Havaların soğumasıyla birlikte su tüketiminin azaldığına ve bu durumun da vücudun bağışıklık sistemini zayıflattığına dikkat çeken uzmanlar, hastalıklara karşı güçlü bir savunma için yeteri kadar ve doğru kaynaktan su içilmesi gerektiğini dile getiriyor. PH’ı 7.4’ün üstünde olan alkali suların tercih edilmesi, kandaki pH değerinin dengelenmesi ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için önemli.
Bağışıklık sisteminin bir parçası olan ve hücrelere hayat veren suyun yeteri kadar ve doğru kaynaktan alınması büyük önem taşıyor. Uzmanlar, uzun ve kaliteli yaşam için her gün en az 2 litre su içmenin alışkanlık haline getirilmesinde hem fikir.
Vücudun suya olan ihtiyacının her daim devam ettiğine dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Berrin Yiğit, “Özellikle mevsim geçişlerinde görülen soğuk algınlığı, grip, yüksek ateş, boğaz ve baş ağrısı gibi birçok sorunla baş etmek için savunma sistemimizi güçlendirmemiz gerekir. Bu noktada doğanın bize sunduğu en önemli ve asla ihmal etmememiz gereken şifaların başında su geliyor. Dolayısıyla sıcaklıkların düşmesiyle birlikte yeterli miktarda su tüketimi yapmalı, kanın pH’ının dengelenmesi ve bağışıklık sistemimizin güçlenmesi için PH’ı 7.4’ün üstünde olan alkali suları tercih etmeliyiz” dedi.
Bağışıklık sistemini destekleyecek vitamin ve minerallerle zenginleştirilmiş sular önemli
Suyun bağışıklık sistemini destekleyecek vitamin ve minerallerle zenginleştirilmesinin de bağışıklık sistemi için önemine vurgu yapan Yiğit, doğal kaynak suyundan gelen magnezyum, kalsiyum ve potasyum dışında ekstra dışardan eklenen D ve B vitaminleri ile virüs ve bakterilere karşı daha güçlü bir savunma sağlanabileceğini söyledi.
Yeterli miktarda su içmenin boşaltım ve sindirim sistemi için son derece faydalı olduğunu dile getiren Yiğit; “Hazımsızlık, şişkinlik ve kabızlık toplumumuzda sıklıkla görülen, kişilerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen ve endişeye neden olan sağlık problemlerinin başında geliyor. Su, vücudu temizleyip güçlendirirken aynı zamanda sindirim sisteminin de rahatlamasını sağlıyor. Bağırsaklarımızın hızlı ya da yavaş çalışmasının önüne geçmek, sağlıklı bir şekilde fonksiyonlarını devam ettirmesini sağlamak için düzenli su alımına dikkat etmeliyiz” şeklinde açıklama yaptı.
Güzel bir cilt için suyun doğru kaynaktan ve yeterli miktarda alımının öneminin de altını çizen Yiğit, “Vücudumuzun yüzde 60’ını oluşturan su, hayatımızın temel kaynağı. Bu sebeple sağlıklı bir yaşam ve güzel bir cilt için öncelikle suyu gerektiği ölçüde tüketmeli ve bu konuda özenli seçimler yapmalıyız. Su başlı başına şifadır fakat bazı ilavelerle daha da faydalı hale getirilebilir. Cilt sağlığını ve elastikiyetini destekleyen Tip 1 ve Tip 3 kolajen içeriği sayesinde sarkma ve kırışıkların önlenmesine yardımcı olan fonksiyonel içecekler, bu anlamda bize ekstra fayda sağlar” dedi.
Hibya Haber Ajansı