TCMB tarafından politika faizinde Eylül ayında 100 baz puan, Ekim ayında 200 baz puan, Kasım ayında 100 baz puan, Aralık ayında 100 baz puan olmak üzere 2021 yılında 500 baz puanlık indirim yapılmıştı. Ocak ayında ise faizleri sabit tutarak ''liralaşma'' teması ön plana çıkarılmış genişleyici para politikası mesajları verilmişti.
Aralık ayındaki karar metnine eklenen '' Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir'' ifadesi ile bu ay da faizde değişiklik öngörmüyoruz.
Özellikle enerji ve gıda fiyatlarındaki artış sonrasında yıllık enflasyonun %48,7 olarak açıklanmasına rağmen ekonomi yönetiminden ‘geri adım atılmayacağı’ yönünde gelen açıklamalar göz önüne alındığında faiz artırımından imtina edileceğini ve %14,00 olarak politika faizinin sabit kalacağını düşünüyoruz. Gelişmekte olan ülkeler 'sıkı duruş' ve ‘faiz artırımı’ mesajı verirken, Türkiye ekonomi yönetiminde ‘eklektik’ yaklaşım, enflasyonu idari yaptırımlar ve cari fazla üzerinden düşürmeyi hedeflediği yönünde açıklamalar yaptı. Bu kapsamda, piyasaların faiz kararından ziyade karar metninden gelecek mesajlara odaklanmasını bekliyoruz.
Piyasada, kur korumalı mevduat ürünü vasıtasıyla nakit döviz talebine gelen kısa vadeli sınırlama dolayısıyla kur oynaklığı azaldığından, TCMB’nin faiz kararının önemi azalmış durumda. Yine de sürpriz bir faiz indiriminde Türk Lirası varlıklarda değer kaybının hızlanmasını bekliyoruz. Faizin değişmemesi durumunda TL’de günlük değer kazanma trendi bankacılık sektörünü ön plana çıkarabilir.
Kaynak:İnfo Yatırım
Hibya Haber Ajansı