Çemişgezek’te okuduğu okulda yatılı kalan 14 yaşındaki Habib Bitkin, okuldan arta kalan zamanlarını ailesinin yanında çobanlık yaparak geçiriyor. Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavında bütün olumsuzluklara rağmen Türkiye ikincileri arasına giren Çoban Habib Bitkin, köyde bulunduğu sürede koyun otlatıp, sağımını da yapıyor.
TEOG sınavında geçmiş yıllarda olduğu gibi başarı geleneğini devam ettiren Çemişgezek ilçesinde, bu yılda birçok öğrenci Teog’da 120’de 120 yaptı. Ancak, 120 sorudan 119'unu doğru yaparak Türkiye ikincileri arasına giren Habib Bitkin, yaşından büyük yaptığı işlerle ailesine verdiği destekle dikkat çekiyor.
Başarısının ailesiyle birlikte öğretmenlerini ve kendisini çok mutlu ettiğini belirten Habib Bitkin, “Ben Çemişgezek ilçesine bağlı Tatar mezrasında oturuyorum. TEOG sınavında ful çekmek istiyordum ama olmadı. İnşallah ilerleyen eğitim hayatımda büyük başarılar için mücadele edeceğim. Yatılı olarak eğitim görüyorum. Haftanın beş günü okuldayım. Hafta sonları köyüme geliyorum. Ailece küçükbaş hayvancılıkla uğraşmaktayız. Kış aylarını köyde, yaz aylarını ise yaylalarda geçiriyorum" dedi.
"Hayvan otlatırken test çözüyorum"
Ailesi küçükbaş hayvancılıkla uğraştığı için yaz tatilini yaylalarda, okul sonrası zamanlarını ise hayvan otlatmakla geçiren Habib Bitkin, “Okul sonralarında ailemin yanına giderek onlara yardımcı oluyorum. Koyun otlatmaya gittiğimde yanıma ders kitaplarımı da alıyorum. Yaşam şartlarımız gerçekten çok çok zor. Ama bu zor koşullara rağmen asla pes etmedim. Başardım. Okul dışında köye geldiğim zamanlarda ders çalışmaya hiç fırsatım olmuyor. Bu yüzden dersi derste dinlemeye çalışıyorum. Ailem her ne kadar bana destek olsa da, yaşam koşullarımız buna engel oluyor. Yine de genellikle koyun otlatmaya gittiğim zamanlarda heybeme bir kitap ya da bir test mutlaka koyuyorum. Koyun güderken fırsat bulduğum ilk anda test çözüyorum ya da kitap okuyorum. Hayatımdan memnunum ama mesleğimizden memnun değilim. Çok yoruluyorum. Buna mecburum" diyerek içinde bulundukları durumu aktardı.
Küçük yaşta parmakları nasır bağladı
Ailesi ile birlikte çok zor bir meslek yaptıklarını anlatan Bitkin, "Koyun sağmaktan ellerim nasır tuttu. Bu nasır ömrüm boyunca kalıcı mı, geçici mi bilmiyorum ama nasırlarımla da gurur duyuyorum. Nasırlarımdan kesinlikle şikayetçi değilim. Hayatımız bizim böyle. İlçenin genelinde eğitim konusunda büyük bir başarı var. Soruların tamamına doğru yanıt veren arkadaşlarımız var. İlçe genel olarak eğitimde çok başarılı. Bu başarıda öğretmenlerimizin payı çok büyük. Öğretmenlerimiz bizi sınava çok iyi hazırladı. Ders sonralarında bile bizlerle yakından ilgilendi. Onlar bizi bizden daha çok düşünüyor. Asıl hedefim, ülkeme ve ülkemin insanlarına hayırlı bir evlat olmak. İleride seçeceğim mesleğimden elde edeceğim kazancın helal olması için çaba göstereceğim" diye konuştu.
"Bilim adamı olmak istiyorum"
İleride Biyoteknoloji uzmanı olmak istediğini de aktaran başarılı öğrenci Bitkin, "Bilimle uğraşmak istiyorum. Bilim adamı olmak istiyorum. Bilim adamı olmak istiyorum dediğimde yaşam koşullarımdan dolayı benimle alay edenler oldu. 6. sınıfta okuduğumda bir öğretmenimiz bize ülkenizi geliştirecek bir şeyler yapın derdi. Öğretmenim sayesinde bilime çok merak duydum. Bilim insanı teknoloji uzmanı olarak ülkeme daha faydalı olacağımı düşünüyorum" şeklinde konuştu.
"Oğlumun başarısı Türkiye'ye örnektir"
Böyle zorlu bir hayata rağmen oğlunun başarısının kendilerini mutlu ettiğini belirten Baba Mustafa Bitkin, "Oğlumun bütün imkansızlıklara rağmen elde ettiği başarıdan çok memnunum. Hayat şartlarımızın zorluğu göz önündedir. Hayvancılıkla uğraşıyoruz. Benim oğlum diğer öğrencilerden bir sıfır geride başlamıştır. Çocuğumun şartları diğer öğrencilerin şartlarıyla eşit değildir. Ben çocuğumdan memnunum. Ben çocuğumdan en çok iyi, büyüklerine saygılı bir insan olmasını istiyorum. Eğer iyi bir insan olmayacaksa benim için seçtiği mesleğin bir anlamı yoktur" diyerek düşüncesini anlattı.
Kendisinin köyde ne iş yapıyorsa, oğlunun da aynı işin iki katını yaptığını analatan Baba Bitkin, hayvanları yemlerken, otlatırken, sağarken, kuzu emzirirken yardım ettiğini, Gece koyun otlatmaya gittiğini, kendisiyle ise bir kardeş, bir dost gibi olduğunu kaydetti.