Ancak bunlar yine ve bir kez daha yenilip dağıtılacaklardır. Eğer, 15 Temmuz ve 16 Temmuz’da milli ayaklanış olmasaydı, millet kaderine bizatihi müdahale etmeseydi, kimin dost kimin düşman olduğunun anlaşılmadığı bir ortamda Türkiye mahv-ı perişanlığa sürüklenecek, ortada ne bir devletten ne de bağımsızlıktan bahsedilecekti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyordu ki; “Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin…” 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi tortu ve kalıntılarıyla birlikte kökten kazınasıya kadar OHAL sürmelidir. Pensilvanya lobisinin samimiyetsiz demokrasi, temelsiz özgürlük, asılsız insan hakları sözlerine aldırış edilmemeli, melanet mutlaka devrilmelidir. Bunlar devletini, milletini, vatanını canından aziz bilen bir Devlet sözü, bir Devlet beyannamesidir. Devletin bekası, milletin birlik ve kardeşliği şer oyunlara, pis senaryolara kurban verilmeyecektir. Diyorum ki, gök girsin kızıl çıksın. Ayrıca ve son olarak, taşeron firmalarda çalışan kardeşlerimizin hak ettikleri kadroya kavuşacak olmalarından ziyadesiyle mutluyum ve bu çerçevedeki desteğimiz de tamdır" dedi.