Fed politikasında agresyon… FOMC’den sonra 10 yıllık getirilerin gösterdiği durum, genel yaklaşımın ısrarlı sıkılaşma tarafında kalmaya devam ettiğini gösterdi, ki enflasyondaki kırılımlar ve akabindeki Fed yönlendirmeleri sanılandan da uzun bir sorunla karşılaşıldığını ortaya koyduğundan dolayı 10 yıllıklarda da %3 üzerindeki hareketi aktif hale getirdi. Powell, Fed'in fiyat istikrarını geri kazanmasına yardımcı olmak için finansal koşulların sıkılaşması gerektiğini belirtti. FOMC üyelerinin komitenin enflasyonla mücadelede daha agresif hale geleceğinin sinyalini vermesiyle finansal koşullarda da sıkılaşma daha belirgin hale gelmektedir.
ABD 10 yıllık tahvil faizleri ve S&P 500 endeksi tarihsel korelasyon karşılaştırması.. Kaynak: Bloomberg
Enflasyona karşı korunma… Birçok G7 ülkesi enflasyonda ciddi artışlar beklemektedir. Olası bir enerji ve gıda arzı krizinde enflasyonun hiç de arzu edilmeyen seviyelere çıkacağını hesaba katmak gerekir. Bu seferki enflasyon, yapıdaki bozukluk giderilmeden üstesinden gelinmesi kolay bir olgu değil, çünkü tedarik zincirlerinde ve buna bağlı arz koşullarında sürekli bir iyileşme görülmemekte. Geçici çözümlerle belki sorunun bir maddesinin önüne geçiyorsunuz, ancak asıl sorunun değil.
Tahvil faizlerindeki durum için ekonominin krize maruz kalma durumu ile enflasyon konusundaki beklentilere bakmak gerek. Bu iki olgu, kredibilite ve doğal olarak borçlanma maliyetlerini doğrudan etkilemektedir. Borçlanma maliyetleri arttığı zaman da şirketlerin finansman maliyetleri artar ve değerlemeleri düşer. Ancak kriz olgusu aktif hale geldiği zaman, bu ilişki tahvil getirilerinin oluşan güvenli yatırım talebiyle düşmesi durumunu beraberinde getiriyor. Mesela çok önemli bir dışsallık var; şu anki gibi petrol fiyatlarındaki artış mesela. Bunun getirdiği resesyon endişeleri, tahvil piyasasında talebin altyapısını oluşturur. Şu anda ciddi bir ekonomik belirsizlik olduğu için, hisse senedi yatırımı daha fazla risk içeriyor.
Enflasyonun da kaynağını iyi çözümlemek gerekiyor. Dolayısıyla, enflasyon düşmeye başladığında dezenflasyonun da kaynağını benzer şekilde iyi çözümlemek gerekecektir. Fiyatlar talep eksikliğinden mi düşüyor, bu talep eksikliği azalan harcama, kar, ekonomik durgunluk sebebiyle mi oluyor, yoksa enflasyonu rayından çıkaran dinamikler düzeldiği için mi? Fed’in 2016 ve 2019 döneminde enflasyonu düşürme değil, yükseltme amacı vardı ve aşırı yüksek enflasyon sorunu yaşamıyorlardı. Şu anda enflasyon ve durgunluk sorunları beraber yaşanacak bir durumda.
Sonuç? Finansal koşulların hızla sıkılaştığı benzer dönemlerde Fed sıkılaştırma planlarından geri adım atmış olsa da, bugün enflasyon böyle bir lüks sunmuyor. Nisan ayı TÜFE raporunda aylık çekirdek enflasyon oranındaki toparlanma, enflasyonu dizginlemenin hızlı veya kolay olmayacağının altını çizdi. Ayrıca, Fed'in mevcut enflasyon dalgasının ciddiyetini ve kalıcılığını anlamakta yavaş kalmasıyla en azından önümüzdeki birkaç ay boyunca ortaya konan politika için şahin kalması çok daha yüksek ihtimal.
Kaynak:Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı