BÜYÜK ONUR DUYUYORUM
“Böylesi bir eseri Çankaya’ya kazandırmaktan ve buna Zülfü Livaneli adını vermekten büyük onur duyuyorum. Zülfü Livaneli denildiğinde çok farklı çağrışımlar, isimler, olaylar geliyor aklıma. Zülfü Livaneli denildiğinde Mustafa Kemal geliyor aklıma, Cumhuriyet ve aydınlanma geliyor. Zülfü Livaneli de büyük bedeller ödeyen aydınlarımızdandır. Bu yüzden aydınlarımıza sahip çıkmak, onların adlarını yaşatmak ve onların izinde gidecek yeni kuşaklar yetiştirmek bizlerin temel sorumluluğudur. Biz bu sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyoruz. Biz kentlerimizi halkımızla birlikte yönetiyor ve bütün işlerimizde kamu yararını esas alıyoruz. Yaşanabilir bir dünyayı ancak biz solcular kurabiliriz. İnsanlar, solun yönettiği kentlerde ve ülkelerde özgür bir yaşam sürmektedirler. İşte Zülfü Livaneli ve onun yolundan giden bizler, herkesin özgürce yaşayabileceği bir dünya için çalışıyoruz, mücadele ediyoruz.”
‘ELİNİ ÇABUK TUT’ ALPER DEDİM
Adına kültür merkezi gibi önemli bir yapının inşa edilmesini beklemediğini ifade eden usta sanatçı Zülfü Livaneli de “Biz bu acılı ama sevgili ülkemizde iyi ve kötü günler gördük. Acıların doruğa ulaştığı bir günde kültür merkezinin açılışına katılıyoruz. Sanat adamları olarak pek fazla da iltifata alışık değiliz. Benim evlendiğim, kızımın doğduğu şehir, askeri hapishanelerde yattığım şehir, buraya benim adım veriliyor. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi? Benim sevgili Alperim ‘böylesine bir eser yapacağız’ dedi, ben de ‘elini çabuk tut Alper’ dedim. Çankaya Belediyesi ve başka aydınlık belediyeler bizim adımızı veriyorlar. Bir gün ne zaman Yaşar Kemal adı, Yılmaz Güney adı yaşayacak diye düşünürken, Alper kardeşim bunların hepsini gerçekleştirdi. Sanatın ayaklar altına alındığı günlerden geçerken, eksiğimiz Alper Taşdelenler, Kemal Kılıçdaroğlular” diye konuştu.
DEĞERLERİ SAVUNDUĞU İÇİN DEĞERLİDİR
Yunanistan eski Başbakanı ve Sosyalist Enternasyonal Başkanı Yorgo Papandreu da “Zülfü Livaneli, hem benim hem de Yunan halkının kalbinde özel bir yere sahiptir. Bir besteci ve yazar olarak takdir edilmelidir, bizim savunduğumuz değerleri savunduğu için de değerlidir. Yetmişli yıllarda ben ve ailem de sürgüne gönderilmiştik. Zülfü Livaneli ve ben İsveç’te yaşadık. Ülkelerimizin geleceği açısından bizim için farklı bir deneyim oldu. En önemlisi de Zülfü Livaneli barış için mücadele edenler açısından öncü rol oynadı. Livaneli ve Teodorakis aslında ülkeler arasındaki önyargıları kaldırmaya sanatlarıyla katkı sunmuşlardır. Değerli dostum Zülfü Bey gibi aslında bugünün dünyasında geçerli olan vizyondan bahsederken cesur şampiyonlara ihtiyaç vardır, bundan dolayı Zülfü Livaneli ismi küresel ilerlemeci gücün de sembolüdür”
‘LİVANELİ’Yİ YASAKLI KASETİYLE TANIMIŞTIM’
Açılışa katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da şu ifadeleri kullandı: “Eğer bir ülkede güçlü olmak istiyorsak, bunun yollarından birisi de sanata ve sanatçıya verdiğimiz değerden geçer. Çünkü sanatçı yazdığı eserleri sonsuzluğa bırakır. Sanat ve sanatçı onurlu duruşunu tarihi boyunca sürdürmüştür. Baskı görmüştür, hapislere atılmıştır, sürgün edilmek istenmiştir, eserleri yasaklanmak istenmiştir. Ama yasaklayanları hiç kimse hatırlamaz ama o yasaklanan o eserler insanlığa mal olmuştur. Zülfü Livaneli hayatının pek çok döneminde baskılar gördü. Ben Zülfü Livaneli’yi 1970, 80’li yıllarda yasaklanan bir kasetinden söylediği türkülerle tanımıştım. On parmağında on marifet olan bir sanatçıdır. Böyle bir eserin onun için açılmış olması onur veriyor. Elbette bizi sevindiriyor. O anlamda Çankaya Belediye Başkanımıza da yürekten teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Sayın Livaneli bir talebi olmadığını söyledi. Ama o talebi hisseden, duyan ve bizi onurlandıran böyle bir merkezi açmak belediye başkanımıza nasip oldu o nedenle kendisine yürekten teşekkür ediyorum.” Konuşmalardan sonra açılış kurdelesini kesen katılımcılar ardından merkezi gezdi. Kılıçdaroğlu ve Papandreu ziyaret defterini imzalarken, Zülfü Livaneli “Benim burada kurslar vermem lazım. Sezen Aksu’ye getirmem lazım. Çok güzel bir yer olmuş” dedi.