Çelik, bir grup gazeteciye yaptığı değerlendirmede, Suriye’de yaşanan olaylar veTürkiye’nin müdahalesini yorumlarken, aslında birbiriyle savaşan taraflar olarak görülen DAEŞ ve PYD’nin, bir oyunun içinde beraber kullanıldığını iddia etti. Bu oyunu planlayanların Türkiye’yle ilgili orta vadeli planları olduğunu dile getiren Çelik, önceKobani’de, ardından Cerablus ve Tel Abyad’da yaşananların bu konudaki tezini güçlendirdiğini ifade etti. Türkiye’nin oyunu gördüğünü ve bu nedenle gerekli önlemleri aldığını ifade eden Çelik, şunları söyledi:
PLANLAYICILAR VAR
“Suriye’de DAEŞ ve PYD’nin de içinde olduğu bir oyun oynanıyor. Biri saldırıyor, öbürü gidiyor kurtarıcı olarak devreye giriyor. Orada planlı bir oyun oynanıyor. Şimdi bu oyunun planlayıcıları aynı. Kobani’de bir süre önce yaşananların aynısı bu kez Arapların yoğunlukta olduğu bölgelerde sahneye konuluyor. Bu Kürtlerle Türkleri karşı karşıya getirme, orta vadede Türkiye ile ilgili hesap yapanların oyunudur. Biz Cerablus’ta olduğu gibi Kobani’yi de bu açıdan değerlendirmiştik, devreye girdik. Cumhurbaşkanımızın açıklamaları tam da bunu anlatıyordu, ama işlerine gelmediği için çarpıttılar.
TEL ABYAD SON ÖRNEK
Benim kişisel görüşüm, DAEŞ’in ve PYD’nin içinde olduğu bir oyun oynanıyor. Biri kötüyü, diğeri iyiyi oynuyor. Bunu planlayanların kim olduğunu biliyoruz. Demografik olarak hiç ilgisi olmayan bölgelerde de bu planı işletmeye çalışıyorlar. Şimdi Tel Abyad’da da aynı şey yapılmak istendi. Yüzde 90’ı Arap olan bir bölgede, bunu yapmaya çalıştılar. PYD bayrağı diktiler. Türkiye burada yapılana dikkat çeker çekmez, pozisyon değiştirip bayrağı değiştirdiler.
KÜRTLERLE İLGİSİ YOK
Yapılmak istenen Türkiye’nin etrafında Kürtlerden örülü bir duvar oluşturmak. Bir koridor yaratmak. Böylece Türkiye’yi de sorunlarla oyalayabilecekler. Demografik özelliklere baktığınızda Kürt yoğunluğuyla da ilgisi olmadığını görüyorsunuz. Özellikle Tel Abyad ve çevresindeki yerleşim yerleri açısından baktığınızda Kürtlerle bir ilgisi yok. Bu üst aklın planı ve oyunu. Ancak Türkiye burada yapılmak isteneni gördü. Türkiye buna müsaade etmeyecek.”