Aydemir, “Fatih Sultan Mehmet Han, yalnızca surları aşan bir komutan değil, çağları aşan bir dehadır. Fethi, sadece Bizans’ın yıkılışı değil; adalet, ilim ve ihsanla kurulan yeni bir medeniyetin doğuşudur” görüşünü kayda geçti.
Aydemir, İstanbul’un fethini ‘bir zafer destanı’ olmanın ötesine taşıyan asıl unsurların, onun ardındaki ruh, mana ve ufuk olduğuna dikkat çekerek, “Bu fethin hissiyatını en veciz biçimde kaleme alanlardan biri de hiç şüphesiz Niyazi Gençosmanoğlu’dur” dedi.
GENÇOSMANOĞLU’NUN DİZELERİYLE FETHİN RUHU
İbrahim Aydemir, fethin mana derinliğini ve ecdat bakiyesini anlatırken, Niyazi Gençosmanoğlu’nun “Fetih Marşı”ndan şu kıtaya atıf yaptı:
“Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın?
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!
Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden…
Senin de destanını okuyabilirler bir gün.”
Bu kıtanın, fethin sadece bir tarihsel hatıra değil; her nesil için bir çağrışım, bir sorumluluk, bir uyanış olduğuna işaret ettiğini vurgulayan Aydemir, “Niyazi Gençosmanoğlu, gençliğe adeta bir fetih çağrısı yapıyor. ‘Fatih’in yaşındasın’ diyerek, ecdatla aynı ruha, aynı idealizme sahip olmamız gerektiğini haykırıyor” ifadesini kullandı.
FETHİN MESAJI BUGÜNE: ADALET VE EMANET
Aydemir, İstanbul’un fethinin, yalnızca bir askeri maharet değil, aynı zamanda bir medeniyet vizyonu olduğunu dile getirerek, “Fatih Sultan Mehmet, fethettiği şehri yağmalatmayan bir kumandandır. Ayasofya’da secdeye varan, ilme ve adalete kapı açan bir devlet aklıdır. Bugün de bu fetih ruhuna ihtiyacımız var. Çünkü fetih, yalnızca toprak almak değil; gönüller kazanmaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Millet olarak fethin yıl dönümünde Fatih Sultan Mehmet Han’ı ve fethin manevi mimarı Akşemseddin Hazretleri’ni rahmet ve minnetle andıklarını ifade eden Aydemir, genç kuşaklara, fethin tarihsel şanından ziyade, onun değer ve anlam dünyasını miras bırakmanın önemine vurgu yaptı.