Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Bugün de 1500 muhtarımızla birlikteyiz.Ülkemizde hiçbir Cumhurbaşkanı'nın hiçbir Başbakan'ın hiçbir siyasetçinin yapmadığı başaramadığı bir rekor.
Sizlerle uzun süredir devam ettirdiğimiz bu buluşmaların hayırlı neticelerini de alıyoruz.
Hem muhtarlarımızın hem de onlar vasıtasıyla mahallelerimizin ve vatandaşlarımızın pek çok sıkıntısını çözüm yoluna koymuş olmamızdır.
Bu çerçevede İçişleri Bakanlığımız bünyesinde giderek daha etkin şekilde kullanılmaya başlanan bir Muhtarlık Bilgi Sistemi kurduk.
Yine İçişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyete geçen Muhtarlar Daire Başkanlığı vasıtasıyla sizlerin meselelerinin Ankara'da en üst düzeyde ve tek elden takip edilmesini sağladık. Bununla kalmadık muhtarlarımızın taleplerini takip etmek üzere illerimizde vali yardımcısı büyükşehirlerde genel sekreter yardımcısı diğer belediyelerde başkan yardımcısı düzeyinde muhataplar belirlenmesini teminatını muhtarlarımızla bir araya geldiğimiz bir toplantıda dile getirilen teklif üzerine 19 Ekim tarihini Muhtarlar Günü olarak belirledik.
Muhtarların özlük haklarında SGK primlerinin sosyal güvenlik kurumu primlerinin devlet tarafından ödenmesi maaşlarının artırılması silah ruhsatı harcı muafiyeti başta olmak üzere pek çok önemli iyileştirmeler yaptık.
Bizden önce bunları yoktu. Bunların hepsini gerçekleştirdik. Bu vesileyle sizlere bir de müjde vermek istiyorum. Bilindiği gibi biz geldiğimizde muhtar maaşları neydi 97 liraydı. Yılbaşı itibariyle 3392 lira seviyesine kadar çıkarmıştık. Ayrıca 1726 lira tutarındaki sosyal güvenlik kurumu primlerini de karşılamaya başlamıştık.
Muafiyet sağladığımız silah ruhsatı harcı anında 10.359 lira olduğunu hatırlatmak istiyorum. Bununla birlikte muhtar maaşlarının asgari ücretin altında kalmasına gönlümüz razı olmadı.
Yaptığımız değerlendirme sonunda muhtar maaşlarını asgari ücret seviyesine yani 4 bin 250 lira yükseltme kararı aldık.
Başkaları atar tutar biz yaparız. İşte şimdiden yine aynı şekilde hayata geçmesi için gereken kanuni değişikliği en kısa sürede yapacağız.
Bugüne kadar her sözün arkasında nasıl durduysak bundan sonra da yine aynı şekilde sözlerimizin arkasında duracağız. Kanun değişikliği ile kısada sürede göreceksiniz
Bir başka önemli çalışmamızda muhtarlık hizmet binaları ile ilgilidir. Köy Konağı tarzında ve mahalli mimariye uygun şekilde inşa edeceğiz.
Muhtarlık hizmet binaları ile ilgili proje çalışmalarını tamamladık yerlerini önemli ölçüde belirledik inşasına yakında başlıyoruz.
Kadın muhtarlarımızın görev yaptığı yerlere öncelik vermek suretiyle muhtarlık hizmet binalarımızı güvenlik kamerası sistemleri ile donatıyoruz.
Ankara'da sizler için hazırladığımız Muhtar Konuk Evi'ni de inşallah 19 Ekim Muhtarlar Gününde hizmete açıyoruz.
Adrese dayalı nüfus kayıt sistemini muhtarlarımızın istifadesine açarakgereken bilgilere buradan ulaşılmasını sağlıyoruz.
Afetler sonrası AFAD'ın gönderdiği yardımlarının dağıtımı ile ilgili de muhtarlarımızın kullanabileceği bir sistem kuruyoruz. Görüldüğü gibi muhtarlarımıza ne söz vermişsek hepsini de yerine getirdik getiriyoruz.
Bugün de koronavirüs salgını sebebiyle ara vermek zorunda kaldığımız muhtarlar toplantımızı 51. buluşmamızda yeniden başlatıyoruz. Yaklaşık iki buçuk yıllık bir aranın ardından tekrar sizlerle birlikte olmanın hasret gidermenin bahtiyarlığı içindeyim. Tabii bu arada siz muhtarlarımıza bir teşekkür borcumuz da var onu da ifade etmeden geçemeyeceğim.
Birlikte olamadığımız süre boyunca gerek koronavirüs salgınına gerek sel ve yangın felaketlerine karşı verdiğimiz mücadelede muhtarlarımız ilk saflarda yer aldı ve kaymakamlıklarımızla yakın işbirliği halinde filyasyon ekiplerinde vefa guruplarında denetim ekiplerinde aktif görev alan tüm muhtarlarımıza şahsım milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
Devletin ülkenin en ücra köşelerine kadar uzanan elleri olan muhtarların ne kadar önemli ve kritik işlevlere sahip olduğunu bu felaketler vesilesiyle herkesin yakından gördüğüne inanıyor.
Bizim sizinle kader bakımından hatırlarsanız yaklaşık 24 yıl önce siyasi hayatımız bitirilmek istenirken bu kardeşiniz için gazeteler ne başlık atmıştı muhtar bile olamaz manşetleri atmıştı. Dikkat edin muhtar olamaz demediler muhtar bile olamaz bu ifade zihin dünyalarında muhtara biçtikleri değeri muhtarı koydukları yeri gösteriyor. Tabii bu manşetleri attıran tek parti faşizmi o zihniyetin geçmişte bir gecede muhtarların mühürlerini toplatarak tüm muhtarlıkları kapatmaya teşebbüs ettiler.
Ellerine fırsat geçtiğinde milli iradenin her kurumu gibi muhtarlıkların da kapısına kilit vurmaktan vazgeçmezler.
Şimdi yalan yanlış konuşuyor muhtarın yanına katip koyacakmış sekreter koyacakmış inanıyor musunuz ? Bunların işleri güçleri palavra ya dürüst olun dürüst olun!
Ücretsiz elektrik vereceğiz nerede? Şanlıurfa'da bunu söyledi inandınız mı? Yav şu anda elinizdeki belediyelerde hadi buyurun elinizi tutan mı var ücretsiz elektrik verin hadi. Böyle büyük bir yalan olabilir mi ?
Bir defa elektrik olayı belediyeler de değil Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı elektrik belediyelerle alakası yok.
Böyle bir yalan söyleyen ana muhalefetin başı var dürüstlük bunların semtine uğramamış! Oyunlara gelmeyeceğiz.
Siyasi tarihimize geçmişte zaten böyle bir salon bu devlette bugüne kadar olmadı. Elhamdülillah bunu biz yaptık ve bu salonla işte bu muhteşem toplantılarımızı yaptık yapıyoruz ve yapacağız.
Sizlerin bir araya gelişiniz sizlerin bu buluşmanız var. İşte bu bizi sevmeyenlere bir ders oluyor birbirini sevenlerle bu yolda beraber yürüyeceğiz.
Bugün de sizlerle şöyle geçmişten bugüne ve geleceğe uzanan bir muhasebe yaparak hafıza ve nefes tazelemek istiyoruz. Türkiye'nin 2 asırlık demokrasi ve kalkınma mücadelesinde ne kadar kritik bir safa da olduğumuzu ancak böyle bir değerlendirme ile görebiliriz.
Geçmişin hatalarından ders alarak kendimize daha güçlü ve emin bir gelecek inşa etmek için bu tabloya beraberce dikkat kesilmemiz gerekiyor.
Yaşadığımız her gelişme dünyayı gelişmiş gelişmekte olan ve geri kalmış diye sınıflayanların bize biçtikleri kılıfın aslında ne kadar fıtratımıza medeniyetimize aykırı olduğuna işaret ediyor.
Geçtiğimiz 20 yılda bilhassa da son 10 yılda yaşadıklarımız ileride üzerinde yıllarca çalışılsa da yetmeyecek siyasi sosyal ekonomik askeri dersler içeriyor.
Bu süreçte asırlar boyunca bize ne dediler? Siz yapamazsınız ne varsa aslında hepsini de çok daha önceden yapmamız gerektiğini gördük
Uçaklarımızı yaptık mı? İnsansız hava araçlarımız yaptık mı? Silahlı inşallah hava araçlarımızı yaptık mı? Şimdi daha ileri gittik. Şimdi bizden kimler bunlardan istiyor biliyor musunuz o yapamaz edemez diyen o büyük ülkeler vardı ya o koskoca ülkeler vardı ya şimdi onlar bizden bu uçakları istiyor.
Bu süreçte asırlar boyunca bize sizin çapınız da gücünüzde aklınızda yetmez dedikleri ne varsa aslında hepsini de herkesten çok daha iyisiyle başarabileceğimizi gösterdik.
Bu süreçte asırlar boyunca bize bağınızı koparmadan unutmadan reddetmeden çağdaşlaşamazsınız dedikleri ne varsa aslında hepsinin de sıkı sıkıya sarılmamız gereken değerlerimiz olduğunu gördük.
Bu süreçte asırlar boyunca bize envai çeşit kılıf altında sunulan her şey aslında ülkemizi demokraside ve kalkınma da geri bırakmak için uydurulmuş safsatalar olduğunu gördük.
Daha acısı ülkemizden bir kesimin ülkemizi ve milletimizi geri bırakmak vaktimizi ve enerjimizi heba etmek gayesiyle yazılan senaryolarda kendilerine verilen mankurtluk rolünü nasıl şahsiyetlerinin bir parçası haline getirdiklerini gördük.
Tek parti faşizmini ve darbeleri savunanların millete ve milli iradenin temsilcilerine yapılan zulümlere arka çıkanların hala aynı yerde duruyor olmasının başka izahı var mı?
Siyasi sosyal ve ekonomik kaos denemelerinin tetikçiliğini yaparak ülkenin ve milletin felaketininden kendine ikbal devşirmeye çalışanların hala ortada dolaşıyor olabilmesinin soruyorum başka izahı var mı?
Küresel yönetim ve ekonomi sistemi 2008 küresel finans krizi ve koronavirüs salgını ile köklerinden sarsılırken hala milletimize tek vaatleri eski Türkiye olanların durumlarını başka nasıl tarif edebiliriz.
Ülkemizin bağımsızlığının alametleri olan 81 ilimize yayılan ve projelerden savunma sanayi ürünlerimize dış politikadaki onurlu duruşumuzdan yatırım istihdam üretim ihracat cari fazla yoluyla büyüme odaklı ekonomi programımıza kadar her şeye karşı çıkanları başka nasıl isimlendiriliriz.
Bizim 20 yıllık hükümetlerimiz döneminde eser ve hizmet siyaseti ile hem geçmişin eksiklerini tamamlarken hem geleceğin büyük ve güçlü Türkiye'sini inşa ederken her günümüz her anımız bu hadisi niyetle mücadele ile geçti.
Eğitimde ülkemizin 81 vilayetini üniversiteye bunlara rağmen kavuşturduk. Sağlıkta şehir hastaneleri gibi dünyanın gıpta ile baktığı bir proje bunlara rağmen başlattık ve yaygınlaştırdık.
O büyük ülkeler gelip bizim bu projelerimizi inceliyorlar. Sizin bu şehir hastaneleriniz nedir bunların projelerini bize verir misiniz işte buralara geldik.
Güvenlikte terör örgütlerinden suç çetelerine milletimizin canına ve malına kast eden yapıları bunlara rağmen çökerttik. Tendürek'te bütün bu terör örgütlerinin inlerine girmek suretiyle bunları çökerttik çökertiyoruz.
Benim vatandaşım huzurlu bir şekilde sokağa çıkabilmeli caddelere çıkabilmeleri ve gidip kafelerde kahvesini içmeli. İşte bu günler Elhamdülillah geldi.
26 tane havalimanımız vardı. Şimdi 56 tane havalimanımız var ve her havalimanının olduğu ilde yarım saatte evine ulaşıyorsun.
Bundan önce bunların aklı neredeydi ya? Niye bunları yapmadılar.
Bize bunları nasıl yaptınız diyorlar? "Yap-işlet-devretl'e yapıyoruz" diyor ki bu nedir diyor? Kolay değil! Tabii bunlar öğreneceksin işin içine girmeden bu iş olmaz arkadaşlarımız anlatıyor ama anlamıyorlar.
Savunma sanayinin iktidara geldiğimizde %20'di yerli. Şimdi %80'lere ulaşıyor bizden önce tüfek yapamıyorlardı.
15 Temmuz sonrası yeniden yapılandırdığımız kahraman ordumuz da Türkiye'yi istiklalini ve istikbalini güvenle bakabilen bir ülke haline bunlara rağmen getirdik.
Ekonomide neredeyse 85 yıldır ayaklarımızda duran prangaları birer birer kırarak mahkum edildiğimiz boyunduruklardan birer birer kurtularak ülkemizi dünyanın ilk 10 ülkesi arasına sokma hedefine doğru bunlara rağmen yürüyoruz.
Evet hangi alana bakarsanız bakın işte böyle bir manzara böyle bir fotoğraf göreceksiniz. Türkiye'de 20 yıldır verdiğimiz kavga ile 2 asırlık demokrasi ve kalkınma mücadelesini başarıya ulaştırmaya en yakın olduğumuz seviyedeyiz.
Bugün ülke olarak öyle kritik bir noktadayız ki ya bu mücadeleyi başararak evlatlarımıza gururla teslim edeceğimiz bir 2053 vizyonu miras bırakacağız ya da güvenlikten sanayi'e her alanda birikimlerimizi tehlikeye atarak yeniden istikrarsızlık batağına sürükleneceğiz.
Kifayetsiz muhterisin kendi kısır çıkarları uğruna Kandilin ve Pensilvanyanın iktidara geliyoruz çemkirişlerine maruz bırakanları Allah affetmez millette affetmez.
2023'te işte böylesine hayati bir tercihte bulunacağız. Şimdi burada sizlerden 2023 için bir söz vermenizi istiyorum. Unutmayınız milletimizin nezdinde muhtar sözünün eri demektir.
20 yıllık kazanımlarına sahip çıkma ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomi arasına sokma mücadelemize destek vermenizi bekliyorum.
Bu sözü verdikten sonra artık gayri bir söze gerek yok.
Çok büyük hayaller kurarken çok büyük hedefleri hayata geçirmek için canımızı dişimize takarken insanlarımızın günlük hayatlarında yaşadıkları sıkıntıları da görmezden gelmiyoruz.
Türkiye'nin gezi olayları ile başlayıp terör saldırılarıyla darbe girişimleri ile nice tuzak ve kumpasla süren bir süredir de kur faiz enflasyon şer üçgeninde sahnelenmeye çalışılan serencamının elbette her vatandaşımıza bir maliyeti olmuştu.
Dün sosyal kaos denemelerine terör örgütleri üzerinden birliğimize ve sınırlarımıza yöneltilen tehditlere 15 Temmuz ihanet kalkışmasına karşı devletin tüm imkânlarını nasıl milletimizin emrine vermişsek bugün de aynı anlayışla hareket ediyoruz.
Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar her alanda insanlarımızı fahiş fiyat artışları altında ezilmeyecek düzenlemelere gittik. Ocak ayı itibariyle herkes bu artışların somut yansımalarını gelirinde ve hayatında görmeye başlayacaktır.
Kurun istikrar kazanmasıyla artık kimse bu bahane ile abuk sabuk fiyatlandırmalar yapmayacaktır.
Bankalardaki hesapları kur korumalı mevduata dönüştürenlerin sayısı her gün artıyor. Artık piyasalarda bir daha dengesiz döviz talebinden kaynaklanan bir dalgalanmanın yaşanmayacağını düşünüyorum.
Ülkeyi sıkıntıya sokma pahasına türlü yollara tevessül edenlerin de aç gözlüklerinin bedelini ödeyeceğini hatırlatmak isterim.
Tıpkı kur gibi enflasyonun üzerinde ki köpüğü de kısa bir sürede alacağımıza inanıyorum. Böylece çalışanlarımızın ve emeklilerimizin gelirlerinde yaptığımız artışlar çok daha anlamlı hale gelecektir.
Kim ki sabreder zafere ulaşır. Sabrederek daha çok çalışarak daha çok üreterek daha çok kazanarak bu badireyi de geride bırakacağız.
Dünyada küresel üretim ve ticaretin merkezi değişirken Türkiye en güçlü alternatif olarak öne çıkıyor. Sanayide mevcut fabrikalar tam kapasite harıl harıl çalışırken sürekli yeni yatırımlar yapılıyor istihdamda salgın öncesinin bile üzerine çıkarak 30000000 sınırına dayandı.
Dış ticaretimiz 225 milyar dolardan fazlası ihracat olmak üzere 500 milyar dolara ulaştı.
Turizmde Akdeniz'deki tüm rakiplerimizi geçtiğimiz bereketli bir sezonu geride bıraktık.
Çok daha kazançlı olacağına inandığımız yeni sezona hazırlanıyoruz. Salgının yol açtığı belirsizlik arttıkça Türkiye'nin önündeki fırsatlar birer birer kazanca dönüşmeyi sürdürüyor.
Tüm dünya kimi takdirle kimi endişeyle Türkiye'nin adımlarını yakından takip ediyor. Deve kuşu gibi kafasını kuma saplayıp kalmayan ülkemizin bölgesinde ve ötesinde sahip olduğu imkanları gücü ve potansiyeli hakkı ile teslim eden herkes bu gerçekleri kavrıyor görüyor biliyor.
Sıkıntılarımız var bunun yanında umuttu olmak için de çok sebebimiz var. Ekonomide bize hedeflerimize adım adım yaklaştıran programımızın ülkemizi nereden nereye taşıdığını yaz aylarına doğru hep birlikte çok daha iyi göreceğiz.
Dün nasıl ülkemizi vesayetin boyunduruğundan kurtardıysak. Dün nasıl ülkemizi terör örgütlerinin kuşatmasından çıkarttıysak. Dün nasıl ülkemizi diplomatik tuzakların arkasından ve arasından sağ salim geçirdiysek. Dün nasıl ülkemizi sessiz devrimlerle ileri demokrasiye kavuşturduysak. Dün nasıl ülkemizi 81 vilayeti ve 84 milyon insanı ile sağlam bir alt yapı ve üst yapı ile donattıysak. Dün nasıl ülkemizi Devleti ve milletiyle özgüven sahibi yaptıysak. Bugün de ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokarak yeşil kalkınma devrimini başarıya ulaştırarak herkesin iş ve baş sahibi olacağı bir istihdam iklimi oluşturarak.
Gençlerimize 2053 vizyonunu hayata geçirebilecekleri güçlü itibarlı bir Türkiye bırakacağız.
Siz değerli muhtarlarımızdan evlerinize ilçelerimize mahallelerinize köylerimize geri döndüğünüzde selamlarımla birlikte tüm bunları her bir vatandaşımıza anlatmanızı istiyorum.
İnsanlarımıza hakikatler ile besleyelim ki insanlarımızı hakikatler ile besleyelim ki yalanın iftiranın çirkefliği önünü kesebilelim."
Hibya Haber Ajansı