Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Türkiye Yüzyılı programımızın müjdesini 28 Ekim'de Ankara'da adına yakışır törenle milletimizle paylaştık. Cumhuriyetimizin yüzyılına eser ve hizmet altyapısıyla bir büyük vizyonu kesintisiz şekilde sürdürüyoruz.
Seçimlerden önce kamuoyunun karşısına Türkiye Yüzyılı vizyonuna uygun bir hazırlıkla çıkmayı planlıyoruz. 81 vilayette, özellikle ilçelerde yapacağımız programlarla milletimizin Türkiye Yüzyılı'na ilişkin beklentilerini alarak vizyonumuzu somutlaştıracağız.
Seçimlerden önce kamuoyunun karşısına Türkiye Yüzyılı vizyonuyla çıkmayı planlıyoruz. Sürdürebilirlik, başarı, güven, istikrar, üretim, verimlilik, güç, dijital, iletişim, bilim, kalkınma, barış, değerler, şefkat, istiklal ve istiklal, gençler gibi başlıklarla Türkiye Yüzyılı vizyonunun yüzünü doğruya dönen herkesi heyecanlandırdığına, şevklendirdiğine inanıyorum.
Milletimiz için Togg önemli sembol haline gelmiştir. Sadece bir firma, marka, üretim tesisinin değil topyekün 85 milyonun başarısı olarak görülmektedir. Hala yapılan işi önemsizleştirmeye, itibarsızlaştırmaya çalışan zihniyetin umutsuz çırpınışlarını ibretle takip ediyoruz.
Teknolojisi ve akıllı cihaz özellikleriyle geleceğin aracı olan inşallah Şubat'ta satışı başlayacak Mart sonunda yollara çıkacak Togg'a başarılar diliyoruz. Türkiye'nin kalkınma devrimlerinin önemli başlıklarından biri sağlık alanında geldiği seviyeyi, hedeflerini 31 Ekim'de düzenlenen toplantıda değerlendirme imkanı bulduk.
Sağlıkta devrimin en önemli sembolleri güçlü altyapımız ve şehir hastanelerimizdir. Ülkemizin her köşesine uzanan yaygın altyapımızla küresel bir markaya dönüştürüyoruz. Gıpta ile bakılan birikimi Türk devletleri teşkilatı olmak üzere tüm dostlarımızla paylaşımlarımızla hakkaniyetli ve insani duruşumuzun gereği olarak görüyoruz.
Sağlık turizminden ülkemizin aldığı en üst paya çıkarmayı hedefliyoruz. 81 vilayet ve ilçelerde görev yapan müftülerimizle bir araya geldik. Müftülerimizle geçmişten bugüne ve geleceğe uzanan kapsamlı değerlendirme yaparak beklentilerimizi dile getirdik.
Polis akademimizin komiser yardımcıların mezuniyet töreninde sevince ortak olduk. Yeniden yapılandırdığımız polis akademimiz başarılı çalışmalarıyla göz dolduruyor. Uyuşturucu gibi insanlık suçuyla polis ve milletimize iftira atanların sinsi niyetlerle hareket ettiklerinin altını çizmek istiyorum. Her kim Türkiye'yi terör örgütleri, küresel kaçakçılarla, uğurusla aynı kefeye sokuyorsa yaptığı işin adı 5. kol faaliyetidir.
Türkiye 5. kol elemanlarından çok çekmiştir. Milletimiz uzun süre bu faaliyet sebebiyle eserlerden mahrum kalmıştır. Cumhuriyetimizin 100. yılından aldığımız ilhamla ülkemizi Türkiye Yüzyılı'na hazırladığımız kritik dönemde aynı oyun sergilenmeye başlandı. Ama bu defa açık ve net konuşuyorum; başaramayacaklar.
Milletimiz bu oyunları bozacak ferasete ve dirayete sahip olduğunu sayısız örnekle göstermiştir. Bunlar DEAŞ'ı, PKK'nın, 15 Temmuz'da FETÖ'nün, Suriye harekatlarında cümle emperyalistlerin, Avrupa'nın, Karabağ'ın işgaline karşı gardaşlarımızın yürüttüğü vatan muhaberesinde Ermenilerin, faiz lobilerinin ağzıyla konuşuyorlardı. Kendilerine verilen görev buydu. Diyet borcu bunu gerektiriyordu.
İnşallah aynı kirli oyunu bir kez daha bozacağız.
Bizleri coşku, sevgi ve samimiyetle bağrına basan tüm Gaziantepli kardeşlerimize şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.
Bu sabah Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından Köy Yaşam Merkezi'nin açılışını gerçekleştirdik. Köy Yaşam Merkezi projesiyle artık kullanılmayan köy okulları binalarımızı hayat boyu öğrenme yaklaşımıyla yeniden aktif birim haline getirmeyi hedefliyoruz. İlkokul eğitimi verilmekle kalmayacak, okul binalarımız köy halkının ihtiyaçlarına göre çeşitlenen, kültür ve sanat faaliyetlerinin yürütüldüğü merkezler haline gelecek.
Yarın Hasankeyif Tüneli ve yolların açılış törenine canlı bağlantıyla iştirak edeceğiz. Perşembe günü 10 Kasım anma programından sonra birdizi yurtdışı gezi gerçekleştireceğiz. Endonezya'da G-20 liderler zirvesi, Bahreyn ve Katar'da 2022 FIFA Dünya Kupası açılış programına katılacağız.
Osmanlı'yı uç beyliğinden cihan devletine taşıyan güçlü kurumsal temellerin çoğu ayaktadır. Milli iradenin üstünlüğü esasına dayalı yeni yapı inşa ettik.Rahmetli Erol Güngör, Anadolu'daki Türk devletlerinin kısa sürede yıkılıp gitmeyişini Osmanlı'nın dehasına bağlıyordu.
Üniversitelerden Meclise, Adliyeden Maarife kadar Osmanlı müesseselerinin devam ettiği gerçeği devletteki sürekliliğe bağlıdır. Geçmişte vesayet odaklarının devleti, milletin değerlerine ve iradesine karşı kırbaç gibi kullanma gayretlerinin yol açtığı hasarı demokrasi ve kalkınma reformlarımızla önemli ölçüde tamir ettik.
Milletimizin zenginliğinden ve kucaklaşmasından güç alan devletimizi her alanda dünyada hak ettiği yere çıkartmak için gece gündüz çalışıyoruz. Devlet millet kucaklaşmasının odağına özgürlüğü yerleştirdik.
Biz milletine husumet besleyen korkaklarla mücadele ederek zihinlere ve kalplere vurulan prangaları kaldırarak Türkiye'yi bu günlere getirdik. Ülkemize kazandırdığımız ve kazandıracağımız eserler yanında bu tarihi zihniyet dönüşümünü kast ediyorduk.
Ülkemizi 81 vilayeti 85 milyon insanı kuşatan eser ve hizmetlerimizle zenginleştirirken gerçek özgürlüğün zeminini döşüyorduk. Gelişmiş ülkelerdeki demokrasi ve refah standartlarına gıpta ile bakan insanımıza çok daha ileri hakları sunmak için mücadele ederken vatandaşımızın özgürlük talebine cevap veriyorduk.
Elimize kolumuza sarılanların paçamızı çekenlerin özgürlük söylemlerinin arkasındaki faşist söylemi milletimiz biliyor. Uzunca bir süre belirli grupların elinde vaseyetin kılıcı olarak hoyratça istismar edilen adaletle ilgili reformların altında bizim imzamız bulunuyor.
Adalet arayışımızın samimiyetimizin sorgulanmasına asla rıza gösteremeyiz. Önümüze türlü zorluğu çıkartanların ellerine fırsat geçtiğinde ilk yapacakları iş bu süreci tersine çevirmeye çalışmak olacaktır. Özgürlüğün de adaletin de siyaseti olmaz.
Teklifimiz, siyasetin dilini, duruşunu, davranışının merkezine devletimizi daha güçlü, milletimizi daha müreffeh yapmak için ortak hayallerimizi koymaktır. Hayata geçirdiğimiz her eser ve hizmet milletimizin ortak kazanımını ifade ediyor.
İyi, güzel, doğru, hak, hakkaniyeti takdir etmek, sahiplenmek, bu doğrultuda katkı vermek kimseyi küçültmez, tam tersine milletimiz nezdinde büyütür itibar sahibi yapar.
Dünyanın ve ülkemizin içinden geçtiği kritik süreç sosyal desteklerin önemini daha da artırmaktadır. Bu tür dönemlerin en yıkıcı etkileri düşük gelirlerinin üzerinde ortaya çıkmaktadır. Bizim sosyal destekler konusundaki hassasiyetimiz çok daha fazladır.
Hayatının idamesi için gereken temel ihtiyaç maddelerine ulaşamayan vatandaşlarımıza kapsamlı yardımlarımız zaten devam ediyor. Bunların rakamlarını sürekli güncelleyerek devletimizin kimsesizlerin kimsesi olma vasfını koruyoruz.
Türkiye'nin imkanlarını bu ülkede yaşayan her vatandaşımızla paylaşma düşüncemizin ürünü bu programlardan biri de Türkiye Aile Desteği'dir. 2,5 milyon vatandaşımıza 3,2 milyar lira yarın hak sahiplerinin hesaplarına yatırılacaktır.
3 milyon hanenin ödemesi bu hafta içinde yapılacaktır. Doğalgaz yardımının kış dönemi ilk grup ödemesi yine bu hafta içinde gerçekleştirilecektir. Vatandaşlarımızın kış dönemindeki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla binin üzerindeki sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfımıza aktarılacak periyodik payı iki kat artırarak 450 milyon liraya çıkardık.
7 milyar lira tutarında sosyal destek rakamını insanlarımızın hizmetine sunmuş olduk. Geçtiğimiz hafta başörtüsü serbestisini ve ailenin korunması hususlarını içeren anayasa değişikliği teklifimizi arkadaşlarımız mecliste siyasi grubu bulunan partilerle görüştüler. Şayet uzlanma sağlanabilirse o şekilde, sağlanamazsa Cumhur İttifakı partileri olarak Meclis'e sunmayı planlıyoruz.
Prensip olarak halk oylamasına götürülmesini doğru bulmuyoruz. Milletimize sözümüz gereği Meclis denkleminde başka mecburiyet ortaya çıkarsa onun gereğini yapmanın da boynumuzun borcu olduğuna inanıyoruz."
Hibya Haber Ajansı