Bir bebek doğduğu andan itibaren işitme ve anlama yetisine sahip. Bu yeti sayesinde yaşına uygun olarak tepkiler vermeye başlar. İlk üç ayda sese tepki olarak gülümseme, emme davranışını bırakma veya artırma olabilir. İlk üç yıl dil gelişim açısından çok önemli bir süreç. Bu çevresel sesleri algılamadaki kısmi ve tam azalmaya işitme kaybı deniyor. Yenidoğan döneminde oluşmuş olan işitme kaybı, derecesine göre alıcı ve ifade edici iletişim becerilerinde azalma, öğrenme güçlüğü, iletişim bozukluğu ve akademik başarıdaki düşüşten sağır ve dilsiz olmaya neden olacak kadar geniş bir yelpazede sorunlara yol açabiliyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KKB) Bölümü doktoru Gülser Saylam şunları söyledi:
ERKEN DOĞUM DA RİSK FAKTÖRÜ
“Her yıl yaklaşık bin 500 işitme kayıplı bebek aramıza katılıyor. Bu oran riskli bebeklerde yaklaşık 10 kat artıyor ve yüzde üçlere kadar çıkıyor. Riski artıran nedenler ise gebelikte, doğum esnasında veya doğum sonrasında gelişen bazı durumlar sonucu ortaya çıkabiliyor. Gebelik esnasında geçirilen bazı özellikli enfeksiyonlar, iç kulak gelişimine zararlı olabilecek bazı ilaçların kullanımı gebelik sırasında meydana gelebilecek işitme kaybı risk faktörleri iken, travmatik zor doğum, doğumda oksijensiz kalması, çok erken doğum olması, doğum sonrası uzamış sarılık gelişmesi, enfeksiyona bağlı ateşli hastalık geçirmesi işitme kaybı yaratabilecek başlıca risk faktörleri.
TARAMA PROGRAMINA KATILIN
2004 yılından itibaren Sağlık Bakanlığı’nca ülke çapında Yenidoğan İşitme Tarama Programı faaliyete geçirildi ve tüm yenidoğanların işitme taramasından geçirilip erken tanının konulması amaçlandı. Ebeveynlere düşen görev ise doğum sonrası taburculuk öncesinde mutlaka işitme testini yaptırması ve bebeğinin bu tarama programına katılmasını sağlamak. Erken tanı sayesinde tedavinin erken dönemde yapılması ile sağlıklı büyüyen, sağlam bebekler gibi işiten, konuşabilen iletişim becerilerine sahip çocuklar yetiştirebilmek mümkün. Doğuştan gelen işitme kaybının temel tedavisi işitme cihazları. İşitme kaybının derecesine göre kulak arkası takılan cihazlar veya ileri işitme kayıplarında ameliyatla uygulanan koklear implantlar (biyonik kulak) kullanılıyor. İleri derecede işitme kaybı tanısı konan her bebek işitme cihazını en erken dönemde kullanmaya başlamalı ve işitme rehabilitasyonu ve özel eğitime yönlendirilmeli ve bir yaşını doldurduğunda da en erken dönemde koklear implant takılması işlemi uygulanmalı.”