Bütün bu opsiyonlar şu anda masada görüşülmektedir. Ümit ediyorum ki; bunların hiç birine gerek kalmadan Kuzey Irak Yönetimi aklını başına alır ve bu sonu karanlık olan maceradan vazgeçer" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2017-2018 Akademik Yılı Açılış Törenine katıldı. Burada konuşma yapan Erdoğan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi tarafından yapılan referanduma İsrail’in destek vermesini değerlendirdi. Erdoğan, "Nereden çıktı bu Kuzey Irak Yerel Yönetimi’nin şu anda attığı adımı desteklemek. Önce bunu gözden geçirsinler. Bunu gözden geçirmedikçe atacağımız birçok adımı da bundan sonra İsrail ile atamayız. Türkiye’yi bölgede oyun kurucu olarak görmeyenlerle bizim adım atmamız mümkün değildir. Türkiye bu bölgede oyun kurucudur. Şu anda Kuzey Irak’ta Araplar, Türkmenler var ve ciddi bir nüfusa sahip. Bunlar kendilerinden başka kimseyi tanımıyorlar. Türkiye’nin, İran’ın, Irak Merkezi Hükümetinin, yani çevresindeki tüm ülkelerin karşı olduğu bir bağımsızlık girişiminin fiilen mümkün olması ve orada yaşayanları mutlu etmesi düşünülemez. Bu sabah güzel bir istihbarat geldi. Bir şoföre sormuş Kuzey Iraklı, ‘Ne yaptın, ne oyu verdin, evet oyu mu verdin? Peki bağımsızlığınız tanınmazsa ne olacak?’ diye. O da, ‘Çoluğumu, çocuğumu alıp Türkiye’ye gideceğim’ demiş. Bu nasıl iştir. Memurunun maaşını ödeyemiyorsun, sana ta Başbakanlığım döneminde kredi açıyoruz memurunun maaşını öde diye. Sen kalkıp böyle bir adımı atarken soralım demiyorsun" diye konuştu.
"Bu mesele öyle Barzani tarafının iddia ettiği gibi Kürtlerin hakkı meselesi değildir"
Türkiye’nin buradaki süreci yorumlayacağını ve ona göre adım atacağını söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz son ana kadar Barzani’nin böyle bir yanlışa düşeceğine ihtimal vermiyorduk. İlişkilerimizin tarihteki en iyi seviyesinde olduğu bir dönemde önceden hiçbir danışma ve görüşme yapılmadan alınan bu karar açıkçası ülkemize de ihanettir. Bu mesele öyle Barzani tarafının iddia ettiği gibi Kürtlerin hakkı meselesi değildir. Sen orada zaten huzur içinde yaşıyordun. Eyalet devleti olarak bunu sürdürüyordun, aynı şekilde sürdür. Ne gerek var. Eğer haktan söz edeceksek oradaki Arapların, Türkmenlerin haklarını da konuşmamız gerekiyor. Onu nereye koyacaksın. Bu referandumda onların haklarına dair hiçbir şey yok. Türkmenler, Araplar sandığa gitmedi. Kuzey Irak’taki diğer etnik grupların varlıklarından ve haklarından söz etmek Kürt düşmanlığı değil, binlerce yıllık hakikati dile getirmektir. Bu girişim onların haklarının gaspı anlamına gelmektedir. Dünyanın ve bölgemizin içinde bulunduğu şartlar, Irak’ın ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü özellikle o temelde halkların tercihlerine saygılı yöntemlerle idare edilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır."
"Yakın takip içerisinde süreci değerlendiriyoruz"
Tek desteğin İsrail tarafından verildiğine dikkat çeken Erdoğan, "Daha sandıklar açılmadan kutlamayı PKK’lılar yapıyorsa orada masumiyet de, meşruiyet de yoktur. Bu böyle bilinsin. Nasıl ve hangi şartlarda fiiliyata geçirildiği meçhul olan bu referandumla ilgili açıklanan katılım oranı da çıkan sonuçlarda şaibelidir. Çünkü yapılan iş şaibeli. Özellikle Türkmen ve Arap nüfusun çoğunlukta olduğu yerlerde nüfus kayıtlarının imhasından zorla göçe kadar her türlü hukuksuzluğun yaşandığı bir sürecin ardından yapılan bu referandumu meşru kabul etmek mümkün değildir. Irak coğrafyası önümüzdeki dönemde en az DEAŞ tehdidi kadar hatta ondan çok daha fazla yıkıcı ve acı sonuçları olacak olayların içine itilmeye çalışılmaktadır. Türkiye, sınırlarının yanı başında yaşanan böyle bir rezalete, çarpıklığa, tehlikeye sessiz kalamaz. Biz şu anda başta İran olmak üzere Merkezi Yönetim olmak üzere yani çevresindeki 3 ülke zaten bu konularda görüşme halindeyiz ve burada bütün istihbarat örgütlerimiz aynı zamanda bütün bu çalışmaları sürdürmektedir. Yakın takip içerisinde süreci değerlendiriyoruz. Barzani ve Kuzey Irak Yönetimi biran önce bu yanlıştan dönmezlerse bölgemizi bitim tükenmez bir köken ve mezhep savaşının içine itme utancıyla tarihe geçeceklerdir. İstikrarsızlığı bölgede kalıcı hale getirme ve yayma amacı taşıyan her girişim doğrudan bizim milli güvenliğimize tehdittir. Irak’ın bölünmeye değil, birliğini, beraberliğini, kardeşliğini, dayanışmasını pekiştirmeye ihtiyacı vardır. Aynı durum Suriye için de geçerlidir. Bu tür girişimlerle kendilerine devlet kuracaklarını sananlar birilerinin oyuncağı olacaklarını, işleri bitince de kaldırılıp bir köşeye atılacaklarını unutmamalıdır. Kendi ülkelerindeki çok parçalı yapıları bütünleştirmek için uğraşanlar, bölgemizdeki binlerce yıllık birliktelikleri parçalamaya çalışarak, asıl niyetlerini ele veriyorlar. Bölgemizde ayrılıkları teşvik edenler, eğer bölünme, parçalanma, küçülme iyi bir şeyse önce bunu kendi topraklarında taktik ederek dünyaya emsal teşkil etmelidir. Böyle bir niyeti ve çabayı asla göremezsiniz" ifadelerini kullandı.
"Bütün opsiyonlar şu anda masada görüşülmektedir"
Irak ve Suriye’deki aklıselim insanlara, "Gelin bu oyuna düşmeyin, gelin kendinizi kullandırtmayın. Bugün sizi kışkırtanlar yarın çekip gidecekler unutmayın. Ama bizler binlerce yıl birlikte yaşamaya devam edeceğiz. Bugünün hırsı için yarınlarınızı heba etmeyin. İsrail bayraklarının orada dalgalanması sizi kurtarmaz" diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Şu anda bunların durumu aynen deve kuşunun haline döndü. Çünkü tarihte elimizde belgeler var bunlarla ilgili. Şimdi onlar meydana çıktı. Bu belgeler bu vesileyle çok açık ve net artık müzakere edilmeye ve gündeme gelmeye başlayacak. Biz Kürt kardeşlerimizi de, Arap kardeşlerimizi de, soydaşlarımız Türkmenleri de, diğer grupları da refah, barış, huzur, güven içinde görmek istiyoruz. Bunun için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız. Gerekirse ekmeğimizi bölüşmeye, gerekirse kol kola girip birlikte mücadele etmeye hatta icap ederse kanımızı aynı toprağa birlikte akıtmaya hazırız. Yeter ki birlik ve beraberlik yolundan ayrılmayalım. Türkiye’nin gücü ve imkanları bu tür tehditlerle mücadele etmeye ziyadesiyle yeterlidir. Biz sadece meselenin sulh yoluyla çözülmesini istiyoruz. Bu yol kapandığında elimizdeki imkanları kullanmaktan asla tereddüt etmeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyorum. Ülkemizi, Suriye’de oyaladıklarını, dolayısıyla Irakla ilgilenemeyeceğini sananlar, bizim en zor zamanımızda dahi gerektiğinde yedi düvelle mücadele edebilecek gücümüzün olduğunu unutmasınlar. Ekonomik yaptırımlardan, askeri seçeneklere kadar tüm ihtimaller şu anda masadadır. Hava sahaları, kara hepsi masadadır. Bütün bu opsiyonlar şu anda masada görüşülmektedir. Ümit ediyorum ki; bunların hiç birine gerek kalmadan Kuzey Irak Yönetimi aklını başına alır ve bu sonu karanlık olan maceradan vazgeçer."