Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Miladi yıl değişimlerini aynı zamanda bir muhasebe ve murakaba vesilesi olarak görüyoruz. Öncelikle 2022 yılının milletimizle birlikle tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbim'den niyaz ediyorum. Geride bırakmak üzere olduğumuz 2021'i bir önce ki yıl gibi koronavirüs salgınının gölgesi altında geçirdik. Üstelik bu yıl salgına ilave olarak iklim değişikliğinin yol açtığı afetler, çeşitli ülkelerde ki istikrarsızlıklardan kaynaklanan gerilimler, bitmeyen göç dalgalarının yol açtığı acı görüntüler gibi yeni veya süregelen sıkıntılarla da yüzleştik.
Küresel yönetim ve ekonomi sistemi, 2008 finans krizi, Suriye ve Afganistan başta olmak üzere kriz bölgelerinde verilen kötü imtihanlar, salgın sürecindeki beceriksizlikler gibi hadiselerde olduğu gibi, geçtiğimiz yıl da kökünden sarsılmaya devam etmiştir. Gelişmiş ülkelerin, İkinci Dünya Savaşı sonrası tesis ettikleri refah ve güvenlik düzeninin, insanlığın kalanının acısı, sefaleti, itirazı pahasına yürüyemeyeceği, 2021’de tüm açıklığıyla ortaya çıkmıştır. Ziya Paşa’nın dediği gibi; ‘İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez. Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.’ Evet, kendilerini gelişmiş ülkeler olarak nitelendiren, ama aslında o kadar da güçlü olmadıkları anlaşılan ülkelerin, artık dünyanın karşı karşıya bulunduğu krizleri yönetemeyeceği, inkârı mümkün olmayan bir gerçektir. Türkiye, işte bu küresel fotoğraf içinde, hem güvenlik krizlerini, hem sağlık krizini, hem siyasi ve sosyal sınamaları başarıyla atlatan bir ülke olarak, kendini olumlu yönde ayrıştırmayı başarmıştır.
Hatırlarsanız, salgın krizinin ilk döneminde maske ve tıbbi malzeme, daha sonra hastane yatağı ve sağlık hizmeti, ardından da aşı kargaşası ortaya çıktığında, biz vakitlice aldığımız tedbirler ve attığımız adımlar sayesinde hepsinin de üstesinden gelmiştik. Şehir Hastanelerimiz, salgın döneminde sağlık hizmetlerinin bihakkın yerine getirilmesinde önemli roller üstendi. Hamdolsun, kendi aşımız Turkovac’ı da üreterek, aşının sürekliliği konusundaki tüm soru işaretlerini ortadan kaldırdık.Bununla yetinmedik; ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla temelli bir büyüme sürecine sokarak, ekonomide de tarihî bir dönüşümü başlattık.
Alt yapısını geçtiğimiz 19 yılda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerin oluşturduğu bu ekonomik dönüşümü kararlılıkla sürdürüyoruz. Elbette, her tarihî değişim gibi, bu süreçte de sancılar, sıkıntılar, bedeller ortaya çıkmıştır. Türk ekonomisinin uzun süredir maruz kaldığı saldırılar sebebiyle, bu tür beklenmedik sarsıntılara karşı karşıya şüphesiz ki olacağız ama biz hazırlıklıyız. Nitekim döviz kurunda yaşanan, ülkemiz ekonomisinin gerçekleriyle ve ilerleyişiyle uyumlu olmayan dalgalanmayı, serbest piyasa kuralları çerçevesinde aldığımız tedbirler paketiyle ortadan kaldırdık. Hedefimiz; yatırımcılarımızın, üreticilerimizin, işletmelerimizin, vatandaşlarımızın önlerini görerek ekonomideki atılımımıza en yüksek katkıyı sağlayabilecekleri istikrar ve güven iklimini kalıcı kılmaktır. Her ne kadar, dövizdeki yükselişin durmayacağı propagandasıyla vatandaşlarımıza ciddi zararlar ettiren bir kesim, kendi aklınca yeni sinsilikler, yeni oyunlar peşinde koşsa da, bu güven ve istikrar iklimini kökleştirmekte kararlıyız.
Asgari ücrette ve maaşlarda yaptığımız tarihî artışlarla çalışanlarımızın, ihracata verdiğimiz destekle üreticilerimizin, yatırımları ve istihdamı teşvikle işveren ve işçi kesiminin yanında olduğumuzu gösterdik. Küresel emtia fiyatlarındaki artış yanında, kurdaki dengesiz yükselişin tetiklemesiyle ortaya çıkan fahiş fiyat oyunlarıyla mücadelemizi de kesintisiz sürdüreceğiz. Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokarak hedeflerine ulaştırmakta kararlıyız.Ülkemizin bir süredir yaşadığı ve hayatın olağan akışına uygun olmayan siyasi, sosyal, diplomatik, askerî, ekonomik nice hadisenin gerisinde, ülkemizi bu hedefinden uzaklaştırma gayesi olduğunu çok iyi biliyoruz. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle geride bıraktığımız her engel, bozduğumuz her tuzak, yırtıp attığımız her karanlık senaryo, bizi büyük ve güçlü Türkiye’ye biraz daha yaklaştırmaktadır.
Geçmişte bu ülkenin önünü siyasi istikrarsızlıkların sembolü hâline gelen koalisyonlarla, darbelerle, vesayet düzeniyle, sosyal fay hatlarını derinleştirmekle kesenlerin çabaları artık işe yaramıyor. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin sembolü hâline geldiği yeni Türkiye, sahip olduğu güçlü demokrasi ve kalkınma zemini üzerinde, kendi geleceğini kendi iradesiyle belirleme azminden taviz vermeden yoluna devam ediyor. Halkımıza tek vaatleri ‘Eski Türkiye’yi geri getirme’ olanların önündeki en büyük engel, milletimizin işte bu iradeye sıkı sıkıya sahip çıkmasıdır. Biz milletimize 2023 hedeflerini, ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokmayı, büyük ve güçlü Türkiye’yi, yeni nesillere 2053 vizyonunu miras bırakmayı taahhüt ediyoruz. Bizimle bu vizyonu paylaşacak herkesle birlikte yol yürümeye, rekabet edecek herkesle de yarışmaya hazırız. İnşallah 2022, 84 milyon insanımızın tamamı için hayal ettiğimiz güvenli, huzurlu, mutlu, müreffeh günlere erişeceğimiz bir yıl olacaktır. Milletçe verdiğimiz emeklerin, sahip olduğumuz eser ve hizmetlerin, yaptığımız fedakârlıkların, çektiğimiz çilelerin karşılığını ziyadesiyle alacağımız bir döneme giriyoruz. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılına kavuştuğumuzda, bu gerçeği çok daha net göreceğiz. Ülkemizi hedeflerine ulaştırmak için her yıl olduğu gibi 2021 yılında da yurt içinde ve yurt dışında pek çok programa katıldık, çalışma yürüttük. Yurt içinde 26 şehrimize 34 seyahat gerçekleştirerek, hem milletimizle kucaklaşıp hasret giderdik, hem de yapımı tamamlanan eser ve hizmetlerin açılış törenlerine katıldık. Yurt dışında 13 farklı ülkeye 14 seyahat yaparak, ülkemizin hak ve menfaatlerini daha ileriye taşıyacak temaslar gerçekleştirdik. Bunların yanında Ankara ve İstanbul’daki programlarımızla, milletimize kesintisiz hizmet sunacak çalışmalar yürüttük. Rabbim nefes ve milletimiz destek verdikçe, ülkemize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Sözlerime son vermeden önce, 2021 yılı içinde, salgın ve tabii afetler başta olmak üzere çeşitli sebeplerle vefat eden tüm vatandaşlarımıza, vatan topraklarını müdafaa ederken şehadete yürüyen kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.
Bu yıl içinde doğan evlatlarımıza, anneleriyle, babalarıyla, sevdikleriyle sağlıklı, mutlu, hayırlı bir ömür temenni ediyoruz. Yeni yılın milletimize ve tüm insanlığa huzur ve refah getirmesi duasıyla hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla.”
Hibya Haber Ajansı