Deneyimli başkan, kırmızı-siyahlı takımda oynarken, futbol camiasının büyücü diye nitelediği Güney Afrikalı futbolcunun, kariyerini bıraktıktan sonra kendisi ile teması kesmediğini anlattı.
Gençlerbirliği’nde bir dönem forma giyen ve Afrika futbol pazarının Türkiye’deki ilk temsilcilerinden olan John Leshiba Mosheou, önceki gün hayatını kaybederken, kırmızı-siyahlı ekibin başkanı İlhan Cavcav, yaşadığı duyguyu, “Evladımı kaybetmiş kadar üzgünüm” diye dile getirdi.
İlhan Cavcav, oyuncunun kariyerini tamamladıktan sonra da aralarındaki bağın kopmadığını belirtip şunları anlattı:
“Bana önerilen ve piyasada dolaşan hiç bir isime itimat etmedim. Kendim izleyip, üç Güney Afrikalı oyuncuyu transfer ettim.
Transfer sezonu geldiğinde kulağıma bir güzide kulübümüze teklif edilen Afrikalı bir futbolcunun ismi geldi. Herkes ondan bahsediyordu, ne kadar mükemmel, ne kadar üstün yetenekli olduğu konuşuluyordu. Kendimce bir araştırma yaptım; maçını izledim, gördüm ki bu futbolcu arkadaşımızı menajerler biraz abartmış. Yine o izlediğim maçlarda gözüme çarpan başka isimler oldu. Bu arada diğer kulübümüz o abartılan isimle imzayı attı. Az bir paraya da değil, o dönem şartlarına ve Afrika’daki futbol için inanılmaz bir paraydı verdikleri. Ben de neredeyse yok pahasına başka üç isimi getirdim. Eğer ki kendime güvenmesem, başkasının aklıyla iş yapmış olsam belki de diğer futbolculara, menajerlere kanıp yüksek bedelle onu almaya çalışacaktım. Transferin yapıldığı günlerde yoğun eleştiriler aldım. Bunlar Afrika’nın sıcağından geldi. Ankara ayazında duramaz kaçar denmişti. Karda, yağmurda, sıcakta oynadılar. Aldıkları her kuruşun hakkını verdiler, o söylentileri çıkaranları utançlarıyla bıraktılar. “
ANTRENÖR İKEN TRANSFERLERİ BANA DANIŞIRDI
Mosheou özel parantez açılacak oyuncuydu. Müthiş bir yeteneği vardı. Milimlik pasları, ahenkli bir oyunu vardı. Gazeteler büyücü diye başlık atarlardı. Kona golleri atar, Moshoeu asistler yapardı. Bursaspor ve Ankaragücü maçlarındaki performansını hiç unutamam. Kötü bir dönemden geçiyorduk, Bursaspor maçı çok önemliydi. Moshoeu ve diğer oyuncularla konuştum. O konuşmadan sonra Bursaspor’u neredeyse tek başına yendi. Savunmayı ipe dizer gibi tek tek geçti ve ceza sahası çevresinden güzel bir vuruşla da golünü attı. O kadar maç izlerim, bunu herkes bilir, ama öyle gole çok az denk geliyorum. Ankaragücü maçı var ki o da her zaman hatırımdadır. Sahada öyle insanüstü performans sergiledi ki tribünde izlediğimde ne kadar doğru karar verdiğimi hatırlattı. Her maçında bunu hissettirirdi, düşündürürdü. Maç 1-1 bitti ama herkes Moshoeu’yu konuşuyordu. Futbolu bıraktıktan sonra da bağımız kopmadı. Moshoeu, transferlerini bile bana danışırdı. Yıllar sonra bir röportajında benden “baba gibiydi” diye bahsettiğinde çok duygulanmadım. Ben onları hep evladım gibi gördüm, hep onların iyiliği için çabaladım. Başka takımlardayken bile transferlerini bana danıştı, sözümü dinledi. Bugün bir evladımı kaybetmiş kadar üzgünüm. Futbolda hoca olarak da Gençlerbirliği’ne hizmet etmesini isterdim. Çünkü burası onun eviydi, burası onun baba ocağından sonra ikinci doğduğu yerdi.”