Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, İstanbul’da ekonomi gazetecileriyle bir araya geldi. Bakan Kurtulmuş, turizm sektöründe uygulanacak teşviklere, turizm gelirlerindeki azalışa ve yurt dışına kaçırılan tarihi eserlere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Bakan Kurtulmuş, Uzakdoğu ve Asya ile ilgili kapıları açmaya gayret edileceğini vurgulayarak, “Yaklaşık tabi buradaki nüfus, dünya nüfusunun üçte biri. Burası bizim için önemli cazip bir yer. Ayrıca zaman zaman sıkıntı yaşadığımız Avrupa pazarında yaşadığımız sıkıntıları da hafifletmek, orta vadede çok geniş bir kitleye hitap etmek bakımından önemsiyorum. Maalesef dünyanın siyaseten son derece karmaşık bir dönemden geçtiği bir süreçteyiz. Özellikle Türkiye'de bundan yeterince hatta oldukça fazla etkileniyor. Dolayısıyla oluşan Türkiye karşıtı ve İslam karşıtı, İslam düşmanlığı havasının bir şekilde dağıtılabilmesi için hem kültür alanını hem turizm alanını bir yumuşak güç olarak, yumuşak güç enstrümanları olarak kullanacağız. Böylece elimizden geldiğince Türkiye'nin uluslararası alanda tanıtımı ve Türkiye'ye karşı oluşturulan, önemli bir kısmı da kasıtlı olan bu havanın dağıtılabilmesi için gayret sarf edeceğiz” dedi.
Bakan Kurtulmuş, 2017 yılının ilk 8 ayında Türkiye’deki turizm rakamlarına ilişkin, “Türkiye'de turizm sektöründeki mevcut durum ilk sekiz aya baktığımız zaman çok şükür 2016'daki, o tabiri caizse çöküş diyelim. Dip noktasına gelmekten artık yukarıya doğru çıktık. ilk sekiz aydaki turist sayımız 21 milyon 983 bin. Geçen yıla göre, ocak ağustos dönemine göre yüzde 26,4 arttı. İnşallah yıl sonuna kadar da 30 milyon turist hedefimizi bu yıl için yakalayacağız. Burada güzel olan hususlardan birisi de İstanbul ve Antalya başta olmak üzere, bazı bölgelerimizdeki otellerdeki doluluk oranlarının yüzde 90'lara ulaşmış olması ümit vericidir ve bundan sonraki 2018 içinde bizi ümitlendiren bir durumdur. Yine bu sektörde baktığımız zaman birinci sırayı alan Rus turistlerdir. Çok şükür uçağın düşürülmesi kriziyle ortaya çıkan süreç bir şekilde dağıtılmıştır. Yaklaşık ilk sekiz ayda, 3 milyon 334 bin Rus turist gelmiştir. Geçen seneye göre yüzde 15 artış var. 2 buçuk milyon Alman turist gelmiş. Bu da şu bakımdan önemli, yumuşak güç olarak kullanmamız derken bu rakamda bize ümit veriyor” diye konuştu.
“Alman turistlerin 2 buçuk milyon seviyesine ulaşmış olması ümit verici”
Alman turistlerin 2 buçuk milyon seviyesine ulaşmış olmasının ümit verici olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Almanya'da hatırlayın seçimler sırasında özellikle, olağanüstü yüksek dozda ve üst perdeden Türkiye düşmanlığı, Türkiye karşıtlığı yapıldı. ‘Aman oraya gitmeyin Türkiye çok tehlikelidir’ uyarıları yapıldı. Alman turistlerin 2 buçuk milyon seviyesine ulaşmış olması ümit vericidir. Yıl sonuna doğru bu rakam daha da artacak. Üçüncü Gürcistan, dördüncü İran, beşincide İngiltere. TÜİK verilerine baktığımız zaman ilk altı ayda 8,7 milyar dolarlık bir turizm geliri var. Bu da gelir açısından bu sene belli bir seviyeye geleceğimizi gösteriyor” ifadelerini kullandı.
"Turist sayısı arttıkça fiyatların önümüzdeki dönemden itibaren ayarlanacağını görüyoruz”
Turist sayısında artışın ve turizm gelirlerindeki düşüşün bir gerçek olduğunu belirten Kurtulmuş, “Bu, maalesef 2016 yılında yaşanan çöküntü dolayısıyla sektörün panikle fiyatlarını çok aşağı çekmelerinin bir sonucudur. Hedefimiz kişi başına bin dolar seviyesini birkaç içinde yakalamaktır. Turist sayısı arttıkça fiyatların önümüzdeki dönemden itibaren ayarlanacağını görüyoruz” dedi.
“Siyasetin dili başka, turizm ve kültürün dili başkadır”
2017 yılının ilk 8 ayında Türkiye’ye 2 milyon 500 bin Alman vatandaşın geldiğini belirten Kurtulmuş, “Siyasetin dili başka, turizm ve kültürün dili başkadır. Normalde biz buradan çok hissetmedik ama Almanya’da olan arkadaşlarımız, tur operatörleri bunu çok daha güçlü bir şekilde hissettiler. O propagandanın sonucunda Türkiye’ye neredeyse kimsenin gelmemesi lazımdı ama öyle olmadı. 2 milyon 500 bini aşkın Almanın Türkiye’ye gelmiş olması, turizmin kendi diliyle konuşmayı başarırsak, oluşan bir takım korkuları bertaraf edebileceğimizi gösteriyor” diye konuştu.
“İstanbul kültürünü korumalıyız”
Arap turisterin İstanbul’da bazı sakıncalar oluşturduğunu fakat turist seçme gibi bir durumun bulunmadığını belirten Kurtulmuş,”Burada özellikle korumamız gereken şey İstanbul kültürü. Bu sadece Arap turistlerin, nargilelerin artması dolayısıyla değil maalesef birçok bakımdan İstanbul’un kültürünün korunması zenginleştirilmesi şarttır. Bununla ilgili olarak ta önümüzdeki süreçte İstanbul Çalıştayı düzenleyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Bakanlık bütçesi artırılmalı”
Bakan Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçesinin genel bütçe içerisinde binde 5 olduğuna dikkat çekerek, bunun artırılması gerektiğini belirtti. Kurtulmuş, “Bu bakanlığın bütçesinin mutlaka yıllar içerisinde iyileştirilmesi bekleniyor. Böyle bir hazinenin üzerinde oturuyoruz. Bu hazinenin ortaya çıkarılması için bilinenlerin değerinin artırmak için de çok güçlü bütçesi olan bir bakanlığa ihtiyaç var” dedi.
“Ekonomik gelişme doğayı tahrip etmeden yerine getirilmelidir”
Maden işletmeleri ve otellerin çevreye verdikleri zararlarla ilgili konuşan Kurtulmuş, “Bu çevreyle ilgili sorumluluk bizim bakanlığımıza ait değil. Biz bizi ilgilendiren kısmında azami dikkat göstermeye çalışıyoruz. Ekonomik gelişme doğayı tahrip etmeden yerine getirilmelidir diye düşünüyorum.
“Hafiye gibi takip ederek bu eserlerin üzerine gidiyoruz”
Kurtulmuş, yasadışı yollarla Türkiye dışına çıkarılan tarihi eserlerin geri alınmasına ilişkin “Hafiye gibi takip ederek bu eserlerin üzerine gidiyoruz. Bunların geri getirilmesi uzun süreçler alıyor. Önce bunun buraya ait olduğunun ispat edilmesi, mahkemeler, bilirkişi raporları, bütün bunlarla beraber ilgili ülkenin iş birliğine yatkın olması gerekir” dedi. Bakan Kurtulmuş bu konuda 13 farklı ülkede şuanda 56 dosyanın bulunduğunu belirtti. Kurtulmuş bu dosyaların sonuçlanma aşamasına yakın olduğunu söyledi. Tarihi eser kaçakçılığını enteresan bir sektör olarak değerlendiren Kurtulmuş,”Bütün uluslar arası taraflar biliyor ki Türkiye ne kendisinin eserlerinin kaçırılmasına seyirci kalıyor ne de özellikle bu kadar karışık Orta Doğu coğrafyasında başka ülkelere ait eserlerin bizim üzerimizden Avrupa’ya kaçırılmasına seyirci kalmıyor” şeklinde konuştu.
İlave teşvikler konusu
İlave teşvikler konusunda da iki şeye dikkat ettiklerini dile getiren Kurtulmuş, bu konuyla ilgili çalışmanın Kasım ayında Meclis’e sunulabileceğini açıkladı. Kurtulmuş, “Birisi daha zayıf sezonları diriltmek, diğeri de Türkiye’nin şimdiye kadar açılmadığı pazarları diriltmek. Bununla ilgili çalışıyoruz. Bakanlık olarak son şeklinde getirdik. Bitirebilirsek Kasım ayında Bakanlar Kurulu kararıyla Meclis'e getireceğiz. Bizim yaptığımız hesaplamalara göre, daha az parayla çok kuvvetli bir teşvik vermemiz mümkün olacak” şeklinde konuştu.