Kalın’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Bundan sonra İsveç bağlamında yaşanacak gelişmelere, atılacak adımlara bağlı olarak belirlenecek bir tarih. Şu anda önümüzde kesinleşmiş bir tarih söz konusu değil. Biz baştan beri birtakım objektif ilkeler koyduğumuzu ifade ettik. Türkiye’nin milli güvenliğine tehdit teşkil eden terör unsurları ortadan kaldırılmadığı müddetçe özellikle İsveç bağlamında bu Finlandiya ya da başka bir ülke de olabilir. Üyelik sürecinin ilerlemeyeceğini biz açık ve net şekilde ifade ettik. Bu süre zarfında hem Finlandiya hem İsveçli mevkidaşlarımızla hem NATO Genel Sekreterliğiyle ve diğer NATO üyesi ülkelerle yaptığımız görüşmelerde de biz hep ‘Adım atılırsa biz bunları karşılıksız bırakmayız’ dedi.
Türkiye’ye dönük FETÖ, PKK ve benzeri yapılanmalar buralarda temizlendiği zaman, buralar artık bu örgütler için birer güvenli liman olmaktan çıktığı zaman Türkiye de bunları karşılıksız bırakmaz. Zira biz prensiple NATO’nun genişleme ilkesini destekliyoruz. NATO ittifakının da önemli bir üyesi olarak bu süreci önemli değerlendirdiğimizi ama atılması gereken adımların olduğunu ifade ettik.
Geçen sene İsveç, bir anayasa değişikliği yaptı ve terörle mücadele yasasını bu anayasa değişikliği çerçevesinde yeniden yazıyor. Bunun için biraz zamana ihtiyaçlarının olduğunu, özellikle de yeni terörle mücadele yasasını tamamlamak için hazirana kadar bir süreye ihtiyaç duyduklarını kendileri zaten ifade ettiler. Biz de bunu bütün müttefiklerimize ve herkese açık bir şekilde ifade ettik.
Bu süreyi isteyen İsveç tarafı bu tamamlandığında biz de o zaman duruma tekrar bakar buna göre bir değerlendirme yaparız diye ifade ettik. Bu süre zarfında Finlandiya özelinde İsveç’teki benzer hadiseler yaşanmadı. İsveç’teki PKK, FETÖ yapılanması Finlandiya’da daha sorunsuz olarak değerlendirildiği için bizim tarafından da biz aslında bunu bir müddettir kendi içimizde konuşuyorduk.
Sayın Cumhurbaşkanımız da hem Finlandiya tarafında, hem NATO müttefiki ülkelere hem de aslında İsveç’e bir mesaj vermiş oldu. Bu konuda olumlu adım atarsanız Türkiye bunu karşılıksız bırakmaz diye. Bu çağrı tabii ki hem İsveç hem de Finlandiya tarafında değerlendiriliyor.
Bizim açımızdan biz ortaya konan Üçlü Mutabakat ve mekanizma çerçevesinde ortaya konan ilkeler çerçevesinde adımlar atılır ve Türkiye’nin bu konudaki güvenlik kaygıları giderilirse biz de olumlu adım atacağımızı ifade ettik.
Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’in yakılması, Cumhurbaşkanımızı hedef alan menfur gösterilerin yapılması, bunlara izin verilmesi hangi yasal çerçeve yahut özgürlük tanımı adı altında olursa olsun bizim için kabul edilemez. Dolayısıyla biz de tavrımızı açık ve net bir şekilde ortaya koyduk.
Bundan sonra Finlandiya farklı bir değerlendirme yapar mı? Ayrı bir şekilde yeni bir süreç başlatırlar mı? Bu onların takdirinde olan bir konu. Kendileriyle görüşüyoruz. İstişare halindeyiz."
F-16 konusu
“F-16 programıyla ilgili kongrenin böyle bir ön şart getireceğine dair şeyleri duyuyoruz. Bu tür rivayetler ya da değerlendirmeler yapılıyor. Yönetimin böyle bir talebinin ya da arzusunun olmadığı bize iletildi. Bizim değerlendirmemiz bu yönde.
Bunu bir ön şart haline getirirlerse bu Türkiye açısından asla kabul edilemez bir durumdur. Bizim bunu esas alarak herhangi bir adım atmamız söz konusu olmaz. F-16 programını İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine bağlı hale getirirlerse onu hiç gündemlerine almamaları daha iyi olur. Bizim o yönde geri adım atmamız söz konusu değil. Bunlar birbirinden bağımsız süreçlerdir. Biz F-16 programını hem kendi hava kuvvetlerimiz için hem NATO ittifakı içerisinde hava gücümüzü kuvvetlendirmek için bir değerli alternatif olarak görüyoruz. Amerikan yönetimi yahut kongresi bu konuda kendince ön şartlar ileri sürer, şöyle yapmazsanız bu olmaz vesaire gibi bir yaklaşım içerisine girerse biz kendi yolumuzda da devam ederiz. Burada elimiz kolumuz bağlı halde oturacak halimiz yok. Kendi milli imkanlarımızla yeni teknolojileri ve kabiliyetleri geliştirmeye devam ederiz.
Bu imkan ve kabiliyetlerle Türkiye artık çok ileri noktalara geldi. Hamdolsun milli güvenliğimizi, sınır güvenliğimizi sağlama, terörle mücadele ve hava güvenliğini sağlama noktasında kendi imkan ve kabiliyetlerimizi her gün geliştirmeye devam ediyoruz.”
İran konusu
Yeni toplantının yeri ve tarihi belli değil. İran’ın bu sürece dahil olmasından memnuniyet duyarız. Suriye ile yürütülen müzakerelerde İran’ın bulunması biz göre katkı sağlar. Suriye sahasından Türkiye’ye dönük terör tehditlerini ortadan kaldırmak, sınır güvenliğimizi sağlamak ve Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmelerini sağlamak için yapacağımız müzakerelerde İran’ın bulunması bu süreci rahatlatır. Katkı sağlar, biz bundan memnuniyet duyarız.”
Hibya Haber Ajansı